Enter your email Address

Cuma, Aralık 5, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

Karayılan, Sabrî Tendurek’i Anlattı: Demire Su Verilmiş Gibi Çelikleşmiş Bir Kahramandı

25/11/2025 - 8:34
içinde Analiz, Derinlik, Haberler, Kurdistan, Manşet, Önemli Başlıklar, Ortadoğu, Şehitler Anısına, Toplumsal, Tüm Haberler, Video
Reading Time: 15 mins read
A A
Karayılan, Sabrî Tendurek’i Anlattı: Demire Su Verilmiş Gibi Çelikleşmiş Bir Kahramandı
PaylaşTweetle

BEHDÎNAN – HPG Komutanı Murat Karayılan, 1989’da gerilla saflarına katılışından 2016’daki şehadetine kadar mücadelenin hemen her alanında belirleyici roller üstlenen Sabrî Tendurek-Fetih Şarlatan’ın yaşamına ve mücadelesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tendurek’in Serhed’de büyüyen bir yurtsever olarak gerillaya katıldığını belirten Karayılan, onun emeği, cesareti, fedailiği ve komutanlık yeteneğiyle savaş tarihine damga vurduğunu vurguladı.

Karayılan’ın ANF’ye yaptığı değerlendirme şöyle:

Sabrî Tendurek-Fetih Şarlatan, 1989 yılında gerilla saflarına katıldığı günden şehadetine kadar kesintisiz olarak savaşta yer aldı. Savaş tarihimizde bir yeri söz konusudur. Sabrî arkadaş, Wan-Başkalelidir; Ertoşîlerin bir parçası olan Şerefan aşiretindendir. Serhed, Botan, Şemzînan yurtseverliğinin kesiştiği yerdir; böyle bir yurtseverlik ortamında büyüyor ve gerilla saflarına katılıyor. 1988-89 dönemlerindeki katılımlar, gerilla için, savaşın geliştirilmesinde güç oldu. Gerillayı yerleşik, bölgesel kıldılar. Yani bölge çocukları katıldı ve böylelikle halklaştı. İşte gerilla savaşının 1990-91’lerde serhildana dönüştüğünden, diriliş devrimini gerçekleştirdiğinden söz ediyorsak, bunun temelinde bu var. 83-84’lü yıllarda da Botanlı arkadaşlardan gerilla saflarına katılanlar oldu fakat azdır. Kitlesel katılımlar 1988-89’larda Botan, Serhed’de, ardından Amed’de geliştikten sonra gerilla büyük bir güç haline geldi. Bu, halk üzerinde etki yarattı, aynı zamanda savaşı da büyüttü; böylelikle diriliş devrimi gerçekleşti. Bu manada 1989 katılımları çok önemlidir. Gerilla için nefes oldu, yükselişe geçmenin, büyümenin merdiveni oldu. Gerilla böyle diriliş devrimi aşamasına girdi. İşte Heval Sabrî, böyle bir dönemde katıldı.

EMEĞİYLE BÜYÜDÜ

Pratiğinin hemen hemen tümünü Serhed’de yaptı. Bir Serhed kadrosu olarak büyüdü, olgunlaştı.

Yanılmıyorsam 1994-95’te Önder Apo sahasına gidiyor, Önder Apo’dan eğitim alıyor. Eğitimde, çizgiyi tanıyor, yoğunlaşıyor; yeniden Serhed’e düzenleniyor, görev veriliyor. Mücadelemizde emeğiyle, çabasıyla, cesaretiyle kanaat oluşturuyor, güven veriyordu. Bu nedenle hep önü açıldı. PKK’nin Yeniden İnşası Konferansı’nda da Merkez Komite Üyesi olarak seçildi.

Zaten Botan, Dersim eyaletlerinde saha komutanlıkları yaptı, şehadetine kadar da Bakurê Kurdistan Sevk ve İdare Komutanı’ydı. Emeğiyle kendisinde gelişimi, derinleşmeyi ve büyümeyi yaratmıştı. Bu nedenle örgüt tarafından her zaman önü açıldı; çünkü hakkından geliyordu. Samimiydi, davaya bağlıydı. Fedai gibiydi. Her çalışma için hep hazırdı. Hiç tereddüt yaşamazdı.

