BEHDİNAN – KJK Koordinasyonu açıklaması şöyle:
“İmralı İşkence ve tecrit sistemi AKP-MHP faşist iktidarı tarafından kurumlaştırılmış tüm Kürdistan ve Türkiye halklarına yayılmış ve dayatılmıştır. Önder Apo ağır işkence ve tecrit koşullarında tutulmaktadır. Önderliğimize siyasi rehine politikası uygulanmıştır. Hiçbir yasal anayasal hak İmralı adasında geçerli olmamıştır. Keyfi politikalarla ağır hak ihlallerine gidilmiştir. Önderliğimizin yaşamsal koşulları her geçen gün ağırlaştırılmıştır. Fiziksel olarak nefes alamaz koşullarda tek başına bir hücrede tutulmaktadır. Faşist AKP-MHP rejimi ile tehditler somut politikalara dönüşmüş ve geliştirilmiştir.
Önderliğimize en son 9 Ekim komplosunun yıl dönümüne denk gelecek şekilde hücrede tutulduğu halde hücre cezası verilmiş ve yaşamsal koşulları daha fazla baskı altına alınmış ve ağırlaştırılmıştır. 7 Ağustos’dan bu yana hiç kimsenin görüşmediği avukat ve aile ziyaretlerinin yapılmadığı İmralı’da Önder Apo ve yanındaki siyasi tutuklulardan hiçbir şekilde haber alınmamaktadır. Avukatların ve ailelerin yapmış olduğu başvurular reddedilmektedir. Bütün bu uygulamalar İmralı’nın bir işkence sistemi olarak şekillendirildiği ve özel harp dairesi tarafından özel bir sistem ile yürütüldüğünü açığa çıkartmaktadır.
CPT İMRALI’YA HEYET GÖNDERMELİ
27 Şubat günü İmralı adasında yangın çıktığı haberi Kürt düşmanı olarak soykırımcı uygulamaların baş aktörü olan İçişleri Bakanı tarafından yapılan bir açıklama ile kamuoyu öğrenmiş oluyor. Bu durum ne ailelere ne de avukatlara söylenmemiştir. İmralı Adası’nda orman yangınının niçin çıktığı, kimler tarafından çıkartıldığı bu yangının nereye kadar yayıldığı neden önlenemediği, İmralı’da başta Rêber Apo olmak üzere siyasi tutukluların sağlık durumunun ne olduğu hiçbir şekilde devlet yetkilileri tarafından açıklanmamıştır. Bu durum AKP-MHP faşist rejiminin sorumsuzluğu ve ciddiyetsizliğini ortaya çıkartmaktadır. Bugüne kadar Önder Apo’ya birçok saldırıda bulunan bu iktidar hem 2007 zehirleme sürecinin baş aktörü hem de zorla saç ve bıyıklarını keserek bizzat fiziksel işkence yapmıştı. Bütün bu süreçler Kürt halkı ve kadınları tarafından yapılan eylemlerle ve mücadele sonucu boşa çıkartılmıştır. Bu durum hepimizi ciddi kaygılandırdığı gibi devletin açıklama dahi yapmaması büyük bir sorun olarak ele alınmalı, buna göre yaklaşılmalı ve harekete geçilmelidir.
Bu temelde CPT başta olmak üzere tüm insan hak kurumlarını, hukukçuları, siyasetçileri ve kamuoyunu kendi görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz. CPT’nin İmralı’ya bir heyet göndermesi ve Rêber Apo’nun avukatları ve ailesi ile görüşme yapmasının acil sağlanması gerekmektedir.
SOKAKLAR TERK EDİLMEMELİ
Rêber Apo’nun can güvenliği tüm Kürt halkının ve kadınların can güvenliğidir. Önderliğimizin durumuna ilişkin sağlıklı bilgilerin alınması için avukatların hemen İmralı’ya gitmesi gerekmektedir. Önderliğimizden haber almayana kadar tüm Kürt halkı, kadınları ve dostları sokakları terk etmemelidir. Önder Apo’nun sağlık, güvenlik ve özgürlük sorunlarına kısa, orta ve uzun vadeli çözüm bulunmayana kadar mücadele ve direniş zeminleri güçlendirilmeli ve süreklileştirilmelidir.”
