Enter your email Address

Çarşamba, Aralık 10, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( II )

10/12/2025 - 0:05
içinde Analiz, Derinlik, Haberler, Manşet, Önemli Başlıklar, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 20 mins read
A A
ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ – Numan Ezî Amed’in kaleminden;

                                                                             ( İkinci Bölüm )

ÖLÜYÜ DİRİLTME

KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA 

Mezopotamya tarihi ve Sümer dili üzerine önemli çalışmalar yapan Dietz Otto Edzard (1930–2004), ünlü Alman Asurolog şöyle der: “MÖ 3. binyıldan itibaren Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu’da ortaya çıkan Hurriler, yaygın kanıya göre Kafkasya’dan güneye doğru göçmüş top1uluklardır. Konuştukları dil, Ural-Altay dillerine morfolojik açıdan yakın görünmekle birlikte,” şu an yaygın olan dil ailelerinden hiçbirine dahil değildir. MÖ 2. binyıl başlarına kadar küçük devletler halinde yaşayan bu toplulukların, bunu izleyen dönemde Mittanni Devleti adı altında birleştiği ve Hititler’e karşı önemli bir güç haline geldiği bilinmektedir. Bu devletin oluşum süreci, Aryan olarak nitelendirilen toplulukların Ortadoğu’ya göçü ile bağlantılı görünmektedir. Mittanni Devleti’nde nüfus ağırlıklı olarak Hurri olmakla birlikte, büyük olasılıkla yönetici olan ve devleti yöneten küçük bir sınıfın Aryan olduğu anlaşılmaktadır. Aryan varlığı özellikle kral isimlerinde kendini göstermektedir. Konuştukları dili bir resmi dil haline getirip yazışmalarda kullanmamışlardır. Ancak bu döneme ait Hurrice metinlerde kimi detaylar dikkat çekmektedir. Örneğin, at ve atçılık ile ilgili terimlerin etimolojısi Aryan kökenini göstermektedir. Tanrılar arasında ise Mitra, Varuna ve İndira adları geçmektedir ki, bunlar Hindistan panteonunda bilinen tanrılardır. Burada dikkat çekici husus, iki farklı etnik unsurun bir arada oluşudur. Eğer elimizde yazılı belgelerde bulunan ipuçları olmasaydı, bu dönemdeki Aryan varlığı hakkında hiçbir fikir sahibi olamayacaktık.”

Hint Avrupa ve Avrupa Neolitiğinin küçük bir teorik maketini Hurri ve Mittanilere uyarlandığını görmekteyiz. Bu dikotemiyi on bin yıl ötesine götüren Rêber Apo şöyle der: “Devrimsel bir gelişme olarak görülen neolitik toplumun içinde, erkek avcı kulübünün büyük bir karşı-devrim hamlesiyle kadını köleleştirmeye kadar giden yolu açtığını ve bir cinsiyet savaşını başlattığını şimdi daha iyi görebiliyoruz. Gordon Childe’in anlattığı gibi olmadığı açıktır. Neolitiğin gerçekleşebilmesi için kesinlikle avcı-kastik kulübün saldırısına ihtiyaç vardır. Avcı-kastik kulüp darbe yapmadan, karşı-devrim yapmadan böyle bir neolitik toplum oluşamaz. Buna en iyi örnek Göbeklitepe’dir. Göbeklitepe’ye (Gıre Nebi – Peygamber tepesi) diyorlar; bu daha doğru bir isim olabilir. Bir kastik topluluk olmadan orası dikilemez. Böyle bir şeyi ancak kutsallaşmış erkek yapabilir. Tanrı, yani tanrısallaşmış ata kültürü onu yapabilir. Başka türlü bir anlatım mümkün değil.”

O zaman toplayıcılıkla, hatta avcılıkla geçinmek mümkün, mevcut koşullar inanılmaz şekilde hem özgür hem rahat yaşatabiliyor. Yani bitki, meyve toplayarak, ekerek, biçerek, hatta avcılık yaparak, insanın daha özgür ve sıkıntıya düşmeden yaşayabilme imkanları bulunmaktadır. Dolayısıyla kendiliğinden yani severek, isteyerek neolitiğe geçmeleri bu anlamda oldukça zor olup, dışarıdan bir dayatma ile geçiş sağlanmış görülmektedir.

