HABER MERKEZİ- HPG Komutanı Murat Karayılan, Türk devletinin saldırıları sonucu 16 Haziran 2023 yılında Medya Savunma Alanları’nda şehit düşen PKK Merkez Komitesi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Şivan Cîlo Gever’i (Yunus Demir) andı.
Şehit Şivan Gever’in 31 yıllık mücadele tarihinde Kürdistan’ın her parçasında savaştığını, büyük fedakarlıklar sergilediğini belirten Karayılan, Dersim’den Amed’e, Kobanê’den, Şengal’e, Zap direnişine kadar birçok direnişte tarihi bir rol oynadığını ifade etti. “Önder Apo’nun fikirleri ve düşünceleri temelinde kendisini eğiten, kararlı, cesaretli böyle fedailer için ne söylersek eksik kalır” diyen Karayılan, şehit Şivan Gever’in devrimci yaşamı boyunca 5,6 kez yaralandığını ama mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmediğini vurguladı. Şehit Şivan Gever’in Önder Apo, şehitlere ve yurtseverlik değerlerine derinden bağlı olduğunu söyleyen Karayılan, özellikle Gever halkının bu yiğit savaşçıya sahip çıkması gerektiği çağrısında bulundu.
HPG Komutanı Murat Karayılan’ın PKK Merkez Komitesi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Şivan Cîlo Gever’e ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
“Heval Şivan Cîlo Gever, (Yunus Demir) partimiz PKK’nin Merkez Komitesi üyesi olan bir yoldaşımızdı. Kürdistan özgürlük mücadelesi çalışmalarında büyük bir rol oynadı. 16 Haziran 2023 tarihinde, Avaşîn bölgesinde, Barzan hattında bir grup yoldaşıyla birlikte şehit düştü. Yanında yoldaşları Kerîm Amed ve Şervan Kobanê de vardı. Kuşkusuz şehadetleri bizim için büyük bir kayıp oldu.
Heval Şivan Cîlo, mücadelemizde çalışkan, her işe hazır bir yoldaş olarak tanınırdı. Kendisi Geverli (Yüksekovalı) idi; Kürtlük ve yurtseverlik değerleriyle büyümüş, emekçi bir aileden gelmişti. Kendisi de emekçi bir insandı. Duvar ustasıydı; fayans ve benzeri işlerde çalışmıştı. O dönem Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin gelişimine de ilgi duymaya başlamıştı. Bu nedenle bir süre hem çalıştı, hem de hareketin milis faaliyetlerinde yer aldı. Sonrasında arkadaşlardan etkilendi ve 1993 yılında Zagros bölgesinde gerilla saflarına katıldı. Daha önce de belirttiğimiz gibi heval Şivan emekçi bir insandı. İlkokul düzeyine kadar eğitim görmüştü. Yurtseverlik ve Kürtlük bilinciyle hareketimizin saflarına katıldı. Gever’in yurtseverlik özünü temsil eden bir insandı. 1993 yılında, 25 yaşında bir Kürt genci olarak saflarımıza katılmıştı. Katıldığı günden son ana kadar her zaman büyük bir emek verdi. Emekçi kişiliğiyle bilinirdi.
HER GÖREVİ ÜSTLENMEYE HAZIRDI
Mücadeleye katıldığı dönemin ilk dört yılında, Cîlo ve genel olarak Zagros bölgesinde, özellikle Çarçela ve çevresinde aktif olarak çalışma yürüttü, savaşa katıldı. Bir keresinde, Gever’de yürütülen bir eylem sırasında göğsünden yaralandı. Bu olaydan sonra Xakurkê bölgesine geçti ve Soran’da görev aldı. Üç yıl boyunca orada kaldı. Deneyimli bir savaşçı olarak birçok eylemde yer aldı; özellikle saldırı eylemlerinde görev aldı. Her koşulda kendini göreve hazır görürdü. 1999’da güçlerimiz Bakûr’dan çekilince, 2000’li yıllarda saflarda sayı olarak çok az arkadaş kalmıştı. Yeni dönemde ilerleyişi sürdürmek için bazı yoldaşların farklı alanlara geçmesi gerekiyordu. Bu yoldaşlar, yeni süreçteki örgütlenme ve çalışmalara güç katmak üzere görevlendirildiler. Bu amaçla bazı yoldaşların Bakûr’a geçmesi için özel bir yapılanma oluşturuldu. Bu çerçevede heval Mahmut Şirnex, Amed bölgesi için heval Şivan ise Erzurum bölgesi için görevlendirildi.
