Enter your email Address

Pazar, Aralık 14, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Manşet

Halklar Önderi Öcalan: Ulus-devlet ve açılan travmalar -I

21/07/2019 - 0:03
içinde Manşet, Tüm Haberler
Reading Time: 6 mins read
A A
Halklar Önderi Öcalan: Ulus-devlet ve açılan travmalar -I
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ

Ortadoğu kültürü Avrupa modernitesinin pozitivist ideoloji ve bilimleriyle çözümlenemez. Çözümlendiği idea edildiğinde sonuç oryantalizmdir. Son 200 yıldır uygulanan bu paradigmanın ortaya çıkardığı, görünür kıldığı, Ortadoğu toplumunun ne tarihsel gerçeklikleriyle ne de güncel somutluklarıyla bağdaşmaktadır. Aralarındaki fark, tek kelimeyle uçurumdur. Oryantalizmin derin etkisi altında yeniden oluşan geleneksel yaklaşımların (başta İslamcı akımlar olmak üzere her türlü kültüralist yaklaşımlar) hakikat algısı daha da gerçek dışı, kuru bir edebiyattan öteye gidememektedir.

Paradigmayla iç içe kendini yapısallaştıran kapitalist modernitenin aldığı görünümler hem tarihle, hem güncel yaşanan somutla daha da çelişkilidir. Mevcut farklılık ve çelişkilerden oluşan uçurum; kendini eşine ender rastlanan vahşetten öte savaş türüyle ifade etmektedir. Bundan ne derin içgüdüler ne de kültürel gerilik sorumludur. Sorun kapitalist modernitenin uygulanış tarzıyla, biçimlenişiyle ilgilidir. Binlerce yıldır iç içe yaşanan, yaşanmak için inşa edilmiş bir kültürü (maddi ve manevi kültür olarak) pergelle parçalayıp içine acentelerini (ulus-devletçi kapitalizm ve endüstriyalizmi) oturtmaya kalkışmanın sonucu yaşanan ve yaşanacak olan vahşetin gerçek nedenidir. Kaldı ki yaşanmış yakın geçmiş vahşetten, soykırımdan pek farklı olmamıştır.
Tek tanrılı dinler; Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gerek kendi aralarında, gerek eski dinler ve putperestlikleriyle çatıştığında asla kapitalist modernitenin yol açtığı vahşet sayfalarına yol açmadılar. Her birindeki ümmet anlayışı çoktan tasfiye olmuş putperestlik cemaatleri dışında her halkı ve kültürünü barış içinde yaşatabiliyordu. Hatta Ehli-Kitap sahipleri olarak kendi aralarında ilkel de olsa bir ümmet üstü birliğe imkan veriyorlardı. Soykırım tanıdık bir kavram ve uygulama değildi. Ne kadar karşı idealar ileri sürülürse sürülsün pozitivist yeniçağa göre daha karanlık bir ortaçağı sadece mitolojik bir icattır. Yeniçağın kendini aydınlık olarak sunma mitidir.
Ortadoğu kültürünü bıçak gibi paralayan ulus-devlet dayatması üzerinde ne kadar durulsa azdır. Çünkü açılan travmaların en onulmazı bu bıçakla açıldı. Hangi trajediye el atsak sonuç değişmiyor. Hindistan’ın içlerinden, Sibirya’ya; Fas çöllerinden Arabistan çöllerine kadar yerleşik-göçebe her kültür bu bıçak darbesinden payını almıştır. Halen sürekli kanamaktadır. Her gün Hindistan içindeki Hindü-Müslüman çatışmasını mı, Keşmir’i mi, Çin Uygurlarını mı, Afganistan-Pakistan’daki boğazlaşmaları mı, Rusya’daki Çeçen ve diğerlerini, İsrail-Filistin’i mi, Lübnanları mı, tüm Arap ülkelerindeki kavgaları mı, Kürtlerin Türk-Arap-Farslarla çatışmalarını mı, İran’ın mezhep savaşlarını mı, Balkanlardaki, Anadolu’daki İslam, Ermeni, Rum ve Süryanilerin tasfiyesini mi? v.s. saymakla bitmeyecek kadar olan ve devam eden ve hiçbir kuralı olmayan bu çatışmaların, savaşların kapitalist hegemonyacılığın ürünü olduğu inkar edilebilir mi?
Ulus-devletlerin birliği olan BM’nin (Birleşmiş Milletler) müdahaleleri sonuç vermediyse, İslam ulus-devletlerin birliği İKÖ (İslam Konferansı Örgütü) etkili olamıyorsa, her gün sayısız ulus-devlet diplomatik turları bıktırıcı olmaktan öteye rol oynayamıyorsa neden yine ulus-devletin zihniyeti ve yapılanmasıyla bağlantılıdır. İlk, orta çağların dinselliklerinden bin kat daha tutucu ve kapalı inşa edilen bu ucube gerçeklik eğer sık sık karşımıza faşizmin kendisi ve her yerdeki uygulamaları biçiminde çıkıyorsa hiş şaşmamak gerekir. İnşanın kendisi hep savaşla olmuştur. Savaşla inşa edilmeyen tek bir ulus-devlet gösterilemez. Daha vahimi içte toplumla, dışta başka ulus-devletle sürekli savaş, çatışma ve gerginlik içinde olmayan bir ulus-devletten bahsedilebilir mi?
Ortadoğu’da ulus-devletlerin nasıl inşa edildiklerine ilişkin birkaç örnekle sunmak, içyüzlerini anlamak açısından öğretici olacaktır. Bugünkü Irak, 1920’lerden önce olmayan bir ülkedir. Ütopya olarak bile yoktu. Britanya imparatorluğunun stratejik ihtiyaçları ve petrol çıkarları göz önüne getirilerek inşa edildi. İçindeki kültürel birimlerin durumu hiç dikkate alınmadı. Aralarında uyumlu yaşamaları için adil bir ilke konmadı. Başlarına toplumsal gerçekleriyle ilgisi olmayan bir kral getirildi. Daha ulusalcı geçinen askeri elitler tarafından devrildi. İlan edilen Cumhuriyetin cumhurla fazla ilişkisi olmadığından sürekli diktatöryal koşullarda yaşadı.
Ulus-devletin doğasını kavramayan Saddam Hüseyin diktatörlüğü, kendisinin idamıyla çözüldüğünde bütün pislikler ortalığa saçıldı. Bugünkü Irak’ı tanımlayacak herhangi sosyolojik bir kuram yoktur. Kaotik bir mekan olarak herhalde varlığını sürdürecektir. Diğer yirmiyi aşkın Arap diye adlandırılan ülkelerin inşası da farklı değildir. Onları anlamlı kılacak tarihsel ve toplumsal gerçeklerle ilişkileri yoktur. Sınırları gibi tarihleri, marşları, bayrakları, rejimleri, ulus dedikleri toplumları da hepsi hayali varlıklar olarak hegemonik güçlerin çıkarları temelinde belirlenmiştir. Burada çok önemli olan husus; günün yirmi dört saatinde kutsalca tapınılan bu hayali varlıkların elle tutulur, gerçekten saygı duyulacak, gerçek tarihe ve toplumuna sahip olmamasıdır. Hakikat olmayana en büyük hakikat payesi biçilmektedir. Tabi sadece propaganda olarak. Herhangi bir sorunu çözme, mutlu bir toplum yaşamı oluşturma elbette beklenemez. Hakikati olmayanın çözümü de, mutluluğu da hayaldir.


