HABER MERKEZİ – Her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınlara yönelik her geçen gün artan şiddete dikkat çekiliyor. Ancak dünya bu şiddete yalnızca tanıklık etmekle kalıyor.
Bu raporda Suriye’de kadınlara yönelik şiddetin bilançosu, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR), Uluslararası Af Örgütü’nün ve ‘Suriyeli Kadınların Katledilmesini Durdurun Platformu verilerine dayanarak derlendi.
KADIN CİNAYETLERİNDE ARTIŞ
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) Suriye’de iktidara geldiği günden raporun yayınlandığı güne kadar, HTŞ’nin kontrolü altındaki bölgelerde 650 kişi yani günde 2 kişi katledildi. SOHR verilerine göre bunların arasında geçici hükümetin İçişleri Bakanlığı’na bağlı silahlı gruplar tarafından alanda katledilen 127 kadın bulunuyor.
Sadece Süveyda’da 130 kadın katledildi.
Savaş kalıntılarının neden olduğu patlamalar, rastgele açılan ateşler, intikam gerekçesi veya mezhepsel çatışmalar nedeniyle işlenen 520 cinayetin çoğu Şam ve Hama, Humus, Lazkiye, Tartus, İdlib ve Halep bölgelerinde gerçekleşti.
Tüm bunlara rağmen, bölgede kadınlara yönelik ihlalleri belgeleyen hiçbir kuruluş yok ve geçiş hükümeti de bilgiye erişimi engelliyor.
100’Ü AŞKIN KADIN KAÇIRILDI VEYA KAYBEDİLDİ
Suriye’nin çeşitli kentlerinde onlarca kadın kaçırıldı. Kaçırılan kadınların akıbetini belirlemek için herhangi bir inceleme yapılmadı veya soruşturma yürütülmedi.
Uluslararası Af Örgütü ve Suriyeli Kadınların Kaçırılmasına Son Platformu’nun verilerine göre, Şubat 2025 tarihinden bu yana Lazkiye, Tartus, Hums ve Hama’da yaşları 3 ile 40 arasında değişen en az 36 Alevi kadın kaçırıldı.
Bu kaçırılmalardan 5’i kadın ve 3’ü çocuklara yönelik olmak üzere 8’i açıkça belgelendi. Buna karşın güvenlik güçleri hiçbir soruşturma başlatmadı.
Süveyda’dan gelen yere raporlara göre, Suriye’nin güneyinde bu yılın başından itibaren 65 kadın kaybedildi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Ocak ayından bu yana 97 kişinin kaçırıldığını veya kaybolduğunu belgeledi.
SİYASİ İHMAL
Fiziksel şiddetin yanı sıra, Suriyeli kadınlar sürekli olarak siyasi ihmalle karşı karşıya kalıyor. Yaşamın tüm alanlarındaki tarihsel rollerine rağmen, Baas döneminde kısıtlanana kadınlar rejimin kurumlarında yalnızca sembolik olarak yer alabildi.
Rejimin devrilmesinin ardından kadınlar, geçiş döneminin siyasi sürecinden tamamen uzaklaştırıldılar.
Kadınlara 1949’da oy kullanma hakkı tanındı ve ilk kez 1958’de parlamentoya seçildiler. Ancak buna rağmen kadınların parlamentodaki temsiliyetleri oldukça zayıftı, Baas dönemindeki kadın temsiliyeti yüzde 6 ila 13 arasında kaldı.
Suriye geçiş hükümetinin sözde ‘Halk Meclisleri’ için yapılan ilk seçimlerinde kadın adaylar, seçimlere katılım oranları yüzde 14 olmasına rağmen 119 sandalyenin sadece 6’sını kazanabildi.



