Enter your email Address

Perşembe, Aralık 11, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Tüm Haberler

Armanç Kerboranın kaleminden mücadele

27/11/2018 - 12:41
içinde Tüm Haberler
Reading Time: 8 mins read
A A
Armanç Kerboranın kaleminden mücadele
PaylaşTweetle

ÖYLE BİR YOLA GİRDİK Kİ ARTIK BİZİ DURDURAMAZSINIZ!

https://youtu.be/PdrmkV9jNNY

Haber Merkezi-27 kasım 2011 yılında Amed’in piran ilçesinde iki yoldaşıyla beraber  şehid düşen Armanç Kerboranın kaleminden PKK mücadelesi.

Yalan, haksızlık ve çaresizlikten ibaret, derme çatma yasalarınızla, hapislere doldurup, tank ve panzerlerinizle üzerimize yürüyerek, boydan boya kurşuna dizseniz de kitlelerimizi, biz yolumuzu bulduk, geleceğimizi gördük ve şimdi, okun yaydan fırladığı noktadayız. Yürüyoruz…

Bizi durduramazsınız çünkü ‘Güneşli Güzel Günlerimizi’ gördük, şimdi onların şafağındayız ve ‘ileri gidiyoruz geri dönüş yok!’ kararını biz çoktan verdik!

Karanlığın üzerine yürüyoruz şimdi… Bir dağlar denizi ülke boyunca, birer zulüm kalesine çevrilmek istenen şehirler boyunca, bin kere yakılsa da hala delice tutkulu, özgürlük arzusunu bir inat haline getiren köyler boyunca yürüyoruz! Ovalardan yürüyoruz, yurdumuzdan uzakta ve ya sürgünlerde, her neredeysek orada yürüyoruz. Çünkü biz bir hayatta, bir ömre sığabilecek en güzel şeyi; Gönül ile aklın, beden ile ruhun aynı yolda kol kola yürüdüğü, hayali bile ömre bedel bir geleceğin şafağını gördük!

Ve şimdi 7’den 70’e kadın ve erkeklerin ruhlarında yürüyoruz. Çocukların karanlıkla gölgelenmemiş su kadar temiz düşlerinde ve gençliğin, deli dağ nehirlerinin engel tanımaz akışı misali akan, heyecanında; köpürerek, fışkırarak, sakinleşip yeniden coşarak, bendleri yıkıp aşarak yürüyoruz.

Biz akacağımız deryayı bulduk.
Biz bulacağımızı bulduk!
Ve Güneş’imizi… Şimdi artık biz, Güneş’in, Dağlar ve Nehirler ülkesindeki neferleriyiz. Kaybedecek bir şeyi yok, kefeni cebinde ve yürürse cennet geleceği önünde… Bir sevgi ordusuyuz, bir emek ve değerler ordusu, bir ruhlar ordusuyuz ve karanlıklara karşı ışıklı okçuların, kara, kızıl, beyaz atlar üzerinde mızrakları zırhları parçalayan iyi ve güzelin ordusu… Böyle bir yenilmez orduyuz şimdi.

Gücümüzü fark ettik!
Ve yürüyoruz…
Bizi yolumuzdan çeviremezsiniz!
Terk ettiğimiz kulübelere, terk ettiğimiz ruhlara, terk ettiğimiz bedenlere, isimsizliğe, tanımsızlığa, anlamsızlığa yeniden bizi koyamazsınız. Karanlıkların kuyusundan çıktık, bizi bir daha içine atamazsınız!
Biz bir daha girmemecesine oradan çıktık. Dönmeme andı ile meşaleleri yaktık ve bizi yenebileceklerin tırmanacakları tüm eteklerimizi de. Şimdi zirvelerdeyiz biz.

Zirveyi gördük!
Ölmeyi kabul ediyoruz, cenazelerimizin parçalanmasını da, ölü bedenlerimizin anne ve babalarımızın son duasından, taşı dikilmiş bir parça mezar toprağından mahrum edilmesini kabul ediyoruz; sevgi yumaklarımız ve O’nlar güzel günler görsün diye çırpındığımız, dağ başlarını mekan tutmamıza sebep Zilan, Şilan, Rojhat,Mizginlerimizin bembeyaz ve ışıktan dünyalarının temellerine bombaların konulmasını da…
Kabul ediyoruz, vahşeti bile!
Ama asla, yenilmeyi, asla onursuz bir biçimde boyun eğmeyi, asla isimsiz ve dilsiz kalmayı, asla Güneş’ten ayrı yaşamayı kabul etmiyoruz!
Artık siz de bunu anlayın!
Vazgeçin sersem ve ayakları yeryüzü topraklarına basmayan tafralı hayallerinizden… Tek bir gün sizi kör eden, her gün daha da çirkinleştiren, göklere değen burnunuzu indirin, siz de göreceksiniz…

