Enter your email Address

Cumartesi, Eylül 20, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
nuceciwan2@gmail.com
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

Devletlerin oluşumuyla egemenlik savaşları bir ahtapot gibi dünyayı sarmaya başladı

21/06/2025 - 18:08
içinde Analiz, Derinlik, Haberler, Manşet, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 6 mins read
A A
Devletlerin oluşumuyla egemenlik savaşları bir ahtapot gibi dünyayı sarmaya başladı
PaylaşTweetle
HABER MERKEZİ- Kemal Söbe’nin Kaleminden
Devletlerin oluşumuyla egemenlik savaşları bir ahtapot gibi dünyayı sarmaya başladı
“Dünyada yıllık 700 milyon ton buğday üretiliyor, bu da kişi başına 700 kilo demektir. Her çeşit tahıl ve gıda da bir o kadar üretim yapılıyor. Yani insanların her türlü ihtiyacını karşılayacak maddi her türlü üretim yapılıyorken, iktidar sahiplerinin derdi nedir acaba? Koltuk sahibi olan iktidarlar her şeye sahip olmak ister. Çünkü devlet sahip olmak iktidar olma arzusundan ve hırsından doğar ve etkinlik kurmakta sınır tanımaz, sınırları hep zorlar ve bu zorlamanın ilk başlangıcı rekabet sonrasıda rekabetin ve egemenlik kurmanın şiddetli hali olan sahip olma yani emperyalist savaşlardır. Devletleri duygulu insanlar yönetmezler, ve devlet yönetimine gelen birinin duygulardan uzaklaşması gerekir. Çünkü devletler hırs ve şiddetle yönetilir. Bu şiddet zaman zaman inceltilerek ve bazen de zora dayalı bir şekilde faşizmle, zulümle yoluna devam eder.
İktidar aygıtı olan devletin son formatı ulus devlet olarak karşımıza çıkıyor ama aslında ulusa en çok zarar ulusun devleti olduğunu iddia eden devlet verir.
İki şey şiddete ve savaşa yol açar, biri cehalet diğeri ise sahip olma hırsı. Bireyler arasındaki kavga, şiddet eğitimsizlikten ve cehaletten kaynağını alırken devletler arası savaşlar ise kaynağını egemenlik kurma, toplum üzerinde güç olma hırsından kaynağını alır. Kendi kendini yönetemeyen toplumlar egemenlik altına alınarak yönetilirler. Günümüz dünyasında toplumların hala yönetiliyor olmaları kendi kendilerini yönetmeyi öğrenemediklerinden kaynaklanıyor. Toplumların kendi kendilerini yönetme gibi bir sorunları yokmuş gibi görünüyor fakat yaşamak için, daha doğrusu özgür yaşamak için toplumların öncelikle kendi kendilerini yönetmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Kendi kendilerini yönetmeyi öğrenememiş toplumlar yaşamı sadece yemek ve içmekten ibaret görürler ve kendileri üzerinde egemenlik kuranları da kendi sahipleri olarak görürler, adeta tanrılaştırırlar. Yönetenleri tanrı olarak görme yani devleti tanrı olarak görme zihniyeti toplumu, yönetenler karşısında yani devlet karşısında adeta silikleştirir, kul köle haline getirir. Toplum üretici güçler olarak üretir yönetenler ise siyaseti belirlerler.
Çalışanlar, üretenler siyasetin formunu, şeklini, gidişatını belirleyemiyorlarsa, siyasetin gidişatını yönetenler belirliyorsa demek ki çalışanlar ve üretenler siyaseti belirleyenlerin hamalları ve köleleridirler. İşte kendi kendini yönetmek demek çalışıp üretmek kadar çalışmanın ve üretimin yönetimini de, koordinasyonunu, siyasetini de belirlenme hakkına sahip olmaktır. Işte bundan dolayı sosyalizmde üretenler kimse yönetenler de onlar olacak denir, ürettiğini yönetebiliyorsan özgürsün, senin ürettiğini başkaları yönetiyorsa sen özgür olamazsın, sadece fiziki olarak özgür görünümlü bir köle olursun. İşte günümüz ulus devletleri bu şekilde devamlılıklarını yürütebiliyorlar. Son 100 yıllık sosyalist devrimlere baktığımızda bu devrimlerde de devlet ziyneti aşılamadığı için devletin bürokratik yapısı içerisinde erimekten devlete teslimiyet yaşamaktan kurtulamadılar. Bundan dolayı insanlığın kurtuluşu için devletin olmaması gerektiğini en iyi tespit eden Önder APO olmuştur. Bazı Ulus devletçi Kürtler, Önderliği devleti istemiyor diye eleştiriyorlar , hatta Kürt halkının ulusal kimliksel haklarından uzaklaştığını söylüyorlar.
Bu zihniyet halkın halkların özgürleşmesini devletin varlığına otoritesine bağlayan ulus devlet zihniyetidir ve burada halklar adına özgürlük değil ancak esaret çıkar. Bundan dolayı devleti ve iktidarı egemenliği ve gücü önce beynimizde öldürmemiz gerekiyor Yani önce beynimizi özgürleştirmemiz gerekir. Özgürlük doğru bir şekilde beyinde başlarsa yaşamda yansımasını bulur. Bu açıdan önderlik kişilik sorunu ve kişilik gelişimi üzerinde ağırlıkla duruyor. Bundan dolayı Önder APO insanın bireyin doğru bir şekilde hayatı öğrenmesine önem veriyor. Son 80 yüzyılda sosyal devrimlerin dışında da bazı ulusal mücadeleler yürütüldü. Ulusal mücadelelerin hemen hemen tamamı devlet zihniyetli yürütüldüğü için hepsi iktidar aracı olmanın ötesine geçemediler. Işte Önder APO hem sosyalist devrimlerden hem de ulusal mücadelelerin sonuçlarından önemli dersler çıkarmasını bildi. Bu deneyimlerden yola çıkılarak önemli sonuçlar geliştirildi, önemli teoriler ortaya kondu. Halkın özgürleşmesi ancak devlet dışı egemenlik dışı iktidar ve otorite dışı örgütlenme ile olur o da halkın doğrudan örgütlenmesi, doğrudan kendi kendini yönetmesidir.
Şimdi bazı iktidarcı ve ulus devletçi çevreler Önder APO’nun paradigmasını ya yanlış anlıyorlar ya da hiç anlayamıyorlar. Önder APO toplumsal yönetime karşı çıkmıyor Öndr APO toplumun tepesine çöreklenen küçük bir asker bürokrat sermaye elitinden oluşan ve amacı toplumu köle olarak kullanmak olan devletin varlığını reddediyor. Önder APO toplumsal yönetimi reddetmiyor tam tersi toplumsal yönetimi öngörüyor, ortaya koyuyor geliştiriyor. Önder APO’nun paradigmasında Kürdistan var, özgürlük var, demokrasi var, ulusal değerler var, ancak devlet yok ama halkın kendi yönetimi var. Insanlar doğru bir özgürlük zihniyetine sahip olamadıkları için özgürlüğü ulusal kurtuluşu, ulusun özgürlüğünü ulusun devletiymiş gibi kendisini gösteren iktidar aygıtının varlığına, var olması gerektiğine bağlıyorlar. Oysaki Önder APO kaç defa, nerede çok devlet orada az özgürlük nerede özgürlük orada devletsizlik demiştir. Egemenliğin olduğu yerde birilerine ait olma durumu var demektir. Dolayısıyla birilerine ait olanlar özgür olamazlar. Bu birey için olduğu kadar toplumlar için de geçerli bir durumdur. Bundan dolayı başta Kürtler olmak üzere gerçekten özgürleşmek isteyen herkesin Önder APO’nun paradigmasını doğru okuyup öğrenmeleri ve doğru yaşamsal hale getirmeleri gerekiyor.”
PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

