HABER MERKEZİ – Kürt sorununun çözümüne dair Mecliste kurulan Komisyon 11. toplantısını yaptı.
ÖNDER APO’YA TEŞEKKÜR
Kadim Aşiretler Federasyonu Başkanı Rasim Aslan, çatışmaların ciddi kayıplara yol açtığını belirtti. 2005 sonrası dönemde inkar politikalarının geride bırakıldığını söyleyen Aslan, Önder APO’nun yaptığı silah bırakma çağrısından dolayı teşekkürlerini sundu: “Buradan Abdullah Öcalan’a yaptığı silah bırakma çağrısından dolayı Kadim Aşiretler Federasyonu olarak teşekkürlerimizi arz ederiz.”
‘BARIŞ DİLDE BAŞLAR’
Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen İslami Tebliğ Derneği Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Beşir Şimşek konuşurken, toplantıda gerilim çıktı. Toplantıda, anadilde eğitim hakkı, isimleri değiştirilen köylerin gerçek isimlerinin iade edilmesi istendi. Şimşek’in konuşmasına MHP ve DEM Parti üyeleri tepki gösterdi.
DEM Parti, TBMM’deki “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun son toplantısında yaşanan tartışmalara ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, “Komisyondan çekilmedik; davetlinin zehirli dilde ısrar etmesi üzerine, barışın diline dikkat çekmek için konuşması bitene kadar salondan ayrıldık” denildi.
Açıklamada, komisyonun bugüne kadar farklı görüşlerin demokratik olgunlukla ifade edildiği bir platform olduğuna dikkat çekildi.
“Barış dilde başlar. Komisyona davet edilen bir temsilci, çözüm karşıtı ve ayrıştırıcı bir dil kullanarak süreci provoke etmeye çalıştı” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Bu nefret yüklü dil sadece DEM Parti’yi değil, farklı partilerden milletvekillerini de rahatsız etti. Çözüm ve barış için kurulan komisyonun ‘barış nasıl olmaz’ sunumuna dönüştürülmesine izin veremeyiz” denildi.
‘GEÇMİŞİ GERİDE BIRAKALIM’
Sonrasında söz alan Numan Kurtulmuş, “Herkes kendi görüşünü savunmakta serbesttir ama geçmişi karıştırmayalım. Ama olumlu yürüyen süreçlerde geçmişte yaşananlar gündeme tekrar gelmesin ve yeni ayrışmaları sağlayacak bir gelişmeye imza atılmasın” diye konuştu.
TANAMAN: SAVAŞTAN EN FAZLA KADINLAR ETKİLENDİ
Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOGÜNKAD) Temsilcisi Özlem Külahçı Tanaman, Kürt halkının barış arayışının sadece silahların susması değil, aynı zamanda eşit yurttaşlık ve temel haklarının karşılanması olduğunu söyledi.
Tanaman, savaşın sosyal yaşamı, kültürü, eğitimi ve ekonomiyi de sarstığına dikkat çekerek, “Bu süreçte de en fazla etkilenen maalesef biz kadınlar olmuşuzdur. Türkiye uzun yıllardır çatışmaların gölgesinde yaşamaktadır” dedi. Tanaman, “Bu süreç aynı zamanda Kürt halkının onurlu bir barış arayışına denk düşmektedir” ifadelerini kullandı.
Kürt ulusunun kimliklerin özgürleşmesine yönelik de talebi olduğunu kaydeden Tanaman, “Kürtlerin arayışı, eşit yurttaşlığın güvence altına alınması ve herkesin kendi dili, kültürü ve inancıyla özgür var olabilmesi demektir. Onurlu barış toplumsal birlikteliği güçlendiren en sahici teminattır. Meclis çatısı altında kurulan bu komisyon ise işte bu sürecin barışa dönüşmesinin ifadesidir. Bizim için asıl mesele, bu sürecin yalnızca çatışmasızlıkla sınırlı kalmaması, kalıcı barışa, demokrasiye ve ekonomik kalkınmaya evrilmesidir” diye belirtti.
SAĞIR: YAKILAN KÖYLERİMİZE DÖNMEK İSTİYORUZ
Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu Temsilcisi Abdullah Sağır ise kardeşliğin eşitlikten geçtiğine işaret ederek anadilin yok edilmeye çalışılmasını insanlık suçu olarak niteledi. Sarı, güvenlik odaklı politikalar çerçevesinde binlerce köy ve mezranın 1990’lı yıllarda boşaltıldığına dikkat çekerek, milyonlarca insanın zorla göç ettirildiğine ve uzun yıllar boyunca kendi topraklarına, evlerine, tarım alanlarına ve geçim kaynaklarına erişiminden mahrum bırakıldığına işaret etti.
Sağır, “90’lı yıllarda boşaltılmak zorunda kaldığımız köyümüze geri dönmek istiyoruz. Fakat maden ocağı ve maden faaliyetleri bu dönüşün önünde ciddi bir engeldir çünkü dinamitler patlatılıyor bu madencilik faaliyetleri çerçevesinde’ deniyor. Ayrıca bir takım kimyasallar ve ağır metan kirliliği de ortaya çıkıyor” dedi.
‘KÖYLERİN GERÇEK İSMİ İADE EDİLMELİ’
Köylerin asıl isimlerinin iade edilmesi gerektiğine de dikkat çeken Sağır, “Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Arapça gibi isimlerin iade edilmesi gerekir. Geri dönüşün önündeki engellerin kaldırılması, toplumsal onarım ve yüzleşme süreci, demokratik katılımın güvence altına alınması, koruculuk sistemine son verilmesi, silahların toplanması ve köye dönüş programlarının güçlendirilmesi gerekir. Ayrıca altyapı ve tarımsal destekler yine ekolojik restorasyon projeleriyle de bu süreç tamamlanmalıdır” diye belirtti.
Anadillerin korunmasını isteyen ve gerilla cenazelerine yönelik saldırılara değinen Sağır, “Hatalarla yüzleşilmeli ve gerekiyorsa özür dilenmelidir” dedi.



