Kürdistanlı ve enternasyonalist gençlik “Çağın direnişi ile Başkaldır, Önder APO’nun felsefesi ile örgütlen” şiarıyla 1. Avrupa Olağan gençlik konferansı düzenliyor. Konferans tüm coşkusuyla devam ederken, gençliğin “Kapitalizme ve hegemonizme karşı SERÎ HILDE” mesajı dikkat çekildi.
PARIS – Avrupa Kürt gençliğinin, uzun zamandır çalışmalarını yaptığı Avrupa 1. Olağanüstü Kürt Gençliği İnşaa Konferansı, dün Paris’te başladı. Konferansın bileşimi Avrupa’da bulunan, 4 parça Kürdistan ve enternasyonal gençlik temsilcilerinden katılım sağlayan yaklaşık 250 gençten oluşuyor.
Salonda, konferansın şiarı olan, «Çağın direnişiyle başkaldır, Önderliğin felsefesiyle kendini örgütle!» sözlerinin sahibi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dev posterinin yanı sıra; YPJ’li Avesta Xabûr, Barîn Kobanê ve YPG’li Navdar Serhed ve İlan Dara ‘ın ve birçok enternasyonalist şehidin de posterine yer verilmişti.
Açılış konuşması ve saygı duruşuyla başlayan konferans, alınan önerilerin ardından, 3’ü genç kadın olmak üzere, oluşturulan 5 kişilik divanla programını açmış oldu.
Gündem sıralamasının ardından, Civaka Azad adına konuşma yapan Xebat Öcalan konferansı selamladı. «1924’den bugüne kadar, bütün halklar kaderlerini belirlerken, Kürtler bu süreçlerin dışında kaldı. Emperyalist güçler tarafından Kürt halkı ve Kürdistan parçalandı. Bugün, özgürlüğümüze doğru, biz daha örgütlü bir halde yürüyoruz. 1920’lerdeki gibi değil, bu kez örgütlü bir tarzda özgürlüğe doğru ilerliyoruz. Çalışmalarımız bu doğrultuda ilerliyor. Ve gençlik bu ilerlemenin motorize gücüdür. Şu bir gerçektir ki ; gençliğin öncülük etmediği bir halk hareketi özgürlüğe ilerleyemez.
Önderliğin, «Genç başladık, genç bitireceğiz,» sözü, gençliğin bu mücadeledeki öneminin en sade ve özlü ifadesidir,» dedi.
Ardından CDKF adına söz alan Vedat Bingöl ise; platformu selamlayarak, toplumun umudunun gençlik olduğunun altını çizen bir konuşma yaptı. Bingöl, «Her zaman söylediimiz gibi bütün toplumların umudu gençliktir. Kürt halkı için Önderliğin gençliğin rolüne ilişkin sözleri gerçekleşiyor,» diyerek; gençliği selamladı.
Konferansın, Yekîtiya Ciwanên Rojava üyesi Jinda Botan’a skype üzerinden bağlantısı ise; salonda coşkulu sloganlarla karşılandı. Botan, Efrîn direnişinde gençliğin rolü ve Serî Hilde Hamlesi’ni değerlendirerek konferansı kutladı.
Gündem, siyasal süreç değerlendirmesiyle devam ederken, birçok delege söz alarak görüşlerini bildirdi.
Delegelerden Merwan, “İnanç ve bilgi tek başına olmaz. Birlikte gerçekleşmesi gereken iki olgudur. Düşmanı da iyi tanımak lazım. Nereden ve nasıl saldıracak bilmek lazım” derken; Gelhat isimli bir başka delege de; “Tarihe baktığımızda 1. Dünya Savaşı’nda Kürt adı vardı, fakat bir örgütlülük yoktu. Bugün benzer bir süreçten geçiyoruz. Fakat; bugünkü Kürtler eski Kürtler değil. Her alanda örgütlenmiş bir halk var. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra halklar devletlerini edindi… fakat Kürtler bölündü. O yüzden yürümemiz gereken yol çok. Ne kadar güçlü mücadele edersek, o kadar kazanım elde etmiş olacağız” dedi. Efrîn üzerine de konuşan delegeler, uzun bir süredir 3. Dünya Savaşı sürdüğünü, Efrîn’e saldırıların bunun bir kanıtı olduğunu, kendi öz güçlerinin dışında, Kürtler olarak ne kimseye sırtını döndüklerini ne de kimsenin gücüne güvenmediklerini” ifade etti.