2003’lerde, saflarımızda ortaya çıkan tasfiyecilik döneminde birçok kişi bireysel düşünüyor, bireysel yaşamı geliştirmeye çalışıyor, tereddüt yaratıyorken, Heval Sabrî güçlü bir grup arkadaşla birlikte Dersim’e yöneldi, Serhed’e gitti; Serhed’den Erzirom’a, oradan Dersim’e geçti. Tereddütsüzdü. Kendisini, Önder Apo’nun çizgisinde bir militan olarak fedailiğe hazır ele alıyordu. Birilerinin ileri geri konuşmalarını kesinlikle dinlemiyordu. Bazılarının örgütte tereddüdü yarattığı, oyunlar yaptığı koşullarda hiç onları dinlemiyor, bakmıyordu.

Hevalê Sabrî, gerçekten Önder Apo çizgisine bağlıydı, tereddütsüzdü. Bunun için de var gücünü pratiğe geçiriyordu. Pratikte hiçbir şeyi arkasında bırakmazdı.

2006’ya kadar Dersim’de kaldı. Orada saha komutanlığı yaptı. Heval Sabrî, emeği ve çabasıyla Dersim’de sistemin yeniden oluşturulmasında, 1 Haziran Hamlesinin örgütlendirilip geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Dersim’de gerilla sisteminin yeniden yaratılması, arkadaşların ta Karadeniz’e gönderilmesi ve Dersim’den Karadeniz’e, Koçgirî’ye hatların açılmasında Sabrî arkadaşın rol ve emeği fazladır.

Bir dönem gelip Medya Savunma Alanları’nda merkez sahada kaldı; eğitimlere, tartışmalara katıldı. Sonra Botan’da ihtiyaç açığa çıktı; kendisini Botan’a önerdi. Böyle bir arkadaştı. Nereye ihtiyaç varsa, oraya hazırdı. 2008’de düzenlemesi Botan’a yapıldı. Botan Saha Komutanı olarak gitti. Botan sahası, Başkale’den Mêrdîn’e kadar olan alanı kapsıyor. Tecrübesiyle, emeğiyle, mütevazılığıyla Botan’da da mücadele yürüttü ve rol oynadı. 2010’a kadar Botan’da kaldı.

PRATİSYENDİ

2010’da tekrar Karargah’a düzenlendi. Onun yerine başka bir arkadaş gitti, kendisi alana geldi. Tartışma yapıldı, Botan pratiğine dair eleştiriler de vardı ama Sabrî arkadaşın emeği gözler önündeydi. Gerektiği yerde özeleştirisini veriyor, gerektiğinde eleştiriyordu. Zaten tartışan bir arkadaştı. Tartışmalarda güçlüydü, objektif yorumlar yapıyordu. Pratisyen bir insandı ve pratikten gelmişti. Bu nedenle öyle abartılı değil, hakikat neyse onu dile getiriyordu. Objektif, analitik yönü öndeydi. Bu da düşmanı izlemeyi, sahasını tanımayı, taktik geliştirmede de derinliği getiriyordu. Yüzeysel değildi; bir derinliği vardı. Bu, Sabrî arkadaşın güçlü bir yönüydü.

Sabrî arkadaş, Merkez Karargah çalışmalarına dahil oldu. Bu çerçevede 2012 yılında hamle vardı; Merkez Karargah çalışmalarında bu hamleye katıldı. Oremar gibi hatlarda bir komutan, bir koordinatör olarak zaman zaman rol üstleniyordu. Bu alanda da emeği vardı.