Muş, Varto, Bingöl ve Erzurum bölgesi, yani Panos’a kadar olan alan, zorlu bir bölgedir. Heval Şivan, bu bölgede beş yıl kaldı ve herkes şöyle derdi: ‘Eğer Şivan buradan ayrılırsa, tüm çalışmalar dağılır.’ Çünkü heval Şivan bu bölgenin komutanıydı. Ancak o, her işi bizzat kendi yapardı. Örneğin, Dersim’e gidecek yoldaşlar olduğunda, onları bizzat kendisi Dersim’e ulaştırırdı. Dersim, Amed ve Bingöl arasındaki bölgede çok iyi bir rehberdi, her vadiyi, her noktayı tanırdı. Nerede ne olmuş, nereye nasıl gidilir, hepsini bilirdi. Arazi üzerindeki hâkimiyeti çok güçlüydü. Bu konuda bilgisi hızla gelişmişti; pratik zekâsı çok yüksekti. Hem bölge komutanıydı, hem kurye, hem de aktif bir eylemciydi. Her işe yatkın, her göreve hazır bir yoldaştı. Daha sonra bulunduğu bölgeden ayrıldı ve eğitim aldı. Birçok pratikte yer aldı. Her yere gönderilmeye hazır bir yoldaştı.
YAKLAŞIK 3 YIL KOBANÊ’DE KALDI
Bir süre Garê’de akademi eğitimi gördü, ardından ihtiyaç gereği Kobanê’ye geçti. Yaklaşık üç yıl Kobanê’de kaldı. Sonrasında Şengal’e geçti, ardından da uzun bir dönem Medya Savunma Alanları’nda görev yaptı. Mücadele saflarında 30 yılı aşkın bir pratik yürüttü. Her zaman dağdaydı; hiçbir zaman dağdan inmemişti ve nerede ihtiyaç varsa, orada hazır bulunurdu. Yani, tüm Kürdistan parçalarında hizmet etmiş bir yoldaştı. Gever’de büyümüştü, ancak ailesinin geçmişi Avaşin çevresine, yani Başûr’a dayanıyordu. Kürt kültürüyle, Kürt değerleriyle büyümüştü. Mücadele saflarında önce bir savaşçı olarak yer aldı; daha sonra emekçiliğiyle öne çıktı ve sırasıyla tim, manga, takım, birlik, eyalet, bölge ve cephe komutanlığı görevleri yaptı. Ardından HPG Komuta Konseyi üyesi oldu ve sonrasında da PKK Merkez Komitesi üyesi olarak seçildi.
Heval Şivan, sıfırdan başlayan ve tamamen kendi emeğiyle kendini inşa eden bir yoldaştı. Bu yönüyle, mücadelede büyük bir rol üstlendi. Pratik alanlarda yer alan, zeki, deneyimli ve yetkin biriydi. Her zaman Önderlik çizgisini esas alırdı, sürekli okurdu. Belki diğer arkadaşlar gibi çok fazla eğitim görmemişti, ancak çizgiyi anlamak, Önder Apo’yu anlamak için, özgürlük çizgisinde, kadın özgürlüğü ve yoldaşlık çizgisinde kendisini geliştirmek için büyük bir çaba harcadı. Okuma ve anlama konusundaki gayretiyle kendini eğitti. Yani heval Şivan kendi emeğiyle kendisini büyüttü. Birçok kez akademi eğitimlerine katıldı, eğitim aldı; fakat aynı zamanda kendisini de eğiten bir insandı. Pratik içinde her şeyi öğrenmişti. Onun en belirgin özelliği emekçiliğiydi. Her arazide kendini koruyabilirdi. Öyle yerlerden geçerdi ki, orada ne bir yol vardı ne de bir rehber; ama o bir plan yapar, önünü görür ve ilerlerdi.
Her adımında tedbirliydi. Yoldaşlarını nasıl konumlandıracağını, nasıl hareket edeceklerini, nasıl korunacaklarını, arazide nasıl savaşacaklarını, güçlerini nasıl dağıtacaklarını, bir çatışmadan nasıl çıkacaklarını çok iyi bilirdi. Bu konularda tam bir uzmandı. Kürdistan dağlarında, özellikle Zagros dağlarından başlayarak Bingöl, Erzurum, Muş, Dersim, Amed bölgelerine kadar Kürdistan’ın pek çok alanında mücadele etti. Rojhilat’ta Şaho’dan Hewraman’a kadar hemen hemen her bölgede bulundu. Yine Başûr ve Rojava alanlarında da her zaman fedakar ve çalışkan bir yoldaş olarak görev yaptı. Heval Şivan’ın ikinci belirgin özelliği çok mütevazi olmasıydı. Ne kadar çok çalışma yürütse de, ne kadar büyük görevler üstlense de hiç bunlardan bahsetmezdi.
