HABER MERKEZİ- Gençliğin Kaleminden: Rodî Baz yazdı
“Kendimizi Bilelim, Örgütlenelim ve Örgütleyelim!
Peki, nereden başlayacağız?
Başlığımızda da belirttiğimiz gibi ilk adım: “Kendini bilmek.” Bu, çokça dillendirilen ama çoğu zaman pratiğe dökülmekte eksik kalınan bir eylemdir. Özgürlük Hareketi’nin yıllardır derinleştirmeye çalıştığı bu temel yönelim, aslında bireyin, toplumun ve bir halkın özünü yeniden keşfetmesidir.
“Kendini bil” dediğimizde ne anlıyoruz?
Kimlik, kültür, sanat, dil, eğitim ve yaşam… Bunlar bir toplumun özünü oluşturan temel taşlardır. Ancak içinde yaşadığımız kapitalist sistem, tüm bu değerleri görünmez ve önemsiz kılmakta ustalaşmıştır. Öyle ki, sistemin sihirli(!) değneği yaşamı acılarla kuşatırken, bu acıları da sıradanlaştırır ve bizlere hissettirmez hale getirir. Ama görmek bir eylemdir. Duyabilmek, hissetmek ve harekete geçmek, yaşama sorumlulukla yaklaşmaktır. “Kendini bilmek,” bireyin sadece kendisiyle sınırlı kalmaması, toplumsal dönüşümün parçası olmayı istemesi ve bunu pratiğe dökmesidir.
“Kendini bilmek” bir başlangıçtır. Ama öyle rastgele bir başlangıç değil. Bu, bireyin kendini yaşamdan koparan bireycilikten sıyırması, toplumsallıkla bağ kurması ve dönüşümün parçası olmayı seçmesiyle mümkündür. Yani kendini bilmek, aynı zamanda kolektif bilincin gelişmesidir.
Başlangıç olarak ve en geniş haliyle “kendini bil-mek” dedik. Başlangıç bireyin kendisini bireyci-bencil tüm yaşamdan azade ederek toplumsal dönüşüme açık olmasıdır. Yapabileceklerini yapabilmelidir. Bağlama mı çalıyor, şarkı mı söylüyor, kadın hakları mı diyor, arkadaş iş güç lazım mı diyor, köyünden mi çıkamıyor, dağlarımızda ağaçlarımız mı kesiliyor, felsefeyimi seviyor, tarih mi öğrenmek istiyor, şiir mi yazmak istiyor, Kürtçe mi konuşmak istiyor, siyaset mi yapmak istiyor örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Yani demem o ki istemekle olmuyor kendisi bir yerden nasılı ne olurunu beklemeden başlamalıdır. Bu bir noktada aslında bizlerin tarihsel toplumsal rol ve öncülüklerimizi de hatırlatıyor.
Tüm bunlar bir bütünün parçalarıdır. “İstemekle olmaz” diyorsak, kastettiğimiz budur. Her birey, elinden ne geliyorsa onunla başlamalıdır. Çünkü bu arayış, aynı zamanda tarihsel bir rolü, toplumsal öncülüğü ve komünal yaşamın temelini de işaret eder.
Kendini Bil, Örgütlen!
Bu anlayışla kendimizi tanımak, sonra birlikte örgütlenmek ve nihayetinde başkalarını da örgütlemektir hedefimiz. Komünler bu şekilde gelişecek, bizler bu şekilde var olacağız.
Unutulmamalıdır: uyuştucu satıcılarına çetelere çözümümüz, var yurtsever halkımız geçmişten bugüne pratiğimize hakimdir. Bugün bu pratiğe sahip çıkmak, yarının toplumunu inşa etmek demektir. Bu mücadele yalnızca kollukla değil, halkla, toplulukla, örgütlü bilinçle yürütülür. Her mahallenin, her okulun, her köyün, her atölyenin, her meydanın örgütlü halkıyla.
Çok teoriye boğulmaya gerek yok. Bu moral, bu umut, bu inançla diyoruz ki:
Bizi durduramazlar valla!
Kendimizi bileceğiz, örgütleneceğiz ve örgütleyeceğiz!