Halaylarla süren öğle arasının ardından Demokratik Konfederalizm ve Özerklik üzerine bir seminer verildi. Seminerde, gençlik üzerine kapitalist-emperyalist sistemlerin yaklaşımı irdelenirken, buna alternatif olan Demokratik Konfederalist sistem de açıldı. Ne kadar kaba yaklaşımlar varsa, gençliğin üzerinde geliştirilmeye çalışıldığının ve buna karşı gençliğin ne yapması gerektiğinin sorgulandığı konferansta birçok delege de seminer sonrasında soru sorarak cevaplandırıldı. delegeler Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın, Demokratik Konfederalist sisteminin iyi kavranması gerektiğinin, ulus-devletlerin konfederal sistemden korktuklarını ve Öcalan’ın, “Konfederal sistem, ulus-devletlerin panzehiridir” sözünü hatırlatarak, tam da bu yüzden konfederal sistemi iyi kavramaları gerektiğinin altı çizildi.
Ekolojik sistemi de gündemlerine alan gençler, demokratik sistemle ekolojinin ayrılmaz bütünlüğünün üzerinde geniş olarak durdu. “Kapitalist modernite, ekonomik olarak kendine bağladığı insanları bu yöntemle terbiye edip, kendisini tekrar yaşatıyor. Ama ekolojik sistemde halkın ihtiyacı komün şeklinde kendini var ediyor” denilerek ; savaşların ekolojiye karşı bir kapitalist yaklaşım olduğu, ama ona karşın doğanın korunması gerektiğini belirten konuşmalar yapıldı.
Gençliğin, kendi sistemini anlatabilecek yetisinin olup olmadığı, Öcalan’ın, cumhuriyet üzerine eleştirilerinin olduğu ve demokratik cumhuriyet kavranının nasıl ele alınması gerektiği, HDP’nin demokratik iktidara ilişkin söylemleri üzerine, federasyonda meclis ve boyutlarının önemine, federasyonun hangi temel üzerine inşaa edilmesi gerektiği ve özel savaş gibi birçok soru, uzun uzun tartışıldı.
Sonraki oturumda ise, gençliğin ‘özgürlük’ kavramını nasıl ele aldığı, hayallerindeki özgürlük anlayışının ne olduğu, bunun yanı sıra ‘Özgür Kürdistan’ söyleminden ne anladıklarını ve bilinçlerinde nasıl şekillendiğini, örneğin, nasıl bir ekonomi, nasıl bir toplum, nasıl bir çalışma sistemi, nasıl bir kadın özgürlüğü, kapitalist sisteme karşı bir genç olarak sınırlarını nasıl korumaya çalıştıkları gibi kendi güncellerinden hareketle tartışılmaya başlandı. Onlarca genç delege bu soruya yanıt vermeye çalıştı ve verilen yanıtlar kapsamlı olarak tek tek ele alındı. Çok canlı geçen bir seminerden sonra, bu açılımlar tüm delegeler tarafından itinayla dinlenip değerlendirildi.
Kongredeki en son oturumda ise, psikolojik savaşın gençlik ve özellikle de Kürt gençliği üzerindeki etkileri, bunun ne kadar farkındalığında olunduğu, tarihsel ve güncel olarak Kürtlerin nasıl asimile edildiği, kendi kimliğinden utanma duygusunun nasıl yaratıldığı, kendine ve kimliğine yabancılaştırma uygulamaları, devletin Kürt kültürü ve dili üzerindeki baskıları, Avrupa’da doğan Kürtlerin farklı kültür üzerinden yeniden yaratılması ve toplum mühendisliği gibi birçok konu çeşitli delegelerin katılımlarıyla değerlendirildi.
2. gün üzerinden düzenlenen konferansın (15.04.2018, saat 10.00) bölümünde ise; eski örgütlenme biçimindeki eksiklikler ve sorunlar, yeni bir yapılanma tarzı ve yeniden örgütlenme süreci ve kapsamları değerlendirilecek. Yanı sıra; Kürdistan ve Avrupa’daki süreçler göz önünde bulundurulacak. Tüm bu değerlendirmelerden sonra, seçimlere geçilip yeni yönetim belirlenecek. Bu yönetim geçici olacak ve konferansın kongreye dönüşmesi için tüm Avrupa’da, sonbahara kadar çalışmalar yapacak. Yeniden; Genç Kadın, Öğrenciler Birliği, Örgütlenme, Basın, Kültür, Sosyal ve Dışilişkiler gibi birçok komisyon oluşturulup, çalışmalarını sürdürecek.
SterkTV ve MedyaTv’nin de canlı olarak verdiği, çok yönlü birçok röportajla gençliğin sorunlarını dile getirdiği konferans bugünde sürecek.