Enter your email Address

Salı, Aralık 9, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Gençlik Genç Kadın

ÜNİVERİSTELERİ ÖZGÜR AKADEMİLER İLE ÖRGÜTLEYELİM !

29/07/2025 - 16:55
içinde Genç Kadın, Gençlik, Haberler, Manşet, Öğrenci, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 10 mins read
A A
ÜNİVERİSTELERİ ÖZGÜR AKADEMİLER İLE ÖRGÜTLEYELİM !
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ- Tekoşîn Serhed yazdı.

“İyi ve güzel bir insan olma vaatleriyle yola çıkarsın. Daha çocukluktan başlar bu serüven. Temizliğin, saflığın ve güzelliğin sembolü olan ve ihanete uğratmadığımız çocukluğumuzda başlatılır her şey. Eğitim adı verilen eğdirme olayı. Çocukken kurduğumuz hayalleri düşünelim bir de bugün kurduğumuz hayallere bakalım; çocukken kim olmak istiyorduk, bugün kim olmak istiyoruz ya da kime ve neye dönüştük? Çocukluğumuzu yarı yolda bıraktığımızı görebiliyoruz değil mi? Sistemin eğitim kurumlarında yürütülen tek tip insan yaratma politikası, ilk önce hayallerimize saldırıyor. Birbirinden renkli olan hayalleri, fikirleri önceden seçilmiş tek bir renge dönüştürüyor ve zamanla hayal bile kuramayacak, sadece maddiyat için yaşayan insanları yaratıyor. Bir hipodrom görevi gören sistem okulları, öğrencileri bir yarış atıymış gibi kıyasıya bir rekabete sokup bitiş çizgisini üniversite olarak belirlemiştir.

Hayalini kurduğumuz üniversite ve bölüm kazandığımızı ilk duyduğumuzda içimizi büyük bir heyecan dalgası kaplar. Hatta o kampüs kartında ismini okumak, resmini görmek büyük bir gurur yaşatmıştır. Özellikle bir genç kadın olarak bununla beraber kimseye bağlı olmadan, özgürce yaşam kuracağımızı hayal ediyoruz. Bizler bu temiz duygularla hayaller kurarken ‘‘artık özgürüm “diye, adım attığımız bu mekân sonradan fark edersin ki bu sistem gerçekte kapitalist canavarın genç kadınlara ve gençliğe en çok saldırdığı mekanmış. Eğitim, ulus-devlet zihniyetinde, iktidar içinde eritilmiş ve toplumdan kopartılmıştır. Eğitimin ulus-devlet tarafından toplumdan koparıldığını söyledik; peki toplum nedir, eğitim ile ilişkisi nedir? Toplumları, bal kovanında çalışan arı birleşkesine, yaşamlarını da komün yaşamına benzetebiliriz. Bu kovanda işsiz tek bir arı yoktur, kimisi dışarı çıkıp bal yapmak için gerekli poleni getirir kimisi de kovan içinde getirilen polenle ilgilenir, her arının bir işi ve sorumluluğu vardır. Bu kovan içerisinde yaşayan tek bir dişi arı vardır, o da kraliçe arıdır. Kovanı yöneten kraliçe arıdır çünkü kraliçe yumurtalayan ve türün devamını sağlayandır. Kraliçe arı yumurtlama dönemindeyken onu koruyan ve besleyen diğer arılardır. Bütün arılar kraliçe arı etrafında örgütlenir, kraliçe nereye giderse diğerleri de onu takip eder. Kraliçeye ve kovana karşı bir tehlike, saldırı sezdiklerinde bütün arılar birleşip saldırıya geçer. Gördüğünüz gibi toplum, insanlığın doğal yaşamını devam ettirmek için oluşturduğu birlik ve beraberliktir. Toplum aslında komünaldir. Yukarıda arı örneğini verdik, bu toplumsallıktır, komündür. Erkeğin yarattığı devletçi uygarlığın aksine kadının etrafında gelişen ve kadının öncülük ettiği bir toplumsallıktır. Cinsler arasında birbirini yok etme ve üstünlük kurma gibi bir durum söz konusu değildir. Her iki cinsin de birbirine ihtiyacı var ve bu temelde gelişen bir yaşam anlaşması vardır. Kapitalist bireyciliğin yarattığı liberalist yaşamın aksine komün yaşamında; bireysel çıkar ve istekler söz konusu değil, esas olan bir kişinin çıkarı değil, tüm komün bireylerinin ortak ve öncelikli ihtiyaçlarıdır. Eğer ki eğitimi öğrenme ve öğretme olarak ele alırsak ilk öğretmeyi kadın yaptığından eğitimde kadının yaratımıdır. Kadın kendi bilgi ve tecrübelerini klanına özelliklede çocuklara ve gençliğe aktararak toplum içinde eğitimi yaratmıştır. Yani diyebiliriz ki eğitim, kadının yarattığı toplumdur. Kapitalist modernitenin topluma en büyük darbelerinden biri de gençliği toplumdan kopartmak olmuştur. Ulus-devlet sistemi ya kadını katlederek gençliği ve çocukları köleleştirmiştir ya da kendi egemenliğini büyütmek için eğitim adıyla el koymuştur. Bu eğitimde topluma karşı olan bir gençlik, komün sistemine karşı ulus-devlet sistemini oluşturmak amaçlanmıştır. Bu uyuşturan ezber eğitim sistemi aynı zamanda halkalara uygulanan en güçlü özel savaş politikalarından biridir. Asıl toplumundan koparılmış, kendi dilinden kültüründen tarihinden kopuk bir gençlik yaratılmak istenmiştir. Kendi tarih anlayışını ya da yalanlarla donatılmış tarih bilgisini, asıp kesen dini zihniyetlerini, hislerden uzak sanat anlayışını empoze etmeye çalışmış. Hiç kuşkusuz burada en büyük rolü sözde bilim kurumu olan üniversitelerine vermiştir. Üniversiteyi tekelleştirerek sermaye sahiplerinin oyun masasına dönüştürmüştür. Üniversite binalarını yükselterek, amfileri teknikle donatarak, bilim insanı unvanını nerden veya kimden aldığı belli olmayan kişileri, profesör diye yerleştirerek; en iyi üniversite, müthiş bilim yapan üniversite diye biz gençlere sunuyorlar. Hepimizin de karum kadar zengin olduğunu düşünüp akıl almaz rakamlar biçmektedirler. Bizleri dört yıl sonra eğitimli ve meslek sahibi bir insan olarak mezun edeceğinin sözünü verip, dört yıl sonra elimizde, sobaya da atsan ısıtmaz bir değeri olmayan bir diplomayla mezun etmektedirler. Sadece değersiz bir diploma da değil nitelik olarak hiçbir şey kazanamamış, kendi söküğünü bile dikemeyen, yaşamsal bilgi ve deneyimlerden uzak, sürekli hazıra konan, sadece ve sadece tüketen bir gençlik yaratmıştır. Elimize hiçbir değeri olmayan diplomayı tutuşturup bizi toplumun içine gönderiyor ve “yaşa” diyor, “nasıl yaşayalım?” diye sorduğumuzda “ne halin varsa gör” denilmektedir. Seni 16-17 yıl boyunca eğitim sistemine bağımlı yaşatmış. Ve yaşama diye yaşatmış. Köleliğine karasevdayla bağlanmış bir körler sürüsü yaratmış, yaşayamayacağını tabii ki de biliyor. Toplumsallaşmayalım, topluma ve birey olarak kendimize bir faydamız dokunmasın, iktidarlığını sarsmayalım diye eğitim adı altında bizleri yıllarca sömürüp eritmiş uyutmaya ve kendi özgür toplum değerlerimizden uzak tutmaktadır. Peki nedir gençliği ve bilimi sömüren bu sistemin alternatifi?

