HABER MERKEZİ – Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Yürütme Konseyi, Şengal’deki soykırımın 8. yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yayımladı.
Açıklama şu şekilde;
“3 Ağustos 2014, karanlık bir gündü. Êzidî halkımıza yönelik bir kez daha soykırım kararının alındığı ve uygulandığı bir gündü. Arap şovenizmi, fanatizmi ve tutucu İslamcılık, Kürtlere ve Kürdistan’a karşı perspektifte bir araya gelerek DAIŞ adı altında Şengal kapısından Kürdistan’a saldırdı.
Êzidî halkımızın kadim toprağı olan Şengal, DAIŞ saldırısının hedefi oldu. Kürdistan’daki tüm işgalciler İran, Türkiye, Bağdat yönetimi ve Şam’ın şovenist rejimi DAİŞ’in bu saldırısından memnun oldu. DAIŞ, bu işgalci ülkelerde Kürt karşıtı düşünce ve duyguların uygulayıcısı oldu. Bu saldırılarla Güney Kürdistan ve Rojava’nın kazanımlarını yok etmek istediler. Bu yüzden de Êzidî halkımıza yönelik ferman uyguladılar.
DAİŞ Şengal’i işgal ederek Êzidî halkımızı katletmeye başladı. Erkekleri katlettiler, kadınları esir aldılar. Binlerce Êzidî kadınımızı kendi kirli pazarlarında sattılar. Kadınlara tecavüz ettiler. DAİŞ’ten kaçabilenler, büyük sefalet içinde Kürdistan’ın diğer bölgelerine sarıldılar. Şengal Dağı, yine Êzidî halkının sığınağı haline geldi. Êzidî halkımıza yönelik bu trajik soykırım Kürdistan ve dünyayı sardı. Kürtler ve Kürdistanlılar tüm kollardan Êzidî halkının imdadına yetişti. Özellikle HPG gerillaları, YPG ve YPJ güçleri büyük bir kahramanlık ve fedakarlık gösterip, hızlıca müdahale ederek saldırıları engelledi. Kürtler ve Kürdistanlılar bir taraftan sivil cepheden, diğer taraftan askeri cepheden seferber olarak DAİŞ’le savaştılar. İnsanlık da Kürtlere hem askeri hem de insani açıdan büyük bir destek verdi. Kürdistan ulusal güçleri büyük bir direnişle Êzidî halkımızı savundu. DAİŞ, bu seferberlik ve destekle durduruldu ve başta Şengal olmak üzere Kürdistan’ın diğer bölgeleri DAİŞ’ten kurtarıldı.
Şengal, DAİŞ’ten temizlenmiş ve çok sayıda Êzidî halkımız kendi topraklarına dönmüş olsa da 3 Ağustos 2014’ün yaraları hâlâ ruhlarındadır. Esir edilen çok sayıda Êzidî kadının akıbeti hâlâ bilinmiyor. Bu üzücü olay, Êzidî kadınını İslami fanatizme karşı yapılan çalışmaların ve mücadelenin simgesi haline getirdi. Êzidî kadınlar bu sorunlarını gündemde tutmalıdır. Ayrıca çok sayıda Êzidî halkımız göç koşullarında dağılmış durumda, birçok Şengalli hâlâ kamplarda yaşamaya devam ediyor. Şengallilerin dönüşünün yolu açılmalı ve yaşamlarının iyileştirilmesi için ulusal ve uluslararası çabalar güçlendirilmelidir.
Ne yazık ki Şengal’i koruması gereken ve o dönem Şengal’de olan kuvvetler Şengal’i korumadı ve bu da Êzidî halkımızın büyük bir felaketle karşılaşmasına neden oldu. Şengal’i savunmayıp, DAİŞ’e teslim edenler henüz hesap vermemişken Şengal üzerine planlar yapıyorlar. Bu güçlerden biri güney yönetimi KDP, biri de Bağdat hükümetidir. 9 Ekim 2020 tarihinde Şengal halkına sormadan anlaşma yaparak, Şengal halkını iradesiz ve savunmasız bırakmak istediler. İlginçtir ki bu anlaşmadan en çok Türk devleti memnun oldu. Türk devleti, Şengal’i işgalinde DAİŞ’e yardım ettiği gibi 9 Ekim anlaşmasında da Türk devletinin parmağı var. Şengal halkı ve Şengal savunma güçleri bu anlaşmayı kabul etmiyor ve buna karşı duruyor. Şengal halkının iradesi temel alınmalı ve onlara farklı planlar dayatılmamalıdır.
Öte yandan Türk devleti her fırsatta Şengal’e saldırıyor. Ayrıca Selefi güçlerin tehdidi ve tehlikesi geçmemiş ve devam etmektedir. Şengal halkı, Êzidî kimliğinden dolayı yüzlerce yıldır vahşi saldırılara maruz kalıyor. Bu da Şengal’in hem kendini yönetmeye hem de kendini savunmaya ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor. Bunun için Şengal, Kürdistan içinde özel ve özerk bir statüye sahip olmalıdır.
Êzidî halkımızın başına gelen bu üzücü olayın yıl dönümünde Kürtlerin gönlü hala kırık ve yaralıdır. Bu yara ve acıların iyileşmesi için Kürt ve Kürdistanlılar arasında ulusal bir birlik gerekmektedir.
Şengal’deki soykırımın sekizinci yıl dönümünde katil ve faillerin karşısında duran KNK, her yönüyle Êzidî ve Şengal halkının yanında yer alıyor.”
