İç ve Dış Tasfiyeciliğe Karşı 1 Haziran Eylemi ve Canlı Kalkan Eyleminde Gençliğin Rolü

HABER MERKEZİ- Hasan Çarçella’nın Kaleminden

“Hakikate erme telaşında olan tüm soylu güzellikler Önder Apo’nun etrafında kenetlenerek tarihe ve topluma cevap olacak nitelikte bir duruşun sahibi olmuşlardır. Kuşkusuz bu duruş söylem ve eylemin bir olma halinde anlamın ve hissin yarattığı insana erişmiş ve amaç edilen ile bütünleşme sağlamıştır.

Tarih iki karanlık arasında inceden sızan bir kıvılcım misali dualistik rolünü oynarken ilkin kendine mal edeceklerini kayda geçirir ve öldüreceklerinin gözlerini kör eder. Bir taraftan karanlık dehlizlerde devinim geçirenler, diğer taraftan karartılmış yürek ve beyinlere ışık tutup, yaşamı aydınlatmak isteyenler, tarihin kaotik süreçlerinde sahne almışlardır. Ancak tarih, akım olarak aydınlık ve karanlık çatışmasını sosyalizm ve faşizm çatışması olarak karşımıza çıkarmaktadır. Bu minvalde dilsizleştirilen, körleştirilen ve sağırlaştırılan bir halkın tüm yaşamsal organlarına yeniden kavuşma olanağını yaratan ve koşullarını oluşturan Öder Apo halkın tüm gözeneklerine sirayet eden bir ışık misali etrafını aydınlatmıştır. Böylece tarihin aydınlık yüzü, canlı bir organizma şeklinde ilerleyen özgürlük enerjisi ile toplumun ahlaki politik nüvelerini dürterek özünden saptırılmış sosyalizmi, öz doğasına kavuşturma mücadelesini Önder Apo şahsında gerçekleştirmiş ve kayda almıştır. Bu
anlam da kapitalist modernist sistemin tüm çılgınlıklarına karşı demokratik özgür bir yaşamın özgür kadın kimliğiyle ve ekolojik doğanın farkına varan insanıyla bir olan ve bütünleşen toplumsal paradigma gerçekliği, Demokratik Sosyalizm kimliğiyle Önder APO da somutluk kazanmıştır. Bu bağlam da kendini sonul sistem olarak meşrulaştırmak isteyen kapitalist modernite güçlerinin toplumsal yaşamı çürüten çarkının dişlileri, Demokratik Toplum paradigmasıyla bozulmuş ve eskisi gibi kendini rezerv edemez hale gelmiştir.

‘’Ey yaşam ya seni özgür yaşayacağım, yada hiç yaşanmamış sayacağım‘’ diye belirten Önder Apo, Demokratik Sosyalizm düsturuyla, klasik reel sosyalist anlayışları aşarak güçlü devlet ve iktidar çözümlemesiyle hakikat avcısı olduğunu ve avının kapitalizm olduğunu belirtmiştir. Medenyetin ve barbarlığın kardeş olduğu andan itibaren modern sömürünün kapitalist sistem eliyle bireye ve topluma yedirilişi ve devletin zor aygıtıyla homojen toplum yaratma girişimi özelde Kürdistan da yarım asırdır istenilen sonucu alamamıştır. Bu minvalde kapitalist- modernist sistemin her türden sahabeliğine soyunan emperyalist soykırımcı faşist yapılanmalar, ulus devletçi zihniyetin diktatöryasında toplum mühendisliğini gerçekleştirirken, önünde tehtit olarak PKK ve Önder APO’yu görmüşlerdir. Bu sebeple sistemi ayakta tutabilmek için tüm uluslararası güçler kendi aralarındaki sınıfsal, ideolojik ve inançsal sorunlardan tutalım kültürel, ekonomik, ve tarihi kavgalara kadar yaşanan sorunları bir tarafa bırakarak kendi sistemleri için sakıncalı olarak gördüğü, Önder APO’ yu tasfiye etme üzerinden bir anlaşmaya varmışlardır. Bu anlamda Önder APO’ nun gücü devletler arası yaşanan düşmanlıkları ve savaşları da sonlandırmış oluyor. Zira uluslararası güçler adeta kendi varlıklarını Önder APO’ nun ve PKK nin tasfiyesi üzerinden izah edecek ölçekte, sahtekarca ve haince bir komploya yönelerek çürümüş ve kokuşmuş plan ve projelerini hayata geçirmek istemişlerdi. Bilindiği gibi uluslararası güçler, yanı sıra bölgesel güçler ve işbirlikçi hain kesimler ucuz bir yaşam ve cüce bir kişilik uğruna ihanet çizgisinde kendilerini meşrulaştırarak, adına Büyük Gladio denilen komplo ile amaçlarına hasıl olacaklarını hesapladılar. Ancak Büyük Gladio komplosu, Önder APO’nun duruşu ve direnişi karşısında sonuç alamamış ve aynı zaman da PKK’nin önderlik çizgisinde yenilenerek atılım gerçekleştirmesi içte ve dışta komployu başarısız kılmıştır.