Gençliğin temel görevi, toplumla yeniden bütünleşmek olmalıdır. Bu da üniversitelerde komün yapıyı örgütlemekle mümkündür. Komün dediğimizde akıllara dört köşeli, çatılı bir yapı gelmemelidir yani fiziki bir yer değil. Toplumun örgütlendiği, özgürlük bilinciyle bir araya gelmektir. Komün, toplumsallıktır, ahlaki ve politik toplumdur. Toplum kadın öncülüğünde kastik katil olan kapitalizme karşı binlerce yıl boyunca direnmiş ve savaşmıştır. Özgür ve eşit yaşamı savunmuş, insan ve doğa savunuculuğu yapmıştır. Devletçi uygarlığın var gücüyle öldürmeye çalıştığı toplumsal değerleri, duyguları ve hisleri yaşatmıştır. Yaratıcılığı ve zekasıyla doğal toplumu yaratan kadındır ve bu toplumsallığın ilk katledileni de köleleştirileni de kadındır. Musakkadinlere, haremlere ve evlere kapatılan kadın bugün demokratik ve komünal toplumun öncülüğünü yapacaktır. Bilimi, felsefeyi, sanatı ve kadının yaratımı olan dili kapitalist modernitenin iktidarlığından çıkartıp kendi eğitim kurumlarımızı komün sistemiyle örgütleyeceğiz. Okul bittiği an evlilik bekleyen aile, beyaz gelinlik ve damatlık, sözde tatlı heyecanlar vs. Ev-li, eve ait olan kişi anlamına gelmektedir. Evet, evlendiğimiz an dört duvarı ve çatısı olan bir beton yığınına ait oluyoruz, esasında ise o gizli zindanın yaratanı ve egemeni olan erkeğin mülkü oluyoruz. O dört duvar arasında benliğimizden, irademizden ve sosyal yaşamdan dem ve dem kopartılıyoruz. Hayır deyip sesimizi yükselttiğimiz anda ise öldürülüyoruz. Kutsal aile kavramı özünde, katillerin kadın köleliğine güzellemeler yapmasıdır. Buna karşın genç kadınlar olarak üniversitelerde “Kadın ve Aile” eğitimlerini başlatmalı ve sadece kampüsle sınırlandırılmadan her kadına ulaştırılabilir. Önder Apo “Ekonomiyi yaratan kadın şimdi nan‘a muhtaç, erkeğin eline muhtaç.” Diye belirtmektedir. Bugün ekonomide hiçbir şekilde söz hakkımızın olmadığının farkındayız, dünya bankalarını kimler yönetiyor görüyoruz, okulu bitirdikten sonra işsiz kalacağımızın da farkındayız aslında. Hatta kadının özellikle işsiz bırakıldığını evliliğe mahkûm edildiğini de biliyoruz. Bu anlamda üniversitelerde “Nan‘ı Yeniden Kazanıyoruz Komünü” kurup bütün kadınlara taşıyabiliriz. Üniversitelerdeki en büyük sorunlardan biri de özgür düşünceyi; özgür bir şekilde dile getiremememiz, üniversitenin evrenselliğinin sözde olmasıdır. Özgürce okuma, düşünme ve konuşma imkanından yoksunuz, sürekli bir korku halinde tetikte bekliyoruz. “Özgür Düşünce” komünlerini örgütlemeli ve kantinlerde, amfilerde, kütüphanelerde kısacasıyla kampüsümüzün her köşesinde özgürce araştırma, tartışma koşullarını oluşturabiliriz. Sanat, tarih ve kültür çalışmaları da bu anlamda büyük bir öneme sahiptir. Unutmamalıyız ki bu alanlar düşmanın en fazla saldırdığı alanlardır.

