HABER MERKEZİ – Çeko Mêrdîn yazdı.
Devrimci gençlik, tarih boyunca sadece isyanın değil, aynı zamanda yeninin yaratıcı gücü olmuştur. Bu yaratım, sadece eskiyi yıkmakla sınırlı değildir; esas güç, yeni olanı örgütleyebilmektedir. Bu nedenle örgütlülük, gençliğin sadece siyasal değil, aynı zamanda ahlaki ve kültürel bir sorumluluğudur. Örgütlü olmak, salt disiplinli olmak ya da bir yapıya dahil olmak değildir; birlikte düşünmenin, birlikte üretmenin, birlikte yaşamanın yollarını inşa etmektir.
Bugün gençlik için en büyük sorumluluklardan biri, hazır olanı tekrarlamak değil, ihtiyaçlara cevap verebilecek yeni mücadele biçimleri geliştirmektir. Mevcut örgütlenme modelleri kimi zaman yaşamın ritmini yakalamakta zorlanır. Bu noktada gençliğin yaratıcı enerjisi devreye girer. Yalnızca ideolojik doğrulara değil, hayatın içinden gelen sezgilere, deneyimlere ve duygulara yaslanan bir örgütlülük anlayışı, geçmişin yapay ayrımlarını aşabilir.
Özgür düşünceyi esas alan alternatif eğitim modelleri inşa edilmelidir
Bu paradigmanın en dinamik taşıyıcısı gençliktir. Gençlik, mevcut sistemin dayattığı rekabetçi bireyciliğe karşı kolektif yaşamın ve demokratik örgütlülüğün inşasında öncül rol üstlenebilir. Somut alternatifler bakımından, ilk olarak komünal yaşam alanlarının oluşturulması önemlidir. Gençler; tüketim kültürüne karşı kendi kolektif üretim ve paylaşım zeminlerini yaratmalı, ekolojik tarım, ortak yaşam evleri ve kooperatifler gibi pratiklerle bu süreci örmelidir.
İkinci olarak, öz yönetim ve demokratik meclisler deneyimleri yaygınlaştırılmalıdır. Gençlik, kendi ihtiyaç ve sorunlarını tartışıp karar alabildiği özyönetim mekanizmalarını kurarak, siyasal-toplumsal özneleşmesini güçlendirmelidir.
Üçüncüsü, özgür düşünceyi esas alan alternatif eğitim modelleri inşa edilmelidir. Devletçi-milliyetçi müfredata karşı, eleştirel düşünceyi ve çok kültürlü hafızayı temel alan özgür gençlik akademileri kurulmalı; sanat, tarih, felsefe ve toplumsal mücadele deneyimleri bu zeminlerde yeniden öğrenilmelidir. Bu adımlar, gençliği sadece direnen değil, aynı zamanda kuran ve dönüştüren bir toplumsal özne haline getirebilir. Demokratik toplumun ruhu, gençliğin cesaretinde, yaratıcılığında ve örgütlenme yeteneğinde hayat bulur.
Yaşamın tüm alanlarına sinmiş bir alternatifin ipuçlarını sunar
Yeni olanı üretmek, devrimci gençlik için bir lüks değil, bir zorunluluktur. Bugünün gençliği, ekolojik yıkımdan dijital sömürüye, toplumsal yabancılaşmadan kimlik mücadelelerine kadar çok katmanlı bir baskı altında yaşamaktadır. Bu çok yönlü baskıya karşı çok yönlü yanıtlar üretebilmek, esnek ve yaratıcı örgütlenmeleri gerektirir. Kimi zaman bir öğrenci kolektifinde, kimi zaman bir mahalle dayanışmasında, kimi zaman dijital bir platformda hayat bulan bu örgütlenmeler, klasik kalıpların ötesine geçerek gerçek bir toplumsal dönüşüm potansiyeli taşır.
Devrimci gençlik, yeni şeyler üretmede yalnızca araçlar değil, anlamlar da yaratır. Bir afişteki slogan, bir forumdaki söz, bir yürüyüşteki ritim; bunlar yalnızca eylem biçimi değil, aynı zamanda yeni bir yaşam tahayyülünün taşıyıcılarıdır. Sanatta, teknikte, dilde ve duyguda devrimci olan, yaşamın tüm alanlarına sinmiş bir alternatifin ipuçlarını sunar.
Bu yüzden örgütlülük, sadece yapılara katılmak değil, aynı zamanda ortaklaşa düş kurmak, emek vermek ve dönüşmek demektir. Gençliğin en büyük yeniliği, bu dünyaya alternatif bir dünya kurulabileceğine olan inancı diri tutmak ve bu inancı günlük yaşam pratikleriyle somutlamaktır.