Ortadoğu’da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlık Çözümü kitabından alınmıştır

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

GÜNDEM 21 TEMMUZ 2019

Sonraki Yazı

Kürdistan’da Öz Yönetim Ve Şehir Gerillacılığı – II

Sonraki Yazı
Kürdistan’da Öz Yönetim Ve Şehir Gerillacılığı – II

Kürdistan’da Öz Yönetim Ve Şehir Gerillacılığı – II

Gerillanın Kaleminden: Mezar

Gerillanın Kaleminden: Mezar

Manşet

  • Melun’da Gençler Önder APO’ya Özgürlük Sloganlarını Haykırdı
  • YCWK İstanbul Birimleri Altı İlçede Önder Apo’nun PKK Kongresine Gönderdiği Politik Raporu Dağıttı
  • Ömer Öcalan: Önder Apo, Her Evde Kürtçenin Savunulması ve Konuşulması Gerektiğini Söyledi
  • Dosya: Maxmûr’da Gençlik Kongresi: Öncelik Önder Apo’nun Fiziki Özgürlüğü
  • Tunus’da Gençler ve Polis Arasında Çatışmalar Yaşandı
  • Roboskî Köyünde Bir Genç Araç İçinde Ölü Bulundu
  • Süwayda’ya Saldırıda 2 Genç Yaralandı
  • Katip Çelebi Üniversitesi Öğrencileri Kürtçe Eğitim Komünü Kurdu

En Çok Okunanlar

  • Şehid Derweş Kop Komünü Öncülüğünde Önder APO’ya Özgürlük yürüyüşü

    Şehid Derweş Kop Komünü Öncülüğünde Önder APO’ya Özgürlük yürüyüşü

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Karayılan: Şehit Berfin Bir Görev Üstlendiğinde Mutlaka Yerine Getirirdi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Katip Çelebi Üniversitesi Öğrencileri Kürtçe Eğitim Komünü Kurdu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Dosya: Maxmûr’da Gençlik Kongresi: Öncelik Önder Apo’nun Fiziki Özgürlüğü

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Ömer Öcalan: Önder Apo, Her Evde Kürtçenin Savunulması ve Konuşulması Gerektiğini Söyledi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Melun’da Gençler Önder APO’ya Özgürlük Sloganlarını Haykırdı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Tunus’da Gençler ve Polis Arasında Çatışmalar Yaşandı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • YCWK İstanbul Birimleri Altı İlçede Önder Apo’nun PKK Kongresine Gönderdiği Politik Raporu Dağıttı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Roboskî Köyünde Bir Genç Araç İçinde Ölü Bulundu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.