Üniversite gençliği olarak Barış ve Demokratik toplum sürecine öncülük yapmak istiyorsak öncelikle demokratik sosyalist kişiliği kendimizden başlayarak yaratmaya başlamalıyız. Kutsallaştırılmış ezberleri bozarak sosyalist kişiliği anlama ve oluşturmanın her gün çabasında olmalıyız. Gençlik kimliğinin tarihi rolünün farkında olup, mirasını yeni dönemde hak ettiği gibi büyütmeliyiz. Bir söz vardır “dostunu yakın tut, düşmanını daha da yakın tut.” Devletin içine gireceğiz, kalbine kadar gireceğiz. Bugüne kadar bizlere kurumlarında kendi zihniyetini ve ideolojisini dayatıp empoze etmeye çalıştı, şimdi sıra bizde. Yalnızca kendimizi değil devleti de komünleştireceğiz. Bütün kurumlarında örgütleneceğiz, düşmanın kalbinde zihniyetiyle mücadele edeceğiz.”

Kaynak: Yurtsever Genç Kadın Dergisi

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

Tutsak Ersin Çiçek’in tedavi hakkı engelleniyor

Sonraki Yazı

Marsilaya’da Gençlik Buluşması: “Özgür Önderlik ile Örgütleniyor, Öncüleşen Gençlikle Zafere Yürüyoruz”

Sonraki Yazı
Marsilayada “Özgür Önderlik ile Örgütleniyor, Öncüleşen Gençlikle Zafere Yürüyor” Festivali

Marsilaya'da Gençlik Buluşması: “Özgür Önderlik ile Örgütleniyor, Öncüleşen Gençlikle Zafere Yürüyoruz”

Öcalanvigil sitesi yenilendi

Öcalanvigil sitesi yenilendi

Manşet

  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA
  • 3. Orkeşê Festivali İlk Gününe Büyük Bir Coşkuyla Başladı
  • Hamburg Gençliği: Zafer Bizim Olacaktır
  • JINNEWS’in Kasım Ayı Şiddet Çetelesi: Kasımda En Az 23 Kadın ve 3 Çocuk Katledildi
  • HPG BİM, 2024 Yılında Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı
  • TCŞ Stuttgart’tan “Ülkeye Dönüş” Semineri
  • “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” Sona Erdi
  • ‘Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’ 2. Gününde Devam Ediyor

En Çok Okunanlar

  • HPG BİM, 2024 Yılında Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    HPG BİM, 2024 Yılında Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Hamburg Gençliği: Zafer Bizim Olacaktır

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • TCŞ Stuttgart’tan “Ülkeye Dönüş” Semineri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kürt Gençleri Frankfurt’ta Kültürel Etkinlikte Buluştu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • JINNEWS’in Kasım Ayı Şiddet Çetelesi: Kasımda En Az 23 Kadın ve 3 Çocuk Katledildi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 3. Orkeşê Festivali İlk Gününe Büyük Bir Coşkuyla Başladı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Koçyiğit İmralı Görüşmesini Anlattı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • YRK 2023’te Şehadete Ulaşan Feraşîn Bêrîtan’ın Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” Sona Erdi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.