Too Many Requests from Your Network
Please complete verification to access this content.
HABER MERKEZİ – Ronî Med’in kaleminden…
“Gençlik dinamizmi ile destanlar yazabilecek ataklığa sahiptir. Amaç ve yöntemi iyi kavradığında başaramayacağı bir iş yoktur. Amaç ve yöntemli yaşamı temel disiplin olarak görüp seferber olduğunda, sabır ve inadı eksik etmediğinde, tarihsel davalara en önemli katkıyı gerçekleştirebilir.”
— Önder APO
Gençlik, tarihsel davaların kaderini belirleyen en dinamik güçtür. Önder APO’nun bu sözü, gençliğin taşıdığı potansiyelin büyüklüğünü ve yönünü çizmek açısından bir manifestodur. Eğer amaç ve yöntem netse, gençliğin başaramayacağı bir iş yoktur. Bugün ise bu potansiyel, sistemin sunduğu sahte dünyalarda çürütülmeye çalışılıyor; gençlik, tüketim bataklıklarında, dijital yalnızlıklarda enerjisinden koparılıyor. Oysa tarih, gençliği direnen, kuran ve dönüştüren bir öncü olarak tanıyan halkların tarihidir. Ve bu tarih, gençliğin sabır ve inatla seferber olduğu, APOCU çizgide yeniden yaratıldığı anlarda yazılır.
Tarihsel mücadelelerde belirleyici bir güç olan gençliğin kuşkusuz bu mücadelelerde kullandığı yol ve yöntemler belirleyicidir. Yol ve yöntem başarının başlarken kazanılmasının veya yanlış olduğu taktirde karşıt gücün ömrünü uzatacağı, ona hizmet edeceği tarih birçok kez bize göstermiştir.
Peki gençlik ne yapmalı, enerjisini nasıl kullanmalı, nereye harcamalı? Bizler bu soruya APOCU çizgiden cevap vermek zorundayız: Gençlik enerjisini; Önder APO’nun mücadele tarzıyla, sosyalist çizgide bir yaşam ve toplum inşasına harcamalıdır. Önder APO’nun yürüttüğü 50 yılı aşkın mücadele, bu çağın en güçlü cevaplarından biridir. APOCU çizgi, kapitalist modernitenin yarattığı parçalanmışlığa, yüzeyselliğe ve sahte özgürlüklere karşı hakikatin ve özgürlüğün radikal bir inşasıdır.
Bu çağ, sistemin gençliği köleleştirme çağıdır; biz ise bu çağı reddederek, hakikatin ve özgürlüğün tarafında saf tutmuş bir APOCU kuşağız. Kapitalist modernite gençliğe yön ve ruh değil, yalnızca boşluk, kimliksizlik ve yozlaşma dayatmaktadır. Bu sistemin çarklarına sıkışmış bir yaşamı kabul etmek; iradesizliği, teslimiyeti ve inkârı kabullenmektir. Oysa APOCU çizgi, bu yozlaşmaya karşı bir isyan; bu sistemin karşısında alternatif bir yaşamın ve ahlaki-politik çağrısıdır. Gençlik, artık sadece muhalefet eden, sistem karşısında cephe tutup onunla sınırlı kalan değil, kurucu ve dönüştürücü toplumsal inşaya öncülük etmelidir.
Bu inşanın kaynağı, Önder APO’nun düşünsel mirasıdır
Sisteme karşı mücadele, yalnızca karşı çıkmakla yetinilemez. Sadece karşı durmak, devletin sınırları içinde kalan bir muhalefeti doğurur. Oysa APOCU mücadele, sistemin içine hapsolmuş eleştirileri değil, onun dışında bir yaşam ve örgütlülük inşa etmeyi esas alır. Bugün sosyalist mücadelenin temel sorusu şudur: Kendi sistemini kurabiliyor musun? Kendi yaşam tarzını, kendi ahlakını, kendi toplumsallığını yaratabiliyor musun? İşte bu noktada, APOCU çizgi kurucu bir çizgidir. Mücadelemiz bir varoluş mücadelesidir. Özgürlüğü örgütleme mücadelesidir.
Gençlik enerjisini nereye harcamalı sorusu burada netleşir. Yüzeysel gündemlere harcanan her dakika, sistemin kazandığı bir dakikadır. Kapitalist modernite gençliği tüketime, yalnızlığa, apolitikliğe, dijital zorbalığa mahkûm etmeye çalışıyor. Gençlik, bu tuzağa düşmemeli; enerjisini örgütlü mücadeleye, halkını bilinçlendirmeye, yeni yaşamı kurmaya harcamalıdır. Bu tarihsel bir görevdir. Gençlik öncülüğü, zihinsel, kültürel ve ahlaki bir inşadır.
Bu inşanın kaynağı, Önder APO’nun düşünsel mirasıdır. Önderliğin savunmaları, kitapları ve paradigması; halkın yeniden doğuşunun, ana tanrıça sisteminin küllerinde doğup tarih sahnesine çıkışının temsilidir. Gençlik, kendisini bu kaynaklarla donatmalı, zihnini ve yüreğini APOCU perspektifle yeniden inşa etmelidir. Yüzeyde kalan, sistemi sadece protesto eden ama onu aşamayan hiçbir duruş bizi sosyalizme götüremez. Bizim çizgimiz, yüzeysel değil, köklüdür. Biz sistemin değil, hakikatin yoldaşlarıyız.
Bu toplumsal hakikatin doğuşunun tarihi 4 nisandır. Nisan Rönesansı isyanın, yenilenmenin, sosyalist yaşam tarzının, inkâr ve soykırıma karşı özgür yaşam tohumlarının ekildiği gündür.
Nisan, APOCU çizgide yeniden var olmanın; sistemin dışına çıkıp, kendi alternatifini kurmanın çağrısıdır. Gençlik için bu tarih, kendini yeniden yaratmanın, zincirlerini kırmanın ve örgütlü mücadelede netleşmenin zamanıdır. Artık sözün değil, doğru tarzla sosyalist mücadeleyi örgütlemenin zamanı. Devletçi sosyalizmin başarısızlığı Reel sosyalizm ve Çin sosyalizmi şahsında ortadadır. Bürokratikleşen, halktan kopan, sistemle uzlaşan hiçbir yapı bizi kurtuluşa götürmedi. APOCU sosyalizm, klasik solun ve devletçi aklın reddidir. Bu çizgi; kadın özgürlüğü, ekolojik yaşam, doğrudan demokrasi temelinde yeni bir yaşamı örgütlemeyi esas alır. Demokratik Modernite ahlak ve özgürlük temelinde örgütlenen bir toplumun adıdır. Gençlik, bu sistemin öncüsüdür. Bu yakıcı gerçeği anlamayan ne sisteme karşı durabilir ne de toplumun geleceğini kurabilir.
Bu noktada artık netiz: Gençlik, her alanda APOCU tarzda örgütlenmelidir. Okullarda, mahallelerde, fabrikalarda, tarlalarda, dijital alanda; neredeysek, orada mücadele etmeliyiz. Her alan mücadele alanıdır. Her genç, halkının yoldaşı, toplumunun inşacısı olmalıdır. Amaç ve yöntemli yaşamı temel disiplin olarak görüp seferber olacak, sabır ve inadı eksik etmeyip, tarihsel davaya en önemli katkıyı gerçekleştirmenin zamanıdır.
Kaynak : Kızıl Yıldız