BAKUR’U HEPİMİZDEN DAHA FAZLA TANIYORDU

2013’te Medya Savunma Alanları’nda Sevk ve İdare Komutanlığı oluşturuldu. Medya Savunma Alanları dediğimiz -Zagros, Gever alanlarını da kapsayan- hattın komutanlığını üstleniyordu. Bu çalışmayı sürdürdü. Heval Sabrî en çok Bakur’u tanıyordu. Hepimizden daha fazla Bakur’da her yere giden, Sabrî arkadaştı. Amanoslar hariç, Serhed’den Dersim’e, Dersim’den Botan’a kadar -Amed ve Garzan’a da gidiş gelişleri oluyordu-; Bakurê Kurdistan’ın hemen hemen her yerini tanıyordu. Buraları hep yaya yürüyerek gezmişti. Bu bir emektir. Gerçekten bu bir şanstı; her yeri tanıyordu. Dersim denildiğinde, vadi vadi tanıyordu. Arazi üzerinde çok yetkin biriydi. Bir yerden geçtiğinde oraları artık tanıyordu, kaydediyordu, hakimiyeti vardı. Bu nedenle Bakur Sevk ve İdare Komutanlığı’na düzenlendi. Yani Kuzey’e geçti.

KOBANÊ SAVAŞIYLA İLGİLENDİ

Sabrî arkadaş, Bakur Sevk ve İdare Komutanlığı’ndayken gerçekten büyük bir emek verdi. Kobanê Savaşı döneminde, oraya Bakur gerillası müdahale etti. Zaten Kobanê o zaman kuşatma altındaydı. Bakur’dan takviye olmasaydı, Kobanê düşerdi. Neden? 5’inci gün zayiat vardı. Her gün 10-12 şehit, diğerleri de yaralı… Çetin bir savaştı. Bu nedenle sürekli takviye gerekiyordu. Sabrî arkadaş, gece gündüz eyaletlerle ilgileniyordu. Yani Amed’den, Botan’dan, Garzan’dan kaç arkadaş gidecek, kimler gidecek; bunları organize ediyordu. Velhasıl o da Kobanê savaşıyla ilgilendi.

Belki şimdi kimse bilmiyor; “O ta neredeydi” diyebilir. Evet ama direniş böyle harekete geçirilir. Gerekli gücü hazırlamazsan, yürütmez, perspektif vermezsen… Cephane! Botan’da cephane çok fazlaydı; hepsini Kobanê’ye akıttı. Botan’dan o kadar cephane, arkadaşlar gitti. Bunda Sabrî arkadaşın rolü fazlaydı. “Gücümüzü niye verelim” demiyordu, “Kobanê’de başarırsak, tüm Kürtlerin zaferi olur” diyordu.

2015’te Bakur’da da savaş başladı. Şehirlerde öz yönetim direnişlerinde rolü oldu. Hareket adına alanlara perspektif veren, Heval Sabrî ve komutanlıkta yer alan bir grup arkadaştı. Sabrî arkadaşın öncülüğünde bu alanlar perspektiflendiriliyor, üzerinde duruluyordu. Bunda da arkadaşın rol ve emeği vardı.

Bakur Sevk ve İdare Komutanlığı’na Heftanîn ve Metîna da bağlıydı. Burada bizzat kendisi savaşın yürütülmesiyle de ilgileniyordu. Çünkü çok pratisyen bir arkadaştı. Yani pratiğin ruhunu anlıyordu. Nerede olursa olsun, ne yapılmalı, nasıl hareket edilmeli gibi hususlar üzerinde çok hakimdi. Bu nedenle Metîna’da, özellikle silah ele geçirme eylemlerinde, işte orada helikopterin düşürülmesi, bunların örgütlendirilip harekete geçirilmesinde Heval Sabrî’nin rolü fazlaydı. O bu çalışmalara öncülük etti.

DEMİRE SU VERİLMİŞ GİBİ ÇELİKLEŞMİŞTİ

Heval Sabrî, gerilla pratiğinde adeta demire su verilmiş gibi çelikleşmişti. Sabrî ve Masîro arkadaşların bu yönleri birbirine büyük benzerlik gösteriyor. Cefalı, ağır bir pratik değil, tarz, ruh tutmuş bir özellik. Sabrıyla, cesaretiyle, aklıyla… Akıllılık vardı. Mantık savaşta çok önemlidir. Heval Sabrî’de bu her iki ölçü vardı. Düz yaklaşım yoktu, bundan dolayı bütün Bakur’un sevk ve idaresinde inisiyatif aldı ve çalışma yürüttü. Kamildi. Kürt halkı için bir kahramandı. Tüm Kürdistan’ı gezmiş, tanımıştı. Bütün dağlarını, vadilerini, tepelerini biliyordu ve buna göre hakimiyetini oluşturmuştu. 28 yıl boyunca -Önder Apo sahasına gitmişliğini saymazsak- her zaman savaş içinde olmuş, hep dağlarda çalışmıştır.