Şimdi bu minvalde analiz yaptığımız zaman, birinci ve ikinci ürün devrimleri denilen ve başını çeken Andrew Sherratt’in kuramı iki açıdan yanlış önerme sunmaktadır. Yeme ve kullanmaya dayalı bu iki aşamalı sürecin zamanını kestirmek oldukça zordur. İnsanlık evrimi açısından mantıksal bir doğruluk payı taşıyorsa da, zaman tespitini yapmak çok güçtür. Höyük ve Neolitik harabeler üzerinden yapılan bu önermeler taş yığını dışında yün, süt ve süt ürünlerinin kullanımını tespit etme imkanını vermemektedir. Noam Harrari’nin ağaçlar ile yapılan araçların ve bu araçlar ile yaptıkları ürünleri tespit edebilmek oldukça zordur demektedir. Elimizde taş yığını dışında inceleme konusu yapabileceğimiz diğer bütün maddeler, zamana yenilmiştir. Kürtçe dilinde ok silahının kullanıldığı zamandan itibaren ok metaforuna dayalı araç ve yiyecek ürünlerinin zamanlamasını tespit edebilmekteyiz. Kürtçe dili böyle bir imkan vermektedir. Kev, kewar, kew, kewandin, key, şikevt, kewîn ve hatta kevin gibi kelimeler çok eskidir. İsmi üzerinde kevin! Kürtçede yağ üretimi için kullanılan yayık yani “kew” veya “key” yıldızlı bir biçimde, Proto Hint Avrupa dilinde peynir karşılığında ifade edildiği söylenmektedir. İşin fermante, ve ekşime olayını karşılayan “kewîn” ile aynıdır. Cheese kelimesi nihai olarak Latince caseus kelimesinden gelmektedir. Bu kökün kökeni tam olarak kesin değil, ama büyük ihtimalle Proto-Hint-Avrupa (PIE) kökü kwat- “fermente olmak, ekşimek” ile bağlantılıdır. Yani mantığı, süt ürünlerinin doğal fermantasyon sürecinden türemedir. Tunç Çağı uzmanı olan Andrew Sherratt, Güney Doğu Avrupa Tunç Çağı üzerine doktorasını yapmıştır. Balkan ve Ukrayna’yı merkeze alarak bu çalışmayı yürütmüştür. Ancak itiraf ettiği Kürdistan coğrafyasının merkez konumu ile bu merkezden çıkan arkeolojik bulgular onun tezini boşa çıkartmıştır. Andrew Sherratt’ın Tunç Çağı süreci çok geç bir süreçtir.

Andrew Sherratt’ın “ikinci ürün devrimi” (Secondary Products Revolution) kavramı, hayvanların sadece et için değil; süt, yün ve çekim gücü gibi ikincil ürünler için sistematik olarak kullanılmaya başlanmasını ifade eder. Bu dönüşüm, Neolitik sonrası dönemde tarım ve toplumsal yapıyı kökten değiştirmiştir.

– Birincil ürünler: Hayvanlardan elde edilen et ve deri gibi doğrudan tüketilen kaynaklar.

– İkincil ürünler: Hayvanların kesilmeden sağladığı kaynaklar:

– Süt → beslenmede çeşitlilik ve yeni gıda ürünleri (yoğurt, peynir).

– Yün → tekstil üretiminde devrim, daha gelişmiş giysi ve ticaret imkânı.

– Çekim gücü → özellikle öküzlerin saban çekmesi ile tarımda verimlilik artışı, ağır yüklerin taşınması.

Andrew’in tarım ve toplumsal yapıdaki değişim olarak isimlendirdiği nokta Avrupa için geçerlidir. Bu değişim Mezopotamya’da çoktan yaşanmıştır.

İkinci olarak Avrupa’ya geçen uygarlık Ortadoğu menşeli aristokratik tunç devrimidir. Aristokrasi dışarıdan gelen Kurgan menşeli kültür olarak Anacıl kültürü mutasyondan geçirmemiştir. Bin yılların diyalektik kavgası sonucu olarak Arilik içinden doğnuştur. Kendisi değil, sonucudur. Bir karşıt devrimdir. Sümer orijinli pekişmiş bir rejim olmaktadır. Sümer dilindeki arkaik “Subaru” kelimesin su halkı anlamına geldiği söylenmektedir. Geç Babil mimarisi ve sanatındaki balık kılıflı insan heykellerindeki imaj bugün Hakkari yöresel elbiselerin temel motifi olmaktadır. Aristokratik bir motiftir. Subaru kelimesi gerçek anlamıyla yüzme anlamına gelmektedir. Kürtçedeki “suwar” ve Avrupa dillerine geçen “super” aynı köktendir. Aristokrasinin izlerini taşımaktadır. Kürdistan aristokrasisinin sembolü at biniciliğidir. Diğer ilginç bir nokta Bismil, Mardin ve Ezdan yöresindeki “suberî” kelimesinin yüzme anlamında kullanılmasıdır. “Ber” ün demektir. Aynı zamanda suyun göğüste toplanıp kulaç atma anlamına da gelmektedir. Suyun yüzeyine çıkma ile ata binme arasındaki ilişki muhteşem kurgulanmıştır. Kültürde adeta sublasyon anlamını taşımaktadır. Andrew’in dikkat çektiği, ikinci ürün devrimindeki noktalar, Kürdistan coğrafyasında birinci ürün süreciyle mündemiçtir. Kullanıma dayalı denilen ürün süreci, Kürdistan coğrafyası ve kültüründe güç ile tarif edilmesi hayli ilginçtir. “Ga” ile “hesp” üreme ve güç- kuvvet manasında isimlendirilmesi Sümer’e kadar uzanmaktadır. Bu Andrew’in teorisi için ciddi bir boşa çıkartılma tehlikesi taşımaktadır. Diğer bir nokta ise “şîr” kelimesi olmaktadır.

Kelimenin Kürtçe izahı gayet basittir. Onomatopoeia yani isim yapma anlamını içermektedir. Doğadan çıkan seslerin yansıması olarak ifade edilen bu sesler Kürtçede yaygındır. Ses uyumu oldukça müzikaldir ve hiç değişmeyen seslerdir. Çünkü doğadaki ses sabittir. “Şir, şirik” sesleri yağmurun bir kanaldan aşağıya doğru düşerek çıkarttığı sestir. Şırınga, siren, şire, şarap vb. gibi kök kelimelerin kaynağıdır. Anlam, imge, simge ve doğa seslerinden oluşan türeme kelimelerin çok eski olduğunu ifşa etmektedir. Dolayısıyla günümüzde maddi kültür ile dil verilerinin, Sümer dili ve kültürü ile çakışması görülmektedir. Bunun yanında, birinci ürün devrimi ile, ikinci ürün devrimini farklı bir perspektifle okuduğumuzda, zaman kesitini on bin yıl öncesine geri götürmek gerekmektedir. Göçebe ekonomisi olarak ifade edilen ikinci ürün devrimi, işin özünde Kürtlerdeki Koçer kültürü ile eş anlamlıdır. Bu kültüre yüklenen teorik misyon ideolojiktir.

Göçebe ekonomilerin yayılmasının, Hint-Avrupa topluluklarının kökeni hakkında yapılan tartışmalara dahil olması kaçınılmazdır. Bu üretim biçimi Ortadoğu’da Geç Neolitik ile Kalkolitik dönemleri arasında biçimlenmiş bir geçim kaynağıdır. Bu süreç Andrew Sherratt tarafından “ikincil ürün devrimi” olarak nitelendirilmektedir. “Ortadoğu’da karmaşık toplumların ortaya çıkışını tetikleyen dönüşümün bir parçasıdır” belirlemesi tarihsel gerçeklikleri ıskalamaktadır. Buradaki karmaşanın temel nedeniş bu süre zarfında hazır olmayan Hint ve Avrupa gerçekliği olmaktadır. Hazır olmayan iki kültür bu izdivacı neye dayanarak yapmaktadır. Israrlı bir şekilde tarih bükülmektedir. Ya kavram yanlıştır ya da yöntem. Neolitiğe konan bu gizemli topluluğun nasıl meydana geldiğini izah etmek gerekmektedir.

Rêber Apo Neolitik tezini gözden geçirerek çok farklı bir noktadan perspektif sunmaktadır. “Burada mühim olan klan toplumunun yarılmasıdır. Kadının başına mutlak kölelik gelir, köleleştirilmekten kurtulmak isteyenler de dağa çıkar, kabile olur. Tarihi de bellidir; büyük yarılma M.O.10.000 civarında Göbeklitepe etrafında gerçekleşmiş ve bir uygarlık haline gelmiştir. Çünkü bu topraklar bunu gerektirir, coğrafyası, florası ve faunası bu sisteme son derece elverişlidir. Kalıntılar bunu doğruluyor. Yani ben bunu icat etmedim. Kalıntılar bunu doğruluyor. Belki benden daha iyi yorumlar da yapılacak, ben sadece çok kabataslak bir değerlendirme yapıyorum. Kabilelerin muhtemelen M.O.6.000-5.000 yıllarında doğduğu söylenir ki, bu tarihler doğrudur. Kastik katil toplumu da yaklaşık olarak M.O.10.000 yıllarında ortaya çıkar. İkisi de önce klan sonra da kabile olarak ortaya çıkar.”

Yan yana, iç içe gelişen iki karşıt kulüp ile karşı karşıyayız. Yani öyle bilinen romantik ve sınıfsız bir durum değildir yaşanan durumlar. Kastik katil kulübünden çıkan aristokrasi Andrew’in göçebe ekonomi dediği noktadır. Göçebe değil, fetih operasyonlarıdır. Kah yerleşik, kah operasyonel.

Diğer kutupta yer alan anacıl kültür göçebe ekonomi için daha doğru bir tarif olmaktadır. “Aşîra” kelimesini ısrarla vurgulamamın sebebi de budur. Yıldız Cıbıroğlu’ndan haberim yoktu. Kadının Yazısız Tarihi adlı kitabında süt kültürü üzerine yapmış olduğu araştırmalar takdire şayandır. Bu kadar birbirinden habersiz bir şekilde benzer noktalara parmak basmak beni sevindirdi. Etimolojik alanda eksik bulmama rağmen önemli bir çalışma olduğunu belirtmek istiyorum. Onun çalışmasına katkı sunabilecek yegane dil Kürtçedir. Bilimsel olarak Kürtçe dışında böylesi bir çalışmaya cesaret etmek birçok etimolojik hataya yol açacaktır. Arapların sperm ve süt bağlantısını kardeşlik babında kurması Hint kökenlidir. Araplar kadındaki sütün erkek sperminden meydana geldiğine inandıkları için süt kardeşler evlenemezler. Garip bir Arap yorumu ile karşı karşıyayız. Oysa köken Hindistan olup mantığı oldukça farklıdır. Tarihte Arap ve Hintler arasında incelenmemiş garip bir ilişki bulunmaktadır.

“Aşara” kelimesinin on sayısını ifade etmesi hamileliğin döngüsüyle ilgilidir ve bu inanış Hintlilerden alınmıştır. Ekimden ekine, döllenmeden doğuma kurulan bağ oldukça eskilere dayanmaktadır. “Daşahara” Hint bayramı on gün ile ilgilidir. Arapçadaki “aşara” kelimesi buradan kökünü almaktadır. Dokuz ve on gün embriyo rahime tutunur. Zerdüşt geleneğinde de bu tür savaşlar ekim ve tohumun tutulması ve ona musallat olan kötü ruhların kovulması ile ilgilidir. Kadının tohum ve döllenme bağını kurması kendi biyolojik yapısıyla bağlantılı olup, bu tür ritüellerin tamamı ana kadın ile ilgili olmaktadır. İncir meyvesi yeni gelişim sağladığı ilk haftalarda, içinde süt benzeri özsu daha fazladır.

Halk arasında “on gün içinde süt gelir” denmesi, muhtemelen incirin ilk gelişim evresinde bu sıvının yoğun şekilde görülmesine dayanmaktadır. Kürtçe “hijîr” kelimesi semantik olarak tümüyle bu durum ile ilgili olmaktadır. Süt ile ilişkilidir. Yıldız Cıbıroğlunun süt ve “aşara” kelimesini kurması hayli mantıklıdır. Etimolojik açıdan da Kürtçe ile uyumlu olmaktadır. Dolayısıyla aşiret kelimesinin “aşara” ile bağlantılı olması, süt kardeşliği ve en primitif olan klan olgusunu akla getirmektedir. Süt ile ilgili ürünlerin de çok eski bir zamana tekabül ettiği görülmektedir…

( Yazının devamı yarın )

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

3. Orkeşê Festivali İkinci Gününe Büyük Bir Coşkuyla Devam Ediyor

Manşet

  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( II )
  • 3. Orkeşê Festivali İkinci Gününe Büyük Bir Coşkuyla Devam Ediyor
  • Qamişlo’da Yekîtiya Jinên Ciwan Öncülüğünde Öğrencilerle Seminer
  • Muş’taki KYK Yurdunda Zehirlenen Öğrenciler Hastaneye Kaldırıldı
  • Partiler ‘Çözüm’ Raporlarını Meclis Başkanlığı’na Sunacak
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA
  • 3. Orkeşê Festivali İlk Gününe Büyük Bir Coşkuyla Başladı
  • Hamburg Gençliği: Zafer Bizim Olacaktır

En Çok Okunanlar

  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA

    ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Hamburg Gençliği: Zafer Bizim Olacaktır

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • TCŞ Stuttgart’tan “Ülkeye Dönüş” Semineri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Muş’taki KYK Yurdunda Zehirlenen Öğrenciler Hastaneye Kaldırıldı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG BİM, 2024 Yılında Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 3. Orkeşê Festivali İlk Gününe Büyük Bir Coşkuyla Başladı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Partiler ‘Çözüm’ Raporlarını Meclis Başkanlığı’na Sunacak

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kürt Gençleri Frankfurt’ta Kültürel Etkinlikte Buluştu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 2. Gençliğe Yöneltilmiş Özel Savaş: Uyuşturucu, Fuhuş ve Ajanlaştırma Tuzağına Karşı Direnişin Sosyolojisi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Qamişlo’da Yekîtiya Jinên Ciwan Öncülüğünde Öğrencilerle Seminer

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.