KOBANÊ SAVAŞINI KOORDİNE ETTİ
Cesaretli, kararlı, asla tereddüt etmeyen bir kişiliğe sahipti. Önder Apo’nun çizgisini esas alan bir duruşu vardı. Özgürlük çizgisinde sağlam bir duruşa sahipti. Herkes onu sade, dürüst, temiz ve sadece harekete, halka hizmet etmekle meşgul bir yoldaş olarak bilirdi. Kendisinden ne istenirse istensin hayır demezdi. Her tür fedakarlığa daima hazırdı. Apocu bir fedai olarak savaşta tam bir uzman olmuştu. Yani, yiğit bir savaşçıydı. Hizmet ederdi ama asla övünmezdi. Çok konuşmazdı, fazla tartışmazdı; ancak çalışmasını büyük bir ciddiyetle yapardı. Gerçekten de mütevazi ve yürekli bir fedaiydi. Örneğin belki herkes ilk defa duyacaktır; Kobanê direnişi tarihsel bir direnişti, hem Kürt halkı hem de hareketimiz adına DAİŞ’e karşı büyük bir irade savaşı verildi. O dönemde DAİŞ en güçlü zamanındaydı. Kendine büyük bir güveni vardı, birçok intihar timi oluşturmuştu, saldırı üstüne saldırı yapıyorlardı.
Irak ordusundan Musul’daki bütün silahları ve zırhlı araçları almıştılar, Suriye ordusundan da Reqa’daki tüm teknik araçları ele geçirmiştiler. Ve bu tekniklerle Kobanê’ye saldırdılar. Kobanê’de çok zorlu bir savaş yaşandı. Ama bilindiği üzere o savaşta zafer kazanıldı. Peki, o zaferin kazanıldığı dönemde savaşı kim koordine ediyordu? Heval Şivan Cîlo. Heval Şivan, Kobanê’de savaşın koordinatörü, yani genel komutanıydı. Elbette yalnız değildi; bir ekiptiler, birlikte hareket ediyorlardı. Ama savaşı yönlendiren, planlayan, koordine eden kişi oydu. O dönemde taktiksel tartışmalar yürütülüyordu; savaş bir cephe savaşı mı olmalıydı, yoksa gerilla taktikleriyle mi yürütülmeliydi? Bu konuda tartışmalar olmuş. Tartışmalarda istenilen sonuç alınamamıştı. Bunun üzerine heval Şivan gücüyle birlikte oraya gitmişti, yol-yönteme ilişkin tartışmaların sonuçlanması için. Durum çok kritikti, arkadaşlar devreye girdi ve Kobanê’de zafer kazanıldı. Bunlar isimsiz kahramanlardır.
Mesela bugüne kadar hiçbir yerde bir röportaj vermedi, hiçbir yerde Kobanê’yi nasıl özgürleştirdiklerinden bahsetmedi. Ama o dönemde koordinasyonu sağlayan kişi Şivan Cîlo’ydu. Kısacası heval Şivan böyle bir yoldaştı. Çok mütevaziydi, her şeyi halk ve örgüt için yapardı. Ne kadar çok çalışsa da, ne kadar büyük başarılar kazansa da, kendini daima borçlu görürdü. Yani, dünyayı fethetse bile Şivan yine Şivan olarak kalırdı. Hiçbir zaman mütevaziliğinden vazgeçmez, hep sade, dürüst ve doğal bir kişiliğini korurdu. Dünyayı fethetse bile, o yine bir savaşçı, bir nefer gibi davranırdı. Böyle bir yoldaştı. Kobanê özgürleştirildikten sonra köylere ve şehirlere yönelik hamleler başladı. Bu süreçte heval Şivan, Minbic ve Tebqa hamlelerinde de yer aldı. Genel bir koordinasyon merkezi vardı, ancak heval Şivan Kobanê komutanı olarak bu süreçte de aktif olarak görev aldı. Yani o, bu hamlelerin her birinde önemli roller üstlendi. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu savaşlar kolektif yürütülmüştü; birçok yoldaşın rolü vardı. Heval Şivan da tüm hamlelerde yer almıştı ama hiçbir zaman bahsetmezdi.