Korku öldü…
Karanlığın demirden sandığınız perdesi yırtılalı, ‘üç kibrit çöpü’ bir ülkeyi boydan boya ‘Ateş Ülkesi’ne çevireli uzun zamanlar oldu… Böyle olsun diye, on binlerce beden devrildi… Ve bu yürüyüşte kocaman bir ülkede, ayak basmadık yer, ter ve kan dökülmedik toprak, sorgu ve muhasebelerden geçerek ‘Cihad-ı Ekberlere’ sahne olmayan ruh, kalmadı…

Duymak isterseniz annelerin, genç kızların öyküsü, avuçlarından büyük taşlarla barikat kurup, boylarından büyük düşmanlara karşı barikatlar kurup savaşlara giren çocukların, 1’e 5000, 1’e 10 000 savaşan yine de esir alınabilecek tek bir hücresini bile düşmanına bırakmamayı, bir ahlak benimseyen savaşçıların öyküleri, size hep aynı doğruyu söyleyecektir:

Bu ülke de korku öldü… Onunla beraber ölüm de…
Turan’dan Tuna boylarına, Çin Seddi’den Viyan’a önlerine at koşturan 21 sancaklı ordunun Paşa ve Generalleri! Robot yüzlerin altında gerçeğini ve korkusunu saklayan böbürlenme makineleri,
Bakınca göreceksiniz…

Kurşunlara hedef edip, henüz ömürlerinin baharında yem yeşil bir ağaç dalı, dokunmaya kıyılmaz incecik bir gülfidanıyken canlarını alarak, bedenlerini, bu ülkenin başı dik ve gururlu Başkenti’nin caddelerinde öylece serdiğiniz O çocuklar, sizden daha General…

Ve daha yürekli…
Göğsünüzde taşıdığınız madalyalar, tarihin gerçek savaşçılarına hakaret çünkü siz onları canınızı, canlarınızı ortaya koyarak kazandığınız savaşlarda hak ederek takmadınız. Başkalarının çocuklarını kendiniz için vurdurup onların acıları ile Paşalığa! terfi ettiniz…

Gerçek savaşçılar, savaşçılarla savaşır… Ama siz her yenilgi ardından ordunuzu eli silah tutmayan sivillerin üzerine sürdünüz…

Siz savaşçı değilsiniz!
Ve tarih sizi Asker olarak yazmayacak!
Tekmeleyerek, saçlarından tutup sürüklediğiniz O annelerin yürekleri, sizin kendinizi kıyaslayamayacağınız kadar sevgi dolu… Sevgili yavrusunun canını alan düşmana bile bağışlayıcı ve İsa gibi merhametli anneler…

Oysa siz kabahat ve suçlarınızı görmekten, ölümünüzü görür gibi korkuyorsunuz. Bir güzel söz söylemeyi, bir gülüşü, zafiyet sayacak kadar kendinize güvensiz ve sevgisizsiniz…

Bu yüzden de karanlık…
Ve bakmayı bir gün olsun öğrenseniz göreceksiniz, uçurum kadar büyük bir dengesizlikte ordularınızı üzerlerine saldığınız Dağ Savaşçıları sizden daha cesaretli…

Kulağınızı açın bir an, bir uykudan uyanır gibi ayılın bir an, siz de duyacaksınız, kendi dillerinde ıslık çalamayanlar, şimdi, heyecan ve tutku dolu türküleri ile göklerin yedi katına, kutsal ordular gibi dizilmiş, ahı kalmışları son nefesinden diriltir gibi her biri yerini bulmuş, hiç biri sırasını şaşırmayan melodiler gönderiyorlar… Ve artık hayatı böyle yaşıyorlar… Zaman, ritmik türküler gibi ellerinde bir mendil, nasıl sallıyorlarsa öyle sürüyorlar hayatı… Kendi iradeleri, kendi arzuları, hayalleri ile… Kendi dillerinden kendi isimleri ile…

Çünkü sessizlik öldü. Karanlık ve korku gibi bu topraklarda yuvasız kaldı. Ve terk etti ülkemizi… Kaçıp gitti… Artık bizim de içimizde doğanların, birikip taşanların bir ifadesi var…

