HABER MERKEZİ – Ronî Med’in kaleminden…
Kazanacağız mutlaka kazanacağız
2024 yılı kuşkusuz hareketimiz, halkımız ve gençlik için mücadele açısından yoğun geçen, eksiklikler, tıkanmalar, stratejik geri çekilmeler, tarihsel eylemler, destansı kahramanlıkların, büyük kazanımlar ve direnişlere sahne olan bir yıl oldu. Ortadoğu merkezli Üçüncü Dünya Savaşı, derinleştirilen tecrit, Bakur ve Rojava’ya yönelik imha konsepti kapsamındaki saldırılar ve dünyanın diğer bölgelerinde yükselen aşırı sağın yükselişi bu yıla kuşkusuz damgasını vuran önemli gelişmelerden bazılarıydı. Bütün bu yaşananlar karşısında Önderlik perspektifi ile kendini donatmış olan gençlik hareketimiz, bütün eksikliklere rağmen bu tarihsel gelişmeler karşısında hazırlıklı, direniş ve düşmana darbe indirecek, mücadeleyi her an daha da yükseltecek bir noktada konumlanmasını sürdürdü. Avrupa Gençlik Hareketi başta olmak üzere, Kürdistan’ın bütün parçalarında ve Türkiye metropollerinde bu gerçek, düşmana darbe indirmeyi kararlılıkla sürdürdü. Gençlik mücadelesinde bu karalılık hiç şüphesiz Önderliğimizin yarattığı değerlerden gücünü almaktadır. İçinde bulunduğumuz süreç tüm toplumsal gelişmeler açısından yeni bir dönemin başlangıcıdır. Küresel Özgürlük Hamlesi çerçevesinde gelişen Rêber APO’ya özgürlük eylemleri, tarihi İmralı direnişi ile bütünleşerek bir sonuca ulaştı. İçinden geçtiğimiz süreç tarihin en önemli zamanlarından birini ifade etmektedir. Bir kez daha herkesin kendini mihenk taşına vuracağı zamanlar yaşanmaktadır. Kuşkusuz bu tarihsel sürece bizi getiren şey; Başta Önderliğimiz, partimiz, halkımız, kadın yoldaşlarımız ve gençlik mutlak tecridin sona ermesi, Rêber APO için fiziki özgürlük koşullarının yaratılması ve rolünü oynaması için söz ve eylemde bir bütünlük yakalamasının sonucudur. Salt teorik kalmaktan, demagojik olmaktan çıkıp pratiğe yansıyışımızın, iç tutarlılığın kendini fazla gizleyemeyeceği bir süreç yaratıldı. Bu özgürlük hamlesine tüm gücümüzle katılmak, verili sistemle aramızdaki köprüleri yakmakla ancak gerçekleşecekti nitekim bu başarıldı. Bu öyle bir adım ki, bir halkın tek yaşam ışığı ve insan olarak da onuru elde etmenin yegâne yoluydu ve halkımızla bir bütünlük içinde bu yolu açmayı başardık.
Gençlik, yeni mücadele döneminin gerilla gücüdür
Tecritte açılan gedik Önderliğin fiziki özgürlüğü sonucuna ulaşmayana kadar hiçbirimiz tarafından bir başarı olarak kabul edilmeyecektir. Bu yeni dönemde gençlik, yeni mücadele döneminin gerilla gücüdür. Toplumsal Öz-Savunma, yani eylem ve öncülük gücüdür. Halkın fedaisidir. Bunlar bir slogan değil bir misyon olmak zorundadır. Bu nedenle 2023’te başlatılan Özgürlük Hamlesi, sonuca ulaşmayana kadar gençlik hareketi olarak kimse rehavete kapılmamalı, mücadele ölçülerinden milim geri adım atmamalıdır. Önderliğimizin başlattığı görüşmelerde, mutlak başarı ve zaferi yakalamak için söylenecek sözün ciddiyeti için var gücümüzle mücadeleyi büyütmeliyiz. Ancak bunu yaparken diğer taraftan Bakur’da belediyelerimize, demokratik kurumlarımıza, legal siyaset alanlarımıza, basın ve medya organlarımıza yönelik gerçekleşen saldırıları da unutmamak gerekiyor. Devletin kadife eldiven içince sıktığı demir yumruğu, dışarı çıkmadan kesip atmak ancak güçlü ve etkili gençlik eylemleri ile mümkün olacaktır, bu hakikat asla unutulmamalıdır.
Avrupa’da bir direniş cephesi yaratmak zorundayız
Diğer bir taraftan emperyalist müdahaleler ile yeni yıla Suriye’de de kritik gelişmeler ile girildi. IŞİD-El Nusra’ya yapılan HTŞ kamuflajı ile Baas