Kendisi için bir şey istemez, hep verirdi. Bu çok önemli bir özelliktir. Yani kendisi için hiçbir şey istemezdi. Hep hizmet… Nerede ihtiyaç varsa, orası için hazırdı. Kendisini tümüyle örgütün iradesine teslim etmişti.

Savaşta birçok kez yaralanmıştı. Yaşamını Kürt özgürlük davası için feda etmişti. Neresi olursa, nasıl olursa ona hazırdı. Elbette gözükara gitmezdi, çok bilinçli gidiyordu. Bilinçli bir arkadaştı. Her şeyi düşünür, ölçüp tartardı. Bu nedenle komutanlık düzeyinde güçlenmeyi yaşamıştı. Ama bunu yıllar içinde, tecrübeyle gerçekleştirmişti. Bir ciddiyeti vardı, sıradan değildi. Hem dervişane, mütevazı yaşamıyla hem de tecrübesiyle… Mesela tecrübesini bir sermaye haline getirmiyordu. Katiyen böyle bir şeyi Sabrî arkadaş şahsında göremezdiniz.

EN ÖNDE GELEN ÖZELLİĞİ EMEKÇİ OLMASIDIR

Hareketimiz, emek olgusu üzerinden temellenmiş, oluşmuştur. Başta Önder Apo, kendi emeğiyle bu zemini oluşturmuştur. Hep emek vermiştir. Şu anda da zindan koşullarında en büyük emeği Önder Apo veriyor. Hareketimiz böyle bir harekettir; emek hareketidir. Bu konuda Hareketimizin emekçileri çoktur. Gerçekten Hareketimiz, emek veren kişilerin omuzları üzerinden hareket olmuştur. Bunca yıl yürütülen savaş, -41 yıl gerilla pratiği- kolay değildir. Şu anda birçok kişi tartışıyor üzerinde; “yok şöyle olmuş, yok böyle olmuş” diye. İyi de, hele gel bir yıl yürü; yapabilir misin yapamaz mısın? Bırak bir yılı, öyle anlar var ki 24 saat bile dayanamazsınız. Böyle koşullarda çok büyük fedakarlıklar gösterilerek bu direniş geliştirildi. Bu direniş hem zindanlarda hem dağlarda hem sokaklarda fedakarlıkla, emekle gerçekleştirildi. Yurtsever halkımız da her gün alanlarda aynı fedakarlığı gösteriyor. Ve alanlarda şehitler verdiler. Zindanlarda, dağlarda hakeza…

KENDİSİNİ GÖSTERMEK İSTEMEYEN, GELİŞME ORTAYA ÇIKARAN BİR KAHRAMANDI

İşte bu büyük emekçilerden biri de Heval Sabrî’dir. Sabrî Tendurek… Herhalde en önde gelen özelliği, emekçi olmasıdır. Cesareti, çalışkanlığı, güçlülüğü, akıllılığı, yoldaşlığı da var elbette. Onunla yoldaşlık yapanlar bilir ki; Sabrî arkadaşın yoldaşlığı çok güzeldir. Neden? Çünkü mütevazıdır. Fedakarlığı gönülden yapıyor, bir karşılık istemeden yapıyor. Yoldaşlığında da bunu ifade ediyor. Bu doğalında bir tarzdır. Birçok arkadaşta vardır ve doğalında gelişiyor; bir minnet ya da başka bir şey değil. Hayır, yaşamı böyledir. Onunla yaşamaya başladığında, onunla yaşamak istiyorsun. Neden? Çünkü bu yaşamda fedakarlık vardır, yoldaşlık vardır. İnsanlık vardır, insanlık ruhu; insanı, arkadaşını sevme vardır. Yoldaşlık yaşamına bağlılık vardır. Bu esaslara dayalı emek verdi. Sabrî arkadaşın gerçekliğinde bu yönler çok güçlüydü. Mesela bencillik, bireycilik yoktu. İşte Bakur’un genel komutanıydı ama kendisini büyük görme ya da basına çıkıp konuşma, bir şeylerden bahsetme yoktu. Yanlış anlaşılmasın; konuşmak da bir görevdir ama “sessiz bir kahraman” gibiydi Sabrî arkadaş. Kendisini hiç göstermek istemeyen, sadece çalışmak isteyen, sonuç ortaya çıkaran, gelişme ortaya çıkaran bir kahraman. Kilit noktası budur.