MÜCADELEMİZDE TARİHİ BİR ROL OYNADI
Daha sonra, 2017 yılında Şengal’e geçti. Orada heval Egîd Civyan’ın (O da Gever’in yiğit savaşçılarından biriydi) görevini devraldı. O dönemde heval Egîd, görevini tamamlamış, Şengal’in özgürleştirilmesi ve soykırımın durdurulması sürecinde tarihi bir rol oynamıştı, Bıtan alanına geçmek istiyordu. Böyle bir talebi vardı bundan dolayı da heval Şivan, Egîd yoldaşın yerine geçmişti. Heval Egîd’in ardından Şivan bu görevi devraldı. Ve neredeyse bir yıl boyunca, 2018 Nisanına kadar, görevine devam etti. O zaman, hareketimiz HPG güçlerini Şengal’den çekme kararı aldı. Bu karar sonrasında heval Şivan, kendisinin de içinde bulunduğu bir grup yoldaşıyla birlikte bölgeden ayrıldı ve Medya Savunma Alanları’na geçti. Orada, Zap, Avaşîn ve Xakurkê hattında çalışmalar yürüttü. 2018’den şehit düştüğü 2023 yılına kadar bu bölgelerde görev yaptı. O alanlarda büyük bir emek verdi, önemli bir rol oynadı.
2022 yılında Zap direnişi sırasında heval Şivan yeniden koordinatörlük görevini üstlendi. O ve heval Alan, savaşın koordinasyonunu birlikte yürüttüler. Tarihimizdeki en zorlu direnişlerden biri olan Zap direnişi o dönemde gerçekleşti. O süreçte heval Şivan, yoldaşlarıyla birlikte savaşın koordinasyonunu üstlendi. 2023 yılında ise Zap ve Avaşîn için yeni bir hamle hazırlığı yürütüyordu. Bu hazırlıklar sürerken, düşman onları fark etti ve iki gün boyunca yoğun hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılar sonucunda heval Şivan bir grup yoldaşıyla şehit düştü. Hiç kuşkusuz, en başta da belirttiğimiz gibi, onların şehadeti bizim için büyük bir kayıptı. Heval Şivan, hareketimizin en alt kademesinden başlayıp PKK Merkez Komitesi Üyeliği’ne, HPG Komuta Konseyi Üyeliği’ne ve Medya Savunma Alanları Komutanlığı’na kadar yükselmiş, mücadelemizde tarihi rol oynamış bir yoldaştı. Bu kutsal görevleri yürütürken şehadete ulaştı.
Önder Apo’nun fikirleri ve düşünceleri temelinde kendisini eğitmiş, kararlı, cesaretli böyle fedailer için ne söylersek eksik kalır. Bu tür arkadaşlar halka ve partiye her şeylerini vermişlerdir. Devrimci yaşamı boyunca en az 5,6 kez yaralandığını biliyorum. Bildiğim kadarıyla üç kez başarı ödülü aldı. Ancak yönetime girdikten sonra ödül alınmaz, sorumlulukları artar. Yani tim, birlik komutanıyken ödül alınır. Hareketimizin tarihinde pek çok değerli fedai ve yiğit kahramanlar çıktı; onlardan biri de Şivan Gever’dir. O, değerlere derinden bağlıydı, Önder Apo’nun çizgisine, hareketin değerlerine ve şehitlere çok bağlıydı. Hatırlıyorum da özeleştiri yaptığında gözlerinden yaşlar akardı. Özeleştirisini verirdi, eksikliklerini eleştirirdi. Kendisine verilen her görevi başarmak isterdi. Çok güçlü bir yoldaşlık duygusuna sahipti. Çok saygılı bir yoldaştı. Mütevaziliğiyle herkese saygı gösterirdi. Değerlerine, davaya ve çizgiye derin bağlılığı vardı. Yani elinden gelen her şeyi yapan bir arkadaştı.
GEVER HALKIMIZ BÖYLE FEDAİLERİNE SAHİP ÇIKMALIDIR
Elbette herkes belli bir düzeye sahiptir, heval Şivan da öyleydi. Şehit düştüğü için bunları söylemiyorum; hayır, bu öyle bir şey değil. Kendi gücüne göre elinden gelen her şeyi yapardı. Onun mücadele tarihine ve 30-31 yıllık direnişine baktığımızda, birçok alandan geçtiğini ve büyük fedakârlıklar sergilediğini görebiliyoruz. Kuşkusuz bunun temelini Gever bölgesinin derin yurtseverliğinden almıştır. Gever halkımız, böyle fedailere sahip çıkmalıdır. Onların davasını sahiplenmelidir. Daha çok sahip çıkılmalı ve böyle fedailerle gurur duyulmalıdır. Gerçekten de böyle değerli, dürüst, temiz, halkına hizmet eden böyle savaşçılarla gurur duymalılar. Bir bölgeden böyle kahramanlar çıktığında o bölge elbette onlarla gurur duymalıdır. Düşman da Gever, Colemêrg ve o hattaki yurtseverlerden çok korkar. Hatta düşman, bu yurtseverleri parçalamak, hareketimizin saflarına katılmalarını engellemek için en büyük saldırılarda bulunmuştur, kontraları devreye koymuştur.
