İSTANBUL – Avukat Baran Çelik, müvekkili Nanaxanım Babazade’nin Azerbaycan’a gönderilmesinin hem hukuka hem de insan haklarına aykırı olduğunu vurgulayarak, “Bir öğrenciye uygulanan bu yöntemin gerekçesi sorgulanmalı. Söz konusu insanlık dışı muamele hakkında şikayetlerimizi yapıp bu sürecin takipçisi olacağız” dedi.
İstanbul Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olan Nanaxanım (Nana) Babazade, politik kimliği ve toplumsal mücadelelerdeki görünürlüğü nedeniyle hedef alındı. Avukat Baran Çelik, şunları söyledi: “Nana, İstanbul Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisiydi. Politik kimliği bulunan HDK Gençlik Meclisleri, vegan grupları, feminist mücadele içinde yer alan, tanınan birisiydi. Vize süresi bitmek üzereyken Göç İdaresi’ne çağrıldı. Kendisine evrak eksikliği olduğu söylense de burada polisler tarafından ‘bilgi verme ve iş birliği’ şeklinde bir ajanlık teklifi yapıldı. Teklifi reddetmesinin ardından Ağustos’ta ‘bir bahane’ ile gözaltına alındı ve Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) sevk edildi. GGM’de de kendisine yeniden ajanlık teklifi yapıldı, ancak Nana bunu da kabul etmedi. 23 Ağustos’ta hakkında sınır dışı ve idari gözetim kararı verildi.”
MÜDAHALE ŞÜPHESİ VAR
Avukat Baran Çelik, sınır dışı kararının olağan sürecin dışında hızla kesinleşmesine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Sınır dışı kararına karşı idare mahkemesinde iptal davası açtık hemen. Bu tür davalar genellikle bir yıl kadar sürerken, Nana’nın davası sadece 45 gün içinde reddedildi. Mahkeme kararının bu denli hızlı verilmesi ve derhal sınır dışı işleminin başlatılması açıkçası hukuka aykırılık teşkil ediyor. Daha önce açılmış ve henüz sonuçlanmamış davalar varken bu davanın öne çekilmesi ‘müdahale’ şüphesi doğurdu. Nana’ya özel bir prosedür uygulanıp uygulanmadığı akıllara geliyor açıkçası. Ayrıca tahdit kararına ilişkin ikinci bir dava açma süresi (60 gün) dolmamışken, sınır dışı kararının bu hızla kesinleşmesi de son derece sıkıntılı.”
HAYATİ TEHDİDE RAĞMEN AZERBAYCAN’A SINIR DIŞI
Avukat Baran Çelik, müvekkilinin Azerbaycan’a gönderilmesinin hem hukuka hem de insan haklarına aykırı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Nana, Azerbaycan’a dönmesi durumunda ailesinin tehdidi altında olduğunu, hayati tehlikesinin bulunduğunu ve işkenceye maruz kalabileceğini beyan etti. Bu ciddi endişelere, devletlerin kişinin iradesini ve güvenliğini dikkate alarak üçüncü bir ülke seçeneğini değerlendirme yükümlülüğü olmasına rağmen doğrudan Azerbaycan’a sınır dışı edildi. Bu durum da hukuka aykırı. Sınır dışı işlemi sırasında Nana bize işkenceye maruz kaldığını da aktardı. Müvekkilimizin aktarımlarına göre; ayakkabılarını almasına izin verilmedi, elleri, ayakları ve gözleri bağlandı, konuşamaması için ağzı bir çaputla tıkandıktan sonra arabaya bindirilerek sınır dışı edildi. Bir öğrenciye uygulanan bu yöntemin gerekçesi sorgulanmalı. Söz konusu insanlık dışı muamele hakkında şikayetlerimizi yapıp bu sürecin takipçisi olacağız.”