Nerede ihtiyaç varsa, oradadır. Küçük bir çalışma için ihtiyaç varsa da o yapıyordu; en yüksek düzeyde komutanlığa ihtiyaç duyulduğunda da o yapıyordu. Yaşamda paylaşımcıydı. Her şeyi paylaşırdı. Denilebilir ki, kolektif ruhta, işbirliğinde hiç sorun yaşamayan arkadaşlardan biri de Sabrî arkadaştır. Onunla kolektif bir yaşamı, kolektif bir çalışmayı geliştirebillir, ekip olabilirdiniz. Çevresinde ekip oluşturabiliyordu. Yalnız çalışan, sadece kendisini esas alan; işte benimki doğrudur, herkes benim doğruma gelsin; öyle olmadı mı yalnız kalan ya da çevresinde az kişi kalan… Heval Sabrî’ninki böyle değildi. Kolektifti, herkesi dinler, ortaklaşırdı; bundan dolayı çalışmasında kolektivizm, ekipleşme vardı.

Hareketin değerlerine, Önderliğin çizgisine çok bağlıydı. Şehitlere çok bağlıydı. Çok yurtsever bir arkadaştı.

ŞEREFAN AŞİRETİNİN ÇOK YURTSEVER OLMASINI İSTİYORDU

Şunu da söylemeliyim; Şerefan aşiretinden de herkes bilmeli: Şerefan aşiretinin çok yurtsever olmasını, katılımların olmasını istiyordu. Duyduğunda çok seviniyordu. Kendisi orada çalışma yürütmemişti ama sorumluluk yapmıştı. Genel sorumluydu zaten. Fakat istiyordu ki, aşireti daha çok çalışmalarda yer alsın, yurtseverliklerini güçlendirsin. Yurtseverliği derindi. Ülkeye, davaya, yoldaşlığa, toprağa bağlıydı. Sevgisi bu ilkeler doğrultusundaydı.

BİLİNCİ DERİN VE ÖZLÜYDÜ

Zaten cesareti, kararlılığı, fedailiği güçlüydü. Bilinci yüksek düzeydeydi. Pratikte çok kalmış olabilir, teoriyi çok okumamış olabilir ama yeterince okumuştu. Perspektif vermede, çizgi doğrultusunda yürütmede hakimdi. Bilinci bu anlamda derindi. Özlüydü yani. Bundan dolayı karşısındakine perspektif veriyor; nasıl yapmalısın, nasıl yapmamalısın, ne yapmalısın diye ikna ediyordu. Sadece talimat ver, git şeklinde değil. Talimatın yanı sıra yaptırmalısın da. Özümsetmelisin. Emek veriyor, çabalıyordu ki arkadaşlar tam anlayabilsin ve tam yerine getirebilsin. Bunun üzerinde duruyor, uğraşıyordu.

Arkadaşlarla ilgileniyordu. Sadece savaşta değil, savaşın ağırlığını, zorluğunu göğüslemekten bahsetmiyorum; arkadaşlarla ilgilenme, örgütü geliştirme, çizgi doğrultusunda şekil verme, yaşam tarzında ısrar, özgür kadın çizgisi konusunda hassas, mücadele temelinde yaklaşım, erkek egemen tarzı aşma konularında Önderlik çizgisini iyi anlama ve buna göre öncü bir komutan olma çabası vardı. Yani hakkını veriyordu. Hiçbir zaman demiyordu ben öncü olayım. Dediğim gibi emekçiydi, kendisi için bir şey istemiyordu ama Önder Apo çizgisinde hakim bir militan olmak istiyordu. Bu konuda büyük bir istek, aşkla önüne gelen her çalışmayı iradeyle, ısrarla, ciddiyetle yerine getirmek istiyordu. Bunun için güç, talimat, karar kaynağı olabiliyordu. Bu nedenle sevk ve idareyi büyük bir güçle yürütebiliyordu. Böyle yetişkin bir arkadaştı.

GÖREVİMİZ, BU KAHRAMANLARIN YERİNİ DOLDURMAKTIR

Güçlü bir çalışma, çaba döneminde, birkaç arkadaşla tartışmalar yürüttüğü bir yerde hava saldırısına uğruyorlar. Çadırda tesadüfen Heval Sabrî’ye isabet ediyor. 18 Mayıs 2016’da değerli arkadaşımız, komutanımız Sabrî yoldaş şehit düştü. Bizim için önemli bir kayıptı. Çabamız onun yerini doldurmaya yönelik oldu. Boşluğunu göstermemeye, böyle fedakar, kahraman fedailerin anılarını yaşatmaya çabaladık. Fedakarlık, cesaret küpüydü. Dönemin Egîd’iydi. Onların çizgisini devam ettirmek, anılarını yaşatmak ve böylelikle bu kahramanlara borcumuzu ödemek için önemli çabalar verildi. Ne kadar çabalasak dahi yerlerini dolduramasak da görevimiz, bu kahramanların yerini doldurmaktır.

Bütün halkımız, Kürdistan yurtseverleri, bütün Kürdistan gençleri; bu fedailerin, bu kahramanların omuzlarımıza yükledikleri sorumlulukları görmeli. Hepimiz görmeliyiz. Bu kahramanlar, ömürlerini bu devrime verdiler. 28 yıl gibi uzun bir pratikte davaya ne kadar bağlı olduklarını ispatladılar. Dürüst, temiz, her şeyi karşılıksız verme; böyle büyük bir fedakarlık ve cesaretle, destansı bir yöntemle nasıl çalışma yürüttükleri, nasıl bir tarih yarattıkları hepimiz için örnektir. Bu nedenle pratik içerisinde pişmiş, olgunlaşmış, büyümüş, rol oynamış böyle komutanların özellikleri, her zaman bizler için örnektir, perspektiftir ve onlar asla ölmez. Bu nedenle “Şehîd Namirin” diyoruz.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

Winterthur da 27 Kasım Ulusal Direniş Günü Kutlandı

Sonraki Yazı

Karasu: Önder Apo İle Görüşme Kararı Kürt Sorununda Yeni Sürecin Başlangıcı Olmalı

Sonraki Yazı
Karasu: Önder Apo İle Görüşme Kararı Kürt Sorununda Yeni Sürecin Başlangıcı Olmalı

Karasu: Önder Apo İle Görüşme Kararı Kürt Sorununda Yeni Sürecin Başlangıcı Olmalı

Dosya: Politik Bir Mesele

Dosya: Politik Bir Mesele

Manşet

  • Barış ve Demokratik Toplum Konferansı İstanbul’da Gerçekleştirilecek
  • İlham Ehmed Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda Konuşacak
  • Kerboran’da Kitlesel Taziye Ziyareti
  • Koçyiğit İmralı Görüşmesini Anlattı
  • 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu’nda Kabul Edildi
  • Önder APO’dan İştar Meclisi Konferansı’na Mesaj
  • HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı
  • Ermeni Kültür Evi ve Ermeni Gençlik Hareketi Sanat Gecesi Düzenledi

En Çok Okunanlar

  • HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder Apo: Sürecin Başarıya Ulaşması İçin Tüm Gayretimi Ortaya Koyuyorum

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kürtler Her Halükarda Özgürlüğü Kazanacaklar

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • İlham Ehmed Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda Konuşacak

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • DEM Parti Komisyon Üyeleri: Görüşme Tutanaklarının Tamamı Paylaşılsın

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Koçyiğit İmralı Görüşmesini Anlattı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG-BİM 2022 Yılında Şehit Düşen 6 Özgürlük Gerlillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder APO’dan İştar Meclisi Konferansı’na Mesaj

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu’nda Kabul Edildi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Halep’de Şehit Çiya Hozan Eğitim Devresi Sona Erdi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.