Bilindiği gibi, başta değerli yurtsever Savaş Buldan ve birçok kişi bu şekilde şehit edildi. Neden? Halkı korkutmak ve geri adım attırmak için. Ama gördük ki özellikle Colemêrg ve Gever’de, Geverli gençler şahsında tam tersi ve yürekli bir çıkış gerçekleşti. Çok büyük bir çıkıştı. Heval Rustem (Yücel Zeydan), Egîd Civyan, Welat Herînkî, Rizgar Gever, Berçem Cîlo ve Rojîn Dersim, Gever Erdem, Elî Gever ve Elî Kanîroj gibi yani adlarını sayabileceğimiz pek çok değerli yoldaş var. Mesela fedailik örneği olarak, Bager Gever 3 yoldaşıyla birlikte fedai eylem gerçekleştirmiştir. Bu arkadaşlar Gever’in yürekli kahramanlarıdır. Bu kahramanlardan biri komuta düzeyinde ilan ettiğimiz heval Şivan Gever’dir. Yine gençlerin temsilcisi ve öncüsü konumunda olan heval Ronî Baz Gever’dir. Ronî arkadaş da gençlerin katılımlarında bir öncü olarak ortaya çıktı.
Heval Ronî hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum; heval Şivan Gever, Gever halkının temsilcisi olarak hareket saflarına katılmış bir kişiydi. Aynı şekilde heval Ronî de gençlerin temsilcisi olarak saflara katıldı ve böylece Komela Ciwanên Kürdistan’da bir öncü konumuna geldi. Onların koordinasyonu hareketimizde üst düzey görevleri üstlendi. Yani hem heval Şivan, hem de heval Ronî, Gever ve Colemêrg bölgesinin evlatları olarak yurtseverlik kökleriyle büyüdüler ve hareket içinde de bu şekilde öncü roller üstlendiler. Heval Şivan ve heval Ronî şahsında ön plana çıkan şey nedir? Özellikle heval Şivan okula hiç gitmemişti. Colemêrg, Şemzînan ve Gever’in yurtseverliğine baktığımızda, o temsilcilerden biri de heval Tekoşer’di; aslen Şemzînanlıydı ama Gever’de büyümüştü.
ŞEHİTLERİMİZİN HAYALLERİNİ VE HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ
Yani bu yoldaşlarla ilgili ortak şey nedir? Derin yurtseverliktir. Bu yoldaşlar Önder Apo’nun fikirlerini ve çizgisini tanıyınca Apocu felsefeyle birleşiyor ve büyük bir kahraman oluyorlar. Bu gerçek heval Şivan şahsında çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Yani bir emekçi olarak örgüte katılmış ve PKK Merkez Komitesi üyesi olmuştu. Yani Önder Apo felsefesi bir insanı böyle büyük bir öncü yapıyor. Kadın yoldaşlarda da aynı durum geçerli; örneğin Berçem, Rojbîn ve o bölgeden başka birçok değerli kadın yoldaşı sayabiliriz. Hepsinin isimlerini burada sayamayız ama bu yoldaşlar sembolik olarak hepsini temsil ediyor. Yani Kürt kadını, Önder Apo’nun fikirleri ve düşüncesi temelinde kendini yetiştirip fedai olabilir. Pratikte bu kanıtlanmış durumda. Cesur kadınlar bu topraklardan bu şekilde çıktı.
Bu durum hareketimizin tarihinde yüzlerce, binlerce kez kanıtlandı. Bu tür direnişler bu yoldaşların şahsında gelişti ve halkımızın geleceğini, Kürt halkının geleceğini inşa etti. Halkımız ve bizler bugün, bu fedaileri esas alarak kendimizi yeniden yaratabiliriz. Halkımız bu şekilde yeni dönemde ve Demokratik Cumhuriyet yapısı içinde kendini güç ve irade yapabilir. Bu yüzden her zaman fedailerine sahip çıkmalı. Biz de bu fedailerin yoldaşları olarak, onlara her zaman borçlu olacağız. Onların çizgisine ve Önder Apo çizgisine bağlı olacağımızın sözünü veriyoruz. Onların hayallerini ve hedeflerini gerçeğe dönüştürecek, anılarını canlı tutacak ve onları ölümsüzleştireceğiz. Bu temelde diyorum ki; şehid namirin, şehid namirin.”