Nurettin Demirtaş: Sanatı komünleştirelim

Sonraki Yazı

Emir Kerimi: Savaş özgürlük ve demokrasi getirmez

Sonraki Yazı
Emir Kerimi: Savaş özgürlük ve demokrasi getirmez

Emir Kerimi: Savaş özgürlük ve demokrasi getirmez

Genç kadınlar 5. Şehit Zilan Festivali düzenleyecek

Genç kadınlar 5. Şehit Zilan Festivali düzenleyecek

Manşet

  • Kobani’de Şehit Çiya Rizgar satranç turnuvası başladı
  • Hezex’te gençlik şöleni
  • Öğrencilerden ‘Barış istiyoruz’ imza kampanyasına destek
  • Şirnex’te KYK yurdunda 8 öğrenci yemekten zehirlendi
  • Kobanê’de Gençlerden “Sosyalizm ve Özgürlük” Çalıştayı
  • Göbeklitepe’de tarihi keşif
  • Tebqa’da Gençler Önder APO’nun özgürlüğü için yürüdü
  • HPG-BİM 5 şehit gerillayı saygıyla andı

En Çok Okunanlar

  • HPG-BİM 5 şehit gerillayı saygıyla andı

    HPG-BİM 5 şehit gerillayı saygıyla andı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Göbeklitepe’de tarihi keşif

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Cudi Mahallesi’nde Gençlik Komini İnşa Ediliyor

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kobanê’de Gençlerden “Sosyalizm ve Özgürlük” Çalıştayı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG, şehit Zenda’yı saygıyla andı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Gençlik Dortmund’da birleşti: Önder APO’ya özgürlük

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Hezex’te gençlik şöleni

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Öğrencilerden ‘Barış istiyoruz’ imza kampanyasına destek

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • “Bir halkın varoluşu”

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Şehit Çiya Rizgar Anısına

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.