Dilimiz dönüyor artık. Yüreğimizin hissettiği gibi… Sevgilerimiz uçurumlardan düşmediği gibi içimizde doğanlar, bir karanlık kuyuda, gerçek ile hayal arası bir tanımsızlıkta asılı kalmıyor…

Acı ve sevinci, keder ve neşesi, umut ve hayali ile dipdiri…
Bizim de bir dünyamız var artık!
Devletseniz, hükümetseniz, Şanlı bir Ordunun yere göğe sığmaz Paşalarıysanız, adınız neyse ve her kimseniz önemi yok…
Başka bir Kürt başka bir Kürdistan arıyorsanız mumla arayın!
Çünkü köle Kürt öldü, ölümden korkan ve kaybetmekten korkan da!
Sizin için iyi olan da!
Sizler…
Adınız her neyse…
Hala katliamlardan medet mi umacaksınız?
Acılar içinde bir ruhlar harabesi haline gelen bir hayatı bize yeniden mubah mı göreceksiniz?
Yenemediğiniz Savaşçıların, adım atarken yüreklerinizin ağzınıza geldiği dağlara girememenin hıncını, yeterince yaşlı ve artık huzurlu bir ölümü hak eden köylülerden mi, savunmasız insanlardan ve şehirlerin parklarında oynayan çocuklardan mı alacaksınız?
İstediğiniz gibi bakmaya, istediğiniz gibi olacağını sanmaya devam mı edeceksiniz?
Tüm bunlarla beraber, dostça yaşama arzusunu, linç ruhlu, hoyrat fırtınalar altında pamuktan ipliğe bağlayıp salmaya devam edip, bu beraberlikten boşanma dışında tüm yolları kanla mı kapatacaksınız geri dönüş imkanı bırakmayarak?
Söz de sizin eylem de…
Bizim yeni söyleyeceğimiz bir söz yok… Yeni yapacağımız bir şey de…
Biz elimizden geleni yaptık. Hem büyük acılara katlanıp, büyük sabırla…
Tercih sizin…
Sevgi ve doğruda buluşmak için biz hep vardık…
Öyle bir yola girdik ki artık bizi durduramazsınız.
Güneşimizin peşine düştük ve umudumuzu bizden alamazsınız…
İlerliyoruz, sizinle veya sizsiz…
Filolarınız bizim için hazır, 40 Milyon merminiz bizim için namluya sürülü beklese de…

Hüseyin AKDOĞAN’ın (Ş. ARMANC Kerborani) Eylül 2006’da yazdığı yazı…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

HSM: Faşizmi tarihin karanlıklarına gömeceğiz

Sonraki Yazı

DGH’den Amed’de bir dizi eylem

Sonraki Yazı
DGH’den Amed’de bir dizi eylem

DGH'den Amed'de bir dizi eylem

Gerilladan, işgalcilere aynı yerde ve günde iki eylem

Gerilladan Iğdır'da eylem: 15 işgalci öldürüldü

Manşet

  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( III )
  • Dirbêsiyê’de Gençler Şehirlerinin Güvenliğini Sağlıyorlar
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri
  • Dirbêsiyê Gençliği Şehit Berçem Kobanê’yi Andı
  • Kobanê’de Şehit Ehmed Uğurlandı
  • Önder Apo: Toplumdaki Şiddet Olağanüstü Bir Hal Aldı, Tedbirler Alınmalı
  • MGK Kasım Ayı Raporunu Açıkladı: 5 Gazeteci Cezalandırıldı, 3 Gazeteci Hâlâ Tutuklu
  • SAMER: DEM Parti Seçmeninin Yüzde 97’si Önder Apo İle İmralı’da Ziyaretlerin Sürmesini İstiyor

En Çok Okunanlar

  • HPG-BİM 2019’da Şehit Düşen 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    HPG-BİM 2019’da Şehit Düşen 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder Apo: Toplumdaki Şiddet Olağanüstü Bir Hal Aldı, Tedbirler Alınmalı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( II )

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Hamburg Gençliği: Zafer Bizim Olacaktır

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG BİM, 2024 Yılında Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • SAMER: DEM Parti Seçmeninin Yüzde 97’si Önder Apo İle İmralı’da Ziyaretlerin Sürmesini İstiyor

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • MGK Kasım Ayı Raporunu Açıkladı: 5 Gazeteci Cezalandırıldı, 3 Gazeteci Hâlâ Tutuklu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kobanê’de Şehit Ehmed Uğurlandı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.