Gelinen aşama da 9 Ekim 1998 de başlayan uluslararası komploda başat hegemonik güce sahip olan ABD, Büyük Ortadoğu ve Yeşil Kuşak projeleriyle AB, İngiltere, İtalya, Rusya, Yunanistan, İsrail, Türkiye ve KDP-YNK gibi kesimlerin yer aldığı lanetli sürecin ayak seslerini işiten başta kadınlar ve gençler olmak üzere Avrupa da ve zindanlar da olan yoldaşlar Önder APO’nun etrafında kenetlendiler. Başta Halit ORAL arkadaş olmak üzere TC. zindanlarında ve dünyanın bir çok yerinde ‘’Güneşimizi Karartamazsınız’’ eylemleriyle komployu lanetleyip önderliği sahiplenme ve ona katılma adına bedenlerini ateşten kalkan yapan, değerli yoldaşlar fedai eylemlerle tarihin akışını değiştirmişlerdir. Bu manada Önder APO’ nun ışığıyla aydınlanan Yüce şehidimiz Sema yoldaş ’’Nasıl ki gök yüzünde iki tane Güneş yoksa yeryüzünde de Önder Apo dışında güneş yoktur’’ diyerek bir ışık hüzmesi gibi güneşin etrafında kenetlenmiştir. Özellikle uluslararası komplo başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkında geliştirdiği çeşitli eylemliliklerle komployu lanetlemiş ve Önderliğini her koşul ve şart altında sahiplenmiştir.

Uluslararası komplocu güçler Önder APO şahsında PKK’yi tasfiye edeceğini hesaplarken büyük ve anlamlı bir direnişin görkemi karşısında hesaplarını gözden geçirmeye ihtiyaç duydular. Zira ‘’Güneşimizi Karartamazsınız’’ eylemi içerisinde yer alan yoldaşlar büyük aşk bağlılık ve fedai tarza sahip özgür bir bilinçle eylem ve söylemi bir arada yürüterek komploculara tarihi cevabı vermiştir. Komplocu güçlerin amacı başı alıp bedeni dağıtmaktı ki buda gösteriyor ki Önderlik ve PKK gerçekliğini tam anlayamamış ve kavrayamamışlardı. Oysa Önderlik; benim yarattığım, oluşturduğum ve tanıdığım PKK yenilmezdir derken; PKK’yi ayrı ele almak,
Önderliği ayrı ele almak komplocular açısından yanılgıların başatı olmuştur. Gelinen aşama da komplocu güçler Önder APO üzerinden bir sonuca varamayınca bu defa PKK’yi tasfiye etmenin yol ve yöntemlerine yönelmeleri kaçınılmaz oldu. Zira ağacın kurdu, ağaçtan gelir deyimi ile iç tasfiyecilik yoluyla PKK’yi çökertmek, kendileri açısından bir ihtimal olmanın ötesine geçmişti.

Bu bağlamda Büyük Gladio komplosu başarıya ulaşsın diye bir takım güçlere roller dağıtıldı. Özellikle TC özel savaş sistemini yeniden dizayn ederek yeşil maskeli AKP iktidarını devreye soktu. KDP ve YNK de bu dizayn dogrultusunda yeniden rol aldı. Gerillayı tasfiye etmeleri için gerekli imkanlar sağlandı. Özellikle, YNK 2001’de PKK’ye karşı savaşa girişmesini uluslararası komplo dışında izah edilemez. Önderlik tasfiye edilemeyince PKK üzerinden halkı ve Önderliği tasfiye edip Ortadoğu’ya yeniden dizayn verme planları bu defa bölgesel işbirlikçi ajan unsurlara verilen vaatler üzerinden yürüdü. Bu süreci Önder APO savunmalarında özetçe ‘’Küresel kapitalist hegemonyanın kültürel soykırımcı ulus devletlere BOP kapsamında dayattığı çözüm iki yönlü geliştirilmeye çalışılmaktadır. Birinci yön, Erbil merkezli Kürt federe ulus devlet oluşumudur ve uzun vadeli ulus devletçi çözümün ilk adımı olarak hayata geçirilmektedir. İkinci yön, Diyarbakır merkezli ‘bireysel ve kültürel haklar’ temelli Kürt sorunu çözümüdür. AB ve ABD’nin özellikle AKP hükümeti yoluyla, hayata geçirmeye çalıştığı bu yol, dolaylı veya direkt
olarak Erbil Federe Kürt devletiyle bütünlük içinde yürütülmeye çalışılmaktadır. PKK’den ve KCK somutunda demokratik siyaset çözümünden kurtulma ve onları tasfiye etmenin karşılığı olarak, kültürel soykırımcı ulus devletlere bu iki yönlü çıkış yolunu dayatmaktadır’’ şeklinde belirtiyordu.

