Enter your email Address

Pazartesi, Eylül 8, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
nuceciwan2@gmail.com
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Manşet

Nuda Karker’in sözleri

09/05/2019 - 0:08
içinde Manşet, Tüm Haberler
Reading Time: 7 mins read
A A
Nuda Karker’in sözleri
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ

‘Buralar tam inziva yerleridir, heval Xelil’ dediğinde sobaları yakma zamanı henüz gelmemişti ve su getirmeye gidecek olanlar sabırsızlık içinde havanın kararmasını bekliyorlardı. Sibirya soğuklarının Kürdistan dağlarını da vurduğu şu günlerde henüz istediğimiz karlar yağmamıştı ama biz kış kamplarımıza çekilmiş, tartışmalarımıza başlamıştık. Takvimler Ocak ayının yirmi birini gösteriyordu ve yer altında kurduğumuz bu karanłık odalardaki hayatımız yerli yerine oturuyordu.

Gaz lambasının kırmızı ışığında oturmuş Botan Eyaleti’nin otuz yedi yaşındaki bu kadın komutanının simsiyah gözlerine bakıyor ve Beritan filmini tamamladığımız o günden beri böyle bir inzivaya çekilmeyi ne kadar çok istediğimi düşünüyordum. Ama var olan bulgur ve pirincimizin bardak bardak hesabını yaptığımız, çay şekerimizi teker teker dağıttığımız, ekmeğimizi günlere bölerek paylaştığımız gerçek bir inzivayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum.

Bu düşüncelerimi ona anlatırken, geceler boyunca kan-ter içinde uğraşarak, bir kilo unun bile hesabını defalarca yaparak, bir de bütün bunların ötesinde, Türk ordusunun bütün saldırılarını göğüsleyerek hazırladıkları bu kış üslenmesinin büyüklüğünü vurgulamak istiyordum. Işıksız, ateşsiz, güneşsiz bu mağarada yaşadıklarımızın, benim için çok daha iyi ve çok daha anlamlı olduğunu dile getirmeden edemedim. Çünkü, yaratıcı ve özgür ruhlu insanların en büyük saldırılar karşısında en güçlü arınma ve direnmeyle karşılık verilerek yaratılacağına bütün kalbimle inanıyordum.

Bu nedenle, daha önce bir minnet borcum olan Gülnaz Karataş’ın bu en eski arkadaşına ikinci bir minnet borcumun oluştuğunun farkındalığıyla aynı gaz lambasının ışığında ben de susuyordum. Susarken aklımın labirentlerinden böyle bir inzivaya, bu inziva içinde karşımda oturan Nuda isimli bu kadın gerilla gibi susmaya ne kadar ihtiyaç duymuş olduğumu düşünüyordum.

‘92′ yılında Almanya’nın Mannheim kentindeki bir gece okulunda başladığım ve Beritan filmini tamamlayıp kuzeye yöneldiğim 2007 yılının Temmuzuna kadar süren kameramanlık hayatımı ve kameramanlığımla başlayan ve onunla paralel yürüyen gerillacılığımı, sanat ve savaşın iç içe geçtiği bu dağlarda merak ve heyecanla atıldığım çalışmalarımı, bu çalışmalar içinde kurulan arkadaşlıklarımı, yoldaşlıklarımı, ilişkilerimi, bu ilişkiler içinde yaşadığım doğrularımı ve yanlışlarımı, yanlışlarımın ve doğrularımın toplamından oluşan hayatımı karşıma koyup cesaretlice tahlil ettikten ve acımasızca yargıladıktan sonra, şimdiye kadar yaptığım bütün herşeyi bir kenara koyup, sanatıma ve savaşıma kendimi tekrardan yaratarak, bir kez daha ve ‘İbrahimhalil’ ismiyle başlamayı hep hayal etmiştim.

Bilgeliğin ve doğal toplum ruhunun halen hüküm sürdüğü Botan dağlarının, Botan dağlarında sadece yaban keçilerinin ziyaret ettiği bu kuytuluk uçurumun, bu kuytudaki ellerimizle kazdığımız yer altı mağarasının, bu mağaradaki bu soğuk odanın, bu odadaki kadın gerillanın karşısında oturduğum bu sessizliğin otuz beşimden sonra kendime bir kez daha başlamak için en uygun yer olduğunu iliklerime kadar hissediyor, yıllardır aradığım o başlangıcı bulmanın sevinciyle heyecanlanırken, Botan’ın bu kadın komutanına Beritan filminden sonra bir kez daha borçlandığımı unutmuyordum.

Nuda arkadaş sessizce oturduğu gaz lambasının bu kısık ışığında bütün bunları düşündüğümden habersizdi elbette ama O da, ben de yaşadığımız bu inzivanın bu topraklarda yaşanan ne ilk, ne de son inziva olmadığını, bizden önce binlerce yıl boyunca bilincin ve iradenin özgürlüğü için Kürt insanının bu kuytuluklara sığındığını ve aydınlanmanın önüne geçmek için Türk ordusundan önce nice orduların ihtişamla kurulup bu topraklara seferler düzenlediğini de çok iyi biliyorduk.

Beritan filminin çekimleri esnasında Gülnaz Karataş’ın vurulduğu günden beri kayıp olan mezarının izlerini bulduğumuz ve hiç beklemeden aramaya koyulduğumuz o günlerde, Beritan’ın cenazesini nasıl teşhis edeceğimizi düşünüyordum. Yıllar önce gizlice, sessizce yoldaşları tarafından saklandığı gömütünü açtığımızda, Bertan’ın kendini uçurumdan attığının işareti olan boynunda, göğsünde ve bacaklarındaki kırılmış olan kemikleri gördüğüm halde içim bir türlü rahatlamamıştı. Beritan’ın kayıp bedenini bulup, O’nun toprak altındaki güzel yüzüne dokunmuş olsam da, dokunduğumuzun O olduğundan tam olarak emin olmak istiyordum. DNA testi yapma olanağımız yoktu ama ayağındaki ayakkabılarından belindeki şutığine, sarı elbisesine kadar, son fotoğrafındaki bütün izler birbirini tutuyordu. Yine de, O’nu tanıyan birisinin son noktayı koymasını istiyordum.

Nuda arkadaş bu çelişkileri yaşadığımız sırada ‘Beritan benim arkadaşım’ diyerek ansızın çıkıp geldi ve O’nu görmek istedi. Beritan’ın gömülü olduğu mezarı bir kez daha onun için açarken ben sessizce Nuda arkadaşı takip ediyordum. Beritan’ın yüzüne on üç yıl önce kapatılmış olan beyaz örtüyü kaldırdığımız o ilk anda Nuda arkadaşın yüzünde gördüğüm o ifade benim için yeterli olmuştu. Yıllar sonra arkadaşının gülen yüzünü ve o yüzü sevimli kılan gülümseyen ön dişlerini hemen tanımıştı ve ilk defa o zaman filmimizi gerçeğe çeviren bu ifadeye borçlandığımı hissetmiştim.

Şu gaz lambasının kırmızı ışığında O’nun yüzünde gördüğüm gülümseme ve ondan daha derinde gördüğüm ise yine aynı ifadeydi. Bu ifade nasıl Beritan’ın filminde içime su serptiyse ve sinema alanında yaptığım son çalışmama hayal ettiğimden daha büyük bir anlam kattıysa, ilk kez vurulduğum ve ilk kez kanımın aktığı Botan dağlarının bu soğuk ve ateşsiz gecelerinde sanata ve savaşa en baştan ve yeniden, bir kez daha atılırken, karşımda duran aynı ifade hem cesaret veriyor hem de anlamlandırıyordu.

Nuda arkadaş kalkmak için davrandığı sırada ansızın durdu. Daha önce bir kez minnet borcumun oluştuğu o ifadeyle yüzüme bir anlığına baktı ve ne kadar sürdüğünü tam olarak bilmediğim bu sessizlikte aklımdan geçen bütün bu düşünceleri okumuşcasına şu sözleri söyleyip gittiğinde heyecanlanmamak elimde değildi:

‘Halil arkadaş, sen çok güzel çalışmalar yapacaksın.’

Halil DAĞ / BOTAN

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

“Devrimin Yıldızı; Ulaş Bayraktaroğlu Ölümsüzdür”

Sonraki Yazı

Kadın nasıl ekonomiden dışlandı, nasıl tekrar ekonomi ile buluşacak?- I

Sonraki Yazı
Kadın nasıl ekonomiden dışlandı, nasıl tekrar ekonomi ile buluşacak?- I

Kadın nasıl ekonomiden dışlandı, nasıl tekrar ekonomi ile buluşacak?- I

Sur’dan sonra sıra Hevsel’de: İşgalci devletin eli Hevsel’e yetişti

Sur'dan sonra sıra Hevsel'de: İşgalci devletin eli Hevsel'e yetişti

Manşet

  • Nisêbîn’de iki şehit için taziye ziyareti
  • HPG, enternasyonalist öncü Emine Erciyes’i ve iki yoldaşını andı
  • GÜNCELLENDİ – Uzun Yürüyüş Eyleminin Başlangıç Noktalarında Değişiklik
  • Berlin’de üç günlük TekoJIN eğitimi
  • DEM Gençlik Meclisi Adana’da Şehitleri Andı
  • Dortmunda Uzun Yürüyüş standı açıldı
  • İsviçre Gençliğinden Şehid Çiya Rızgar için Anma Programı
  • Şehid Derweş Kop gençlik komünü öncülüğünde Şehid Çiya Rizgar ve Şehid Beritan Amed anıldı

En Çok Okunanlar

  • Uzun Yürüyüş Eyleminin Başlangıç Noktaları Netleşti

    Uzun Yürüyüş Eyleminin Başlangıç Noktaları Netleşti

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • İsviçre Gençliğinden Şehid Çiya Rızgar için Anma Programı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Dortmunda Uzun Yürüyüş standı açıldı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • DEM Gençlik Meclisi Adana’da Şehitleri Andı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • GÜNCELLENDİ – Uzun Yürüyüş Eyleminin Başlangıç Noktalarında Değişiklik

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Köln’de gençlik şöleni

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG, enternasyonalist öncü Emine Erciyes’i ve iki yoldaşını andı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Şehid Derweş Kop gençlik komünü öncülüğünde Şehid Çiya Rizgar ve Şehid Beritan Amed anıldı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Farqîn Gençliği Şehîd Çiya Rizgar’ı Andı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Berlin’de üç günlük TekoJIN eğitimi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.