HABER MERKEZİ
Taş atan çocuklar, ülkemin öfkeli çocuklarıdır. Savaş koşullarında büyüyen çocuklar, savaşmayı ve direnişi kendilerine bırakılan tek yol olduğu doğdukları toprakların havasından ve suyundan biliyor. Ülkemin çocukları sömürgeye uğrayan ülkeleri için küçük ellerine aldıkları koca taşlarda hayallerinin ve çalınan çocukluklarının peşindedir.
Kürdistan’ın yiğit çocukları, büyüdükleri direniş hikayeleriyle, direnişi yaşatırlar. Pamuk prenses, masallarıyla değil. abi, ablalarının yiğitliklerini, düşmanın alçaklığını dinleyerek büyüyen çocukların öfkeleri dışarıya vuruyor ve daha o yaşta direniş yolunu açıyor.
2008 yılında sömürge Türk medyasının gündeme getirdiği “Taş atan çocuklar” meselesi küçük yaşta çocukları savaştırıyorlar diye gündeme getirildi. Sistem çarkının çeviricileri bu çocukların neden bu kadar öfkeli olduklarını sorgulatmadılar. Çıkarılan taraflı yasalarında “Taş atan çocuklar” için şunlar söyleniyordu: “Ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, her türlü kesici, delici aletler, taş, sopa, demir ve lastik çubuklar gibi silah ve araçları taşıyarak toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılanlara verilen 7 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecektir.”
Peki bu “Taş atan çocuklar” halka ve sömürgecilere ne anlatmak istiyordu?
Bilindiği gibi Kürdistan’da yaşayan çocuklar direnişleri dinleyerek büyüyor. Masalları dinleyerek değil. Ve çoğu zaman büyüyemiyor, çocuklarımızı öldürüyorlar… Cizre’de Ümit’i, İstanbul’da Berkin’i, Lice’de Ceylan’ı, Mardin’de Uğur’u ve daha adını burada sayamayacağımız kadar öldürdüler.
Karşısında “Taş atan çocuklar”ımız ise suçlu sayılıyor. Yazması güç ama anne karnındaki çocuklarımızı bile öldürdüler. Bu derece vahşetin içinde olan bir düşmana karşı çocukların özsavunmasını gerçekleştirmekten başka bir yolu kalıyor mu?
Çocukların neden buna yöneldiğini sorgulamadan önce, etraflarında gelişen şiddeti ve baskıyı görmek gerekiyor.
Son olarak Amed Newrozu’nda ortaya çıkan bir an bir genç yüreğinde gelişen Sur’un intikamını, Zülküf’ün intikamını, gördük. O gencin kim olduğunu bilmiyoruz. Ama emin olduğumuz bir şey var yüreğinde biriken öfke ve intikam duygusu bedenine sığmadı artık sığamadı ve öfkesi kendini dışarıya vurdu. Ve kaç yıldır Kürdistan’da katliam gerçekleştiren sömürgeci faşist Türk devletine ilk taşta atılmış oldu. Atılan taş gelişen direnişlerin habercidir.
Çocuklarımız, geleceğimiz bir kez daha gösterdi bize bu direniş 7’den 70’e devam etmekte ve devam edecek. İnkar edilen, ölümlere sürülen çocuklar, gençler, analar, babalar bir kez daha meydanlarda. Amed’in kuçelerinde büyüyen, mermilerle uyuyan, ninniler yerine top tank sesleriyle büyüyen, Botan’ın, Serhat’ın, Garzan’ın çocukları, gençleri vurmakla, tükenmeyeceklerinin farkında olmalı. Düşmanın eceli olacak, Zülküf’ün intikamını alacak, zafer bayrağını direniş kalesi Sur’a dikecek olan o çocuklar ve gençlerdir. Zafer bizimdir, zafer sizindir!
Arhat BA