Tabi bunların dışında birde içteki yetersizliklerden kaynaklanan, Önderlikle doğru temelde bir yoldaşlık geliştiremeyen PKK yönetim, kadro ve militanlarının yaşadığı sorunlar vardı. Önderliğin “Yetersiz Yoldaşlık ve Sahte Dostlar” diye ifade ettiği de bu uluslararası komplo sürecinin gelişmesine zemin sunan bir de böyle bir boyutu vardır. Tarih 2002 yi gösterdiğinde bu defa Önderliğin esareti fırsat bilinip, parti içerisinde kendi ölçülerini dayatan sosyal reform anlayışıyla hareket eden, PKK ölçülerini gerileten ve yaratılan değer yargılarını hiçe sayan yaklaşım ve anlayışlar, kaynağını komplocu güçlerden ve onun devamı niteliğinde olan
tasfiyecilikten aldığını söylemek yerinde olacaktır. İçteki tasfiyecilik komplo sürecinde kendini daha belirgin yaparak PKK’yi ele geçirmek için çabalarken Önder Apo’nun 2003 te’’ Bir Halkı Savunmak’’ adlı manifestosu amiyane deyimle partinin yeniden yapılanması için can simidi oldu. PKK’nin yeniden yapılanmasıyla içteki tasfiyeci eğilim ve ihanete karşı radikal bir ideolojik-örgütsel mücadele geliştirmenin temelleri atılmıştı. Böylece yeniden PKK inşasıyla 1 Haziran 2004 Hamlesi somutluk kazandığı gibi, Devrimci Halk Savaşı Stratejisine de somutluk kazandırdı. Özellikle 1 Haziran Hamlesi, tasfiyeciliğe geçit vermediği gibi PKK’yi sistemiçileştirme, devrimci yaşam ve ölçülerden uzaklaştırma ve farklı eğilimlere sokma gibi tasfiyeci anlayışların tasfiyesini gerçekleştirmekte, yeniden inşanın görevi ve sorumluluğu olmuştur. Bu bağlam da gençliğin yeni paradigmayı sahiplenme ve tasfiyeciliğe karşı Canlı Kalkan Eylemini öncülüğünü üstlenmesi tarihi bir görev ve sorumluluk olmuştur. Tıpkı 9 Ekim komplosunda “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerinde yer alan yoldaşların amaç birlikteliğini bu defa gençlik hareketi adeta devralarak tasfiyeciliğe karşı gerillaya akın akın katılımların öncülüğünü üstlenmiştir. O dönemde YCK’nin öncü kadrolarından Sinan Dersim, Armanc Kerboran, Baz Mordem ve Jiyan yoldaşlar öncülük ederek tarihi misyonunu yerine getirmişlerdir. Özellikle canlı kalkan eylemleriyle devrimci demokratik mücadeleyi ve Önder APO’ nun yeni paradigmasının sahiplenişini gerillaya güçlü katılımlarla gerçekleştiren gençlik hareketi, tasfiyeciliğe karşı yeni bir mücadele ruhunun gelişmesine de öncülük etti. Bu devrimci mücadele ruhunun öncü kadroları olan Senar, Mahir, Baran, Demhat, Nujiyan, Çiyager, Botan yoldaşlar öncülüğünde onlarca gençlik üyeleri partiye halka ve Önderliğe karşı sorumluluklarını yerine getirmiştir.

Son tahlilde Önder APO’nun 27 Şubat 2025 tarihinde kamuoyuna yansıyan ‘’Barış ve Demoratik Toplum’’ çağrısı milyonların özgürlük umuduna yeniden su serpmiş olup, 21. Yüzyılın Manifestosu niteliğindedir. Önder APO şahsında gerçekleşen demokrasi, özgürlük ve sosyalizmin evrensel olarak doğru anlamına kavuştuğudur. Esas olarak da Büyük Gladyo Komplusuna karşı zaferin Önder APO nun geliştirdiği inisiyatifle kazanıldığını şimdiden belirtmek gerekir.

Uluslararası Komplo süreci ve 1 Haziran Devrimci Hamlesine damgasını vuran Gençlik ve Kadın hareketi hiç kuşku yok ki! Devrimci Halk Savaşı Stratejisinin geliştirilmeye başladığı süreçten bu yana tarihsel rolünü oynamıştır. Bundan sonra da oynayacaktır. Bu da Ruken’lerin, Sara’ların, Rojhat’ların, Erdal’ların, Asya Ali ve Rojger Hêlîn’lerin fedai çizgisi ve Tünel Savaşlarında mücadeleyi geliştiren ruhun, dağda, ovada ve şehirde geliştirilen gerilla yaşamının ve duruşunun her alanında hâkim kılınması ile başarıya ulaşacaktır…