Enter your email Address

Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

Meşru Savunma Nedir? I

20/08/2019 - 0:05
içinde Analiz, Manşet, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 6 mins read
A A
Meşru Savunma Nedir? I
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ

İnsan toplumsal bir varlık olarak tanımlanmaktadır. İnsanın toplumsal bir varlık haline gelişi diğer canlılardan farklılaşmasını ifade eder. Toplumsal insan veya insansız toplum olamayacağına göre insanı tanımladıkça, çözümledikçe toplumu da tanımlama ve çözümleme gerçekleşmektedir veya tersi de doğrudur. İnsanın, dolayısıyla toplumun oluşumu gerçeğinde bu hususun bilinmesi önemli olmaktadır. Çünkü bu gerçeği yadsımak veya bilmemek, yaşanan tüm sorunların kaynağına da inmemektir. Dolayısıyla doğru çözümler üretememektir. Hangi olguda olursa olsun, doğru analiz yapılmadıkça doğru sonuçlarda elde edilemez. O nedenle insanlığın oluşum serüveni iyi anlaşılmak durumundadır.

Doğada varlık bulan insanın başlangıçtaki zayıf hali nedeniyle, kendisinden daha güçlü olan doğa güçlerine karşı savunma pozisyonunda kalması anlaşılırdır. İnsanın doğayla çelişkisi olarak anlam bulan bu süreç, ne insanın doğaya ne de doğanın insana özel bir yönelimi vardır. Yaşanan bütünüyle fiziksel dengesizliğin bir sonucudur. En zayıf konumda bulunan insanın korunma içgüdüsüyle kendisini savunması, savunma mekanizmaları geliştirmesi eşyanın tabiatı gereğidir.

Giderek gelişip-güçlenen insanın, doğanın aleyhine bir gelişim kaydetmesinden bahsedilmez. Doğal meşru savunma hali tüm saldırıya uğrayan canlılar için geçerli olup, ilk başta bir refleks olarak gelişmek, giderek insan olgusunda düşüncenin gelişimiyle paralel, tedbirler alma biçimine bürünmektedir. Alınan tedbirler olası saldırılara karşı olup, saldırı amaçlı olmamaktadır. Toplum haline gelen insanın ortak dayanışması sonucu saldırılar azalmakta veya daha rahat önlenebilmektedir. Bu durum hem doğayı tanımayı, hem hakim olmayı hem de koşulları lehine değerlendirmeyi getirmektedir.

İnsanın düşünsel gelişimi, doğanın fiziksel zorunu giderek sınırlandırırken en zayıf konumdan en güçlü konuma geçişinin de adımlanmasıdır. Dolayısıyla doğadan kaynaklı zorun etkisini azaltmada, düşünsel gelişim belirleyici rol oynamaktadır. Düşüncenin yol açtığı bilgi-bilinç birikimi, insanın refleks düzeyini aşan tasarılar geliştirerek karşı koyuşunu doğurmaktadır. Bu karşı koyuş savuma içerikli olup yaşamın zorunlu bir gereğidir. Bu aşamada toplumsal gelişimin aldığı düzey insana güç kazandırmakta ve korunma olanağı sağlamaktadır.

İnsanın toplumsallaşma gerçeğinde zorun rolü bu anlamda dışsal bir faktörken, doğal fiziksel nedenlerden kaynağını almaktadır. O nedenle doğal toplumun ilişkiler yumağında zora rol atfedilemez. Hatta karşı zoru geliştirmenin varlığını sürdürme içerikli olmaktan öteye anlamlandırmak yanıltıcıdır.

İnsanın paylaşıma ve dayanışmaya dayalı komünal yaşam gerçeğinde ihtiyaç ile zorunluluk iç içe geçmiştir. Bir yandan yaşadığı zayıf konum bir yandan da ihtiyaçlarını karşılamada kolektif davranma gereği, onu toplumsallaşmaya itmektedir. Doğal toplumun bu oluşum gerçeği insanlar arası çelişki ya da toplumlar arası çatışma zeminini ortadan kaldırmakta, komünal yaşamı, davranışı ve düşünüşü koşullamaktadır. İnsanın tüm yaşam aktiviteleri bunun üzerine kurulur. Yaşam özgür ve eşit olup paylaşıma ve dayanışmaya dayalıdır. Toplum olma bilinci, onun-değerlerini koruma ile paralel geliştirme çabasını da doğurmaktadır. Bu çaba daha fazla gelişmenin de, güçlenmenin de, üretmenin de temelidir. Düşüncenin gücü ile daha fazla üreten-paylaşan ve yaratan insan-gerçeğine ulaşılmaktadır.

Mülkiyete konu edilmeyen insan ve maddi-manevi üretilen değerler, topluma ait olduğundan, gönüllü katılan-çalışan ve üreten insan-toplum gerçeği söz konusudur. Özgürlüğün ve eşitliğin toplumsal temeli böyle oluşmaktadır. İnsanlar arası ilişkilerde oluşa gelen bu toplumsal biçimleniş, çelişkinin değil, uyumun; çatışmanın değil, paylaşmanın; tüketmenin değil, üretmenin hakim olduğu bir toplumsal sistemi ifade etmektedir. Neolitik toplumu da içine alan, genelde ‘doğal toplum’ olarak tanımlanan bu biçimlenişin yol açtığı gelişmeler muazzam olup giderek güçlenen çizgisinin de sistemsel-toplumsal ifadesi olmaktadır.

İnsanın insanla çelişmeye başlaması veya toplumsal çelişkinin doğuş zemini, özgürlük ve eşitliğe dayalı komünal yaşamdan giderek uzaklaşmasının, dolayısıyla mülkiyet ve hakimiyete dayalı ilişkilerin gelişmesi ile olmaktadır. Bu duruma yol açan ise yine insanın zihniyet yapısında yaşanan değişimdir. Üretilen değerler üzerinde geliştirilen mülkiyet giderek topluma ait bir olgu gibi görülürken, paylaşımın toplumsal karakteri olmaktan çıkıp belirli bir kesimin denetimine geçtiği görülmektedir. Gelişen zihniyet yapısı buna yol açarken, bu gerçeği kendisi bilmekte fakat genel toplumsal yapı tarafından bilinmemektedir. İnsanın ve emeğinin mülkiyete konu edilmesiyle başlayan bu süreç kendi kavram-kurum ve kuramlarını yaratarak toplumsal meşruiyetini sağlamaya çalışmaktadır. Yaratılan meşruiyetin sorgulanması şöyle dursun, en yüksek uyum gücüyle katıldığı, böylesi bir zihniyet yapısının oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla zorun kullanımı diye bir olgudan bahsedilemeyeceği gibi, bunu gerektirecek bir ihtiyaç veya düşünce de söz konusu değildir. Doğadan kaynaklı fiziksel saldırılara karşı savunma amaçlı zorun giderek insan ilişkilerine yansıması zihniyet yapısında yaşanan değişimle bağlantılıdır. Mülkiyetçi zihniyetin yol açtığı bir olgu olarak gündeme girmektedir.

Paylaşıma ve dayanışmaya dayalı komünal düzenlenişten kopmak istemeyen, dolayısıyla yitirdiği özgür ve eşitliği tekrardan yaşamak isteyen insanlığın artan hoşnutsuzluğun, tepkisi ve karşı koyuşu nedeniyle mülkiyetçi –başka bir deyimle egemen-zihniyet zoru toplumsal ilişkilere yansıtmaya başlamıştır. Yansıtılan bu zor meşru olmayıp insan doğasına yabanlaşmanın da adı olmaktadır. İnsanın insan tarafından sömürüsüne yol açan bir zihniyetin yaratımı olan zorun tarihsel-toplumsal temeli, bu şekilde döşenmektedir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

PKK’nin Halklaşma Süreci – II

Sonraki Yazı

Bir Genç Komutan

Sonraki Yazı
Bir Genç Komutan

Bir Genç Komutan

Düşünce ve Kadın

Düşünce ve Kadın

Manşet

  • Efrîn Cindirês’de 19 Yaşındaki Genç Kadın Katledildi
  • Vartinîs belgeselinin gösterimi Berlin’de yapıldı
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri
  • ODTÜ Öğrencileri Ormanlarını Savunmaya Devam Ediyor: “Rant Projelerine Geçit Yok!”
  • 4 Ocak’ta Amed’de Düzenlenecek Olan ‘Umut ve Özgürlük’ Mitinginin Deklarasyonu Açıklandı
  • Suriye Geçiş Hükümeti Tarafından Gözaltına Alınan Genç Hapishanede Yaşamını Yitirdi
  • HPG BİM 2022 Yılında Zap’ta Şehadete Ulaşan 6 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri

En Çok Okunanlar

  • HPG BİM 2022 Yılında Zap’ta Şehadete Ulaşan 6 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    HPG BİM 2022 Yılında Zap’ta Şehadete Ulaşan 6 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Vartinîs belgeselinin gösterimi Berlin’de yapıldı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 4 Ocak’ta Amed’de Düzenlenecek Olan ‘Umut ve Özgürlük’ Mitinginin Deklarasyonu Açıklandı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • MARSİLYA GENÇLİĞİNDEN ÜLKEYE DÖNÜŞ ÇALIŞTAYI

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ODTÜ Öğrencileri Ormanlarını Savunmaya Devam Ediyor: “Rant Projelerine Geçit Yok!”

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Efrîn Cindirês’de 19 Yaşındaki Genç Kadın Katledildi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Gerillanın kaleminden: Her zaman pratiğin tam ortasında yer aldı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • “Sosyalizmi Yaşamayı Sosyalizmi Konuşmaktan Daha Değerli Buluyoruz” diyor, Önder Apo

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Suriye Geçiş Hükümeti Tarafından Gözaltına Alınan Genç Hapishanede Yaşamını Yitirdi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.