Enter your email Address

Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

Yedi Can 7 Melodi – II

22/10/2025 - 0:00
içinde Analiz, Derinlik, Haberler, Kurdistan, Manşet, Önemli Başlıklar, Şehitler Anısına, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 10 mins read
A A
Yedi Can 7 Melodi – II
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ- Özgür Dicle’nin kaleminden Ş. Yılmaz Hüseyin anısına;

Sabah güneşi mayıştırmış, herkesi uyutmaya doğru götürüyordu. Yorgundular.

Açlık kendini hissettirmiş, Fatma ananın sofrasını özlemiştiler. En çok sıcaklığını, en çok gülümsemesini. Mevzide nöbetçiyi tembihleyerek bir bir içeri girdiler. Sur sokakları günden güne sessizleşmişti. Ekmek almaya giden Aziz ve Helin vurulmuştu. Yaşlı ve çocuk ayrımı yapılmıyordu. Aziz 55, Helin ise 13 yaşındaydı. Bu yüzden yedi arkadaş gökkuşağının yedi rengini bu sokaklara getirmeyene kadar gitmeyeceklerdi.
Açlıktan ölen güvercinleri gördü Yılmaz. Bembeyaz tüylerini avuçlarına alarak yerine bıraktı tekrar. Bir bir baktı hepsine. Posta güvercinlerinin açlık ve susuzlukta olsa, kanatlarıda olsa terketmeyeceğini biliyordu. Terketmemişti kuşları onu. Üzüldü. Merdivenden kaldığı odaya baktı. Duvarda kendi asılan resmine. Perdeler kapalıydı. Oturmak istedi oturamadı. Nucan ile göz göze geldiler. Duvarlarda delikler açılmış odadan odaya geçtiler. Durmadan devam ediyordular. Öne geçerek Nuca’nın yetişmesini bekledi. İki basamak daha indi. Tam karşı sokağa geçeceği anda Nucan mayına basmış barut kokusu etrafa saçılmıştı. Ayaklarının üzerine yığılmış saçlarına astığı puşisi yüzünü örtmüştü. Yılmaz kucağına aldığı gibi Nucan’ı gözleri ile uygun bir yer aramış bulamamıştı. Toz parçaları göz kapaklarını açmasını zorlaştırıyor, beyaz güvercinin masumluğunu gözlerinde görüyordu. Ferhat sırtından almış olduğu mermi ile sırt üstü uzanmıştı sokağın başında. Gernas onu almaya giderken aynı şekilde. Nefessiz, gözleri açık. Yeni çıkmış sakallarına kan bulaşmış ve kurumuştu. Dudaklar çatlamış morarmıştı. Evlerinde olup bitenleri gözleri ile görenler dayanamamış sokağa dökülmüştüler. Ambulans sokak başında bekliyor, müdahale edemiyordu bir türlü. Sokak sokak ördüğü, tüm renkleri ve kapıları ezbere bildiği sokakta Ferhat ve Gernası öylece boylu boyunca görmek ağır gelmişti ona. Nucan yaralıydı kucağında. Gözleri tıpkı güvercinler gibi masumdu. Öyle saf öyle içten. Bakarken asiliğini görüyordunuz. Soluğu yetse şehiri yeniden fethedecekti. Gözlerini öylece boşluğa bırakmıştı Nucan…

Teneke içine bırakılan tahtalar ıslak olduğundan dolayı duman çıkararak öksürtmüştü onları. Omuzlarındaki kefiye hafif ısıtsada onları yağmur yağmaya devam ediyordu. Sabahın soğuğu iliklerine dek hissettiriyordu kendini. Avuçlarının üşüdüğünü fark etti. Mermileri sayılı, çantasındaki ekmek kırıntıları çok azdı. Suda ıslattığı buğday ve arpayı tenekenin üzerine bırakarak yumuşamasını bekledi. Radyo sinyalleri kesik kesikti. Cızırtılardan kimi zaman anlaşılmıyordu. Haberleri dinlerken ezan sesi sonrası imamın teslim olun dediğini duyunca gülümsedi. Ulucami imamı günde beş defa teslim olun diye nefesi çıktığı kadar bağırıyordu. Kurşunlu camii helikopterten açılan ateş sonucu yanmış, yaktıkları yetmemiş gibi propagandalar ile onların yaktığını haber bültenlerinde söylemiştiler. Tüm sesleri kafasında oturtmaya çalıştı Yılmaz. Demek büyük darbeler almışlarki iftira atmaya başlamışlar diyerek ateşe bakıp konuşmaya başladı.
– ben bu sokakları asla bırakmam dedi. Öksürdü, sustu .
Sokaklar ilk defa bu kadar sessizdi. Ayağa kalkıp sokağı kontrol etmek istedi. Oturdu yine. Sabırsızlıkla kalkıp Pazar sokağının başına geçti. Ezan durmuş tüm evler karanlıktaydı. Karanlık, su depoları mermilerden delik deşik olmuş, sular çamura karışmıştı. Sigarasını avuçlarının arasına almış ağaçların arasında sürünerek gelen karartılara takıldı gözleri. Simsiyah giyinen, sakalları uzun, Arapça konuşan üç kişinin ilerlemesini izledi. Telsizini sessize alıp bulundukları yeri iyice kontrol etmeye başladı. İzliyor, nefes alırken bile sessizliğini, sakinliğini koruyordu. Rozerin elleriyle omuzlarına dokundu. Hafif irkilip dönüp baktı. Geldiğini görmemişti. Silahın emniyetini açarak sessizce evin avlusuna geçti. Rozerin bir üst kata çıktı. Görünmüyordu. Yan binaya çıktı. Kapılar kapalıydı. Açmak istedi gücü yetmedi. Dördüncü katın kapısı açıktı. Kimse yoktu. İçeriyi kontrol ettikten sonra uygun pencere aradı. Mutfağın penceresi camiyi net görüyordu. Kapı ve pencere önceden açık bırakılmıştı. Minarenin içerisine gizlenen keskin nişancı pencereyi net görüyor hedefinin gelmesini bekliyordu. Rozerin habersizdi. Kestiremedi pusuyu. Sokağa giren ilk üç timi gördü ama önden gidenleri, duvarı delip içeri girenleri görmedi. Minarenin içerisine gizlenen keskin nişancının varlığından habersizdi. Rozerin siyah yeleğinin arkasına astığı fotoğraf makinesinin toz içinde kaldığını gördü. Mercek tozdan görünmüyordu. Pencere kenarından Hevselin, Dicle nehrinin uğultusu duyuluyordu. Jeneratör sesi uzaktan geliyordu. Karanlığın resmini çekmek istedi o an. Deklanşör su almış paslanmıştı. Karanlık yüzüne çarpıyor, ürpertisini hissediyordu. Sırtını duvara verip saçlarını iki eliyle topladı, bağladı tekrar. Toz parçaları iyice sinmişti üzerine. Gömleğinin yakasını düzeltmeye başladı. İstemsizce eli cebine gitti. Aynası kırılmıştı. Tahtanın ucuna sıkıca bağlayıp fotoğraf çekmekten vazgeçti. Surları düşündü. Yedi kardeşler burcu üzerinde çektiği resimler aklına geldi. Gülümsedi. Tekrardan surları çekmeliyim dedi. Gözleri ışıl ışıl oldu. Boğazı kurumuştu. Yılmaz geldi aklına. İrkildi. Aşağıda üst üste patlayan bomba ve silahlar iç içe geçti. Ayırd edemedi o an. Sesler kesilmeden devam ediyordu. Uğultular arttı. Araba sesleri çoğaldı. Aşağıda neler olup bittiğini bilmiyordu. Heyecandan kontrolsüz bir şekilde pencereye yöneldi. Karartısını fark eden keskin nişancı hedefine odaklandı. Pencere önünden eğilmeden geçmeye başladı. Ayağı takıldı. Dik durduğu gibi gözlerinin üzerinde sıcaklığı ve karardığını hissetti. Düştü olduğu yere. Halının üzerinde deklanşörün sesini duyamamış, mermi başına değmişti. Ne penceren yıldızları görebildi nede merceğin kana bulandığını. Fotoğraf makinesi yüzünü ve saçlarını çekerken eli deklanşörün üzerinde gevşemişti.

Pusuya düşmüştüler. Çekwar uzun boyunu Sur duvarlarına dayamış, kahverengi gözlerini gökyüzüne dikmişti. Annesinin ördüğü kazak üzerinde ve kan içindeydi. Bembeyaz yüzü yine gülümsemiş, avuçlarına son mermilerini sığıştırmıştı. Sırtını surlara dayamak ve gökyüzünü izlemek için bu anı beklemişti. Uyku onu çağırıyordu. Üşümeye başladı. Ayaklarını karnına çekti. Kan hızlıca akıyor diğer eliyle bastırmaya çalışıyordu. Kurşunlu mevzisi düşmemiş eşi benzeri olmayan bir kuşatmayla karşı karşıya kalmıştı. Ayağa kalkmaya çalıştı, olmadı. Hissetmiyordu artık bedenini. Kahverengi gözlerini yıldızlara takıp sonsuzluğa doğru yol almaya başladı.
Yılmaz soluk soluğa çarpışmaya devam ediyordu. Sokakta yankılanan her ses öfkesini biliyor, silahını ustaca kullanıyordu. Büyüdüğü sokaklar koruyordu onu. Oda sokağını. Kapılardan hızlıca geçiyor, kinini namluya takıp kusuyordu. Bir saniye dahi yerinde duramıyor, darbe üstüne darbe vuruyordu. Mermisi çantasında, roketi omuzlarındaydı. Keleşi seriye verip ortalığı toza dumana katıyordu. Sustu tüm silahlar. Ölenler ayaklarının altındaydı. Tek tek kontrol etmeye başladı. Silahlarını alıp caminin içerisinde gizlenen keskin nişancıyı aramaya başladı. Cami yanında bulunan bir kaç mezarın olduğu yere yöneldi. Minarenin içerisine gizlenen keskin nişancıyı fark etmişti. Yılmaz minarenin içerisine girmiş merdivenlerden çıkarken düşmanın nasıl içeri girdiğini düşünüyordu. Merdivenler yuvarlak olduğundan nefes almadan basamakları tırmanıyor, minarenin ilk defa bu kadar uzun gelmesine hayıflanıyordu. Soluğunu tutup namluyu ensesine dayadı. Kısa süreli şok yaşarken gözlerini kaldıramadı yerden. Kin ve gülümseme aynı anda işliyordu. Kahverengi gözlerinde intikam ateşi yanıp sönüyordu. Yutkundu. Elini tetiğin üzerinde tutuyor, susuyordu. Namlu sıcaktı halen. Mermileri saymamış, kalıp kalmadığını kestiremiyordu. Düşündü bir an. Riske girmek istemiyordu. Namlunun sıcaklığı keskin nişancının ensesini yakıyordu. Kızardığını fark etti. Acı çekiyordu. Glock tabancasını yokladı. Yıllardır kendisinden ayırmadığı tabancasını…

Mehmet Mutlu iki arkadaşı ile büyüdüğü Ali paşa sokağının hemen yanı başında elleri kelepçeli bir şekilde infaz edilmişti. Haberi dinlerken acıyı derinden hissetmişti Yılmaz. Doğduğu sokaklar, büyüdüğü sokaklar bir bir canlanmıştı zihninde.

Mehmet okuduğu Melik Ahmet lisesi önünde simit satıyor arkadaşlıkları ordan başlıyordu. Gözlerinin önüne düşen saçlarını bir kez daha yana kaydırdı. Şapkasını kaldırdı son kez. Ateş köze dönüşmüştü. Elindeki çubuk ile karıştırdı. Daldı, bir bir arkadaşlarını düşündü. Mehmet ve Nucan ile Kobani de kaldığı günleri hatırladı. İki şehrin kaderi aynı olmuştu. Sustu. Yıkılan duvarlara baktı tekrar. Sessizliğe bürünmüş Sur’a bir kez daha…
Toprağa emanet ettikleri, battaniyeye sardıkları, cam kavanoza koyulan isimleri, birer birer tüm savaşcıları, bıyığı yeni terleyen gençleri, masumca gülümseyişleri, acıları, erken gidişleri, bir lokmayı dörde bölmeleri, yaralarıyla mevziye tekrar dönenleri, ilk günden kaçanları bir bir hatırladı. Fatma ananın tatlı gülümsemesini. Tatlı bir gülümseme yayıldı yüzüne…

Yılmaz Kurşunlu camii mevzisine doğru adımını atarken pusuya düştü o an. Yaralı bir şekilde kendini caminin içerisine atmış, çatışmalar şiddetlenmişti. Her şeyi hatırlıyor, titremeler yoğunlaşıyordu bedeninde. Zihni açık bedeni kontrolü dışına çıkmıştı. Titreme o kadar yoğundu ki arkadaşları zor onu tutabiliyordu. Mermi sinirlerine denk gelmişti. Silahını düşürmüştü. Saçları gözlerinin önüne düşmüş sırılsıklam olmuştu. Arkadaşları sırtına alarak güvenli bir eve geçirip uyumasını engelliyordular. Rüya görmeye başladı yarım yamalak…
Yılmaz Yedi kardeşler burcunda yedi can ile bağdaş kurmuş Sur efsanesini sessizce anlatıyordu. Kırklar dağındaki erenler kulak misafiri olup Bağlardan getirdikleri üzüm salkımlarını birbirlerine ikram ediyordular. Hevsel cömert topraklarında biriktirdiği meyvelerini önlerine bırakmış, Dicle suyundan getirdiği suyu taslara dolduruyordular. Surların sırlarını fısıldayan yedi can, yedi rengin ve yedi melodinin sesini yedi günün hatırına birbirlerine anlatıyordular. Kahramanlıkları dilden dile dolaşırken, tekrar bir araya gelmek için yıldızlara uzanıp özgürlüğe kuşanıp el ele tutuştular. Yedi can direnirken Sur taşları koynuna alıp her birini bir bir saklayıp efsunladılar. El ele tutuşup Surlardan yukarı çıkarak gözden kayboldular…

Özgür Dicle

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

Wêranşar’da Gençlerden Rojin Kabaiş İçin Adalet Çağrısı

Sonraki Yazı

Helin Ümit: “Gençler Öncülüğünde Toplum Yürüdü.”

Sonraki Yazı
Helin Ümit: “Gençler Öncülüğünde Toplum Yürüdü.”

Helin Ümit: "Gençler Öncülüğünde Toplum Yürüdü."

HPG-BİM, Şehit Gerillayı Saygıyla Andı

HPG-BİM, Şehit Gerillayı Saygıyla Andı

Manşet

  • Önder Apo: ‘Bu Tarihi Bir Görüşmedir’
  • Suriye Demokratik Gençlik Meclisi Kuruluşunu İlan Etti
  • 3. Orkeş Festivali Heseke’de Düzenlenecek
  • Barış ve Demokratik Toplum Konferansı İstanbul’da Gerçekleştirilecek
  • İlham Ehmed Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda Konuşacak
  • Kerboran’da Kitlesel Taziye Ziyareti
  • Koçyiğit İmralı Görüşmesini Anlattı
  • 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu’nda Kabul Edildi

En Çok Okunanlar

  • HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • İlham Ehmed Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda Konuşacak

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kürtler Her Halükarda Özgürlüğü Kazanacaklar

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Koçyiğit İmralı Görüşmesini Anlattı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kerboran’da Kitlesel Taziye Ziyareti

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu’nda Kabul Edildi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Barış ve Demokratik Toplum Konferansı İstanbul’da Gerçekleştirilecek

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder APO’dan İştar Meclisi Konferansı’na Mesaj

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder Apo: ‘Bu Tarihi Bir Görüşmedir’

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Suriye Demokratik Gençlik Meclisi Kuruluşunu İlan Etti

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.