HABER MERKEZİ –
“Oturduğumuz yerden olmuyor. Kendimizi fikirlerimize feda etmeyi öğrenmedikçe hayallerimiz zihnimizde yer kaplamaktan öteye gidemeyecek.”
Kürt halkının yaşayan efsanesi Serfermandar Sayın Murat Karayılan’ın dün basına yansıyan tarihi açıklaması ve çağrısı iç ve dış kamuoyunda çok büyük yankı uyandırdı. Sayın Karayılan stratejik ve taktik açıdan hayati bir süreçten geçtiğimizi çok net ifadelerle ortaya koydu. Şeffaf bir şekilde tüm bu olup biteni ortaya koyarken Kürt halkı açısından hayati bir eşik aralığından geçtiğimizin uyarısını da yaptı. Yine KDP’nin süreç açısından yarattığı büyük tehlikeyi çok net ifadelerle tüm boyutlarıyla Kürt kamuoyuna ve dünyaya açımladı. Kürt halkı tarihi bir kavşaktan geçerken artık bu tarihi çağrı karşısında çok ciddi bir kararlaşma ortaya koymalıdır. Kürt soykırımını amaçlayan bu tasfiye konseptine karşı seferberlik ve otonom savaş kaçınılmaz bir hal aldı. TC’nin ilk elden turizm gibi stratejik gelir kalemleri örgütlü ve intikamla bilenmiş özerk otonom gençlik yapıları tarafından çok rahat devreden çıkarılabilir. Aktif misilleme hakkının siyasi ve ekonomik alanlarda da kullanılması gereken bir dönem. Savaş finansörlerinin tümünü bekleyen nihai sonun fitilini ateşleyecek bir zaman aralığından geçiyoruz. Türk faşist işgalciliğinin artık içte ve dıştaki tüm stratejik konumlanmaları açık hedef haline gelmiştir. Bölgesel dinamikler TC’nin yayılmacı emellerinin farkında ve bu savaş Osmanlının gerileme ve çöküş döneminin tarihi tekerrürü olmaya adaydır!
Sayın Karayılan’ın konuşmasının özünde herkesin risk ve bedel alması gereken hayati bir süreç uyarısı var. Bıçak kemiği de kesmeye başladı ikazıdır bu. Bunun binlerce özel savaş mensuplarıyla desteklenen ve her türlü teknik teknolojik yöneliminde kullanıldığı bir soykırım ve işgal savaşı olduğunu herkes bilmelidir. Kaçınılmaz olarak tarihi bir hesaplaşmanın gelip çattığı yakıcı günler yaşıyoruz. TC faşist diktatörlüğü ve KDP ortaklığında geliştirilen bu savaşla yok etme hamlesinin arka planında küresel ve bölgesel ilişki-çelişki diyalektiği de önemli bir faktör. Peki konjonktürel süreç ve dinamikleri kısa ve uzun vadelerde nasıl bir tablo ortaya çıkaracak? Şurası kesin Ortadoğu halkları açısından da bu savaşın yol açacağı gelişmeler yön tayin edici olacak. Ortadoğu ve Türkiye’de radikal değişimleri tetikleyecek bir savaştır yaşanan kora kor bu mücadele. TC ve KDP’yi bekleyen nihai sonun ne olacağına ilişkin kaderlerini de yine Kürt halkının ortaya koyacağı tutum ve PKK’nin yapacağı hamle ile doğrudan ilişkili olacak!
Bu savaşın dört parça Kürdistan’a etkisi de tarihsel bir ulusal direniş gücü ve dinamizmini tekrardan açığa çıkaracaktır. Kürt halkı politik bir halktır ve büyük bir siyasi deneyime sahiptir. Dört parça Kürdistan’da işgale ve işbirlikçiliğe karşı tabanda yükselen tufani ses, işgalciliğe ve işbirlikçiliğe karşı bir ulusal reflekse dönüşmesi yüksek bir olasılık olarak sahada okunuyor. Tıpkı Kıbrıs’ta olduğu gibi Türk işgalciliği karşısında PKK’nin fedai duruşu olmasa tüm Kürdistan’a TC faşizmi el koyacak. Kürt halkı bunun bilincinde ve PKK nin bu fedailerinin neyi önlediğini ve ne kazandıracağını çok iyi görüyor!
Zincirleme bir etki tepki diyalektiği işliyor. Kürt halkının kaderini dört parça Kürdistan’da belirleyecek yakıcı bir sürece girilmiştir. Somut olarak reaksiyoner bir kitlesel başkaldırı refleksine ihtiyaç var. Düşman uzun süredir sosyal ve toplumsal tabanı izliyor. Örgütlenme ve inşa noktasında yaşanan zayıflıkları derinleştirerek gündem tuzaklarıyla, dinamik direnişçi tabanının enerjisini farklı alanlara yönlendirdi. Taktiksel süreçlere stratejik önem atfeden kimi siyasi pratikler yüzünden stratejik olması gereken tutumlara tali yaklaşımlar gösterildi!
Gerillanın zirveye çıkardığı bu yüzyılın en saygın direnişini toplumla buluşturma zamanıdır, bu buluşma önündeki görünen ve görünmeyen tüm bentleri yıkmak gerekiyor. Bu süreç dönem öncülerini devrimci direnişi ortaya çıkaracak ‘gölge etme başka ihsan eylemez’ babında, olmazın teorisini kurnazlıkla kitleye dayatanların da netleşeceği bir süreçtir. Kendi öncüsünü pratik mücadele ile açığa çıkaracağı ateşten günlerden geçiyoruz. Herkes mahşeri bir vicdan sınavında. Kimsenin kendisine bahane bulacağı bir süreç değil bu süreç. Somut sonuçlar yaratacak ve toplumsal desteği görünür kılacak bir seferberlik sürecidir yaşadığımız süreç. Söz somut eylemle yükümlüdür pratikte!
Kürt halkının kendi kimliği ve onuru için göze alacağı cesur bedellerin sonuç üzerinde etkisi büyük olacaktır. Doğrudur bu yarım asırdır hemen hemen herkes bir şekilde bedel ödemiştir bu kutsal varoluş kavgasında. Ama bu finaldir artık, sahip olduğumuz her şeyi sahip olacağımız özgürlük için feda etmekten çekinmemeliyiz. Bu uğurda on binlerce yiğit kutsal Kürdistan toprağına canını verdi. Zira bu herkesin vicdanına hesap vermesi gerek bir bedeldir. Artık bütün Kürt halkı özgürlük için gereken bu tarihi bedeli eşitçe bölüşmeyi bilmelidir. Şimdiye kadar en seçkin adanmışlar ve fedailer gözünü ölümden kırpmadan bu bedeli şerefle ödemekten çekinmediler. Buna layık olmak için şimdi sıra herkestedir!
Sanal görsel medyanın toplumsal bilinçaltına empoze etmek için büyük çaba gösterdiği özel savaş algı manipülasyonları da artık PKK’nin yarattığı direnişçi hakikati saklayamıyor. Toplumu yalanlarla koşullandırma amaçlı “toplumsal ikna psikolojik harekat” algı merkezleri de inandırıcılığını efsanevi PKK direnişi sayesinde yitirdi. Heval Cemal’in asil ruhundan Kürt halkının vicdanına seslenen “bu savaşı biz kazanacağız” şiyarı, şimdiden bu savaşın kazananının Önder APO ve PKK öncülüğünde Kürt halkı olacağını çok net ortaya koyuyor!
Sayın Karayılan’ın “bu dönemde herkes kendi içinde hareketlendirmeli, örgütlemeli; kimse özel talimat, kadroyu beklememelidir. Her mahallede insanlar kendini örgütleyebilir; kendini güç, komite, irade, eylem gücü haline getirebilir…Biz risk alıyoruz. Bu dönem insan risk almalıdır. Bu benim için geçerlidir; bütün kadrolar, şervanlar, komutanlar, tüm yurtsever için geçerlidir. Ama her Kürt için de geçerlidir. Bu yılı büyük bir yıl yapmamız için bu dönemde herkes gerekli fedakarlığı yapmalıdır” çağrısına seferberlik ruhuyla pratikte cevap olma zamanıdır!
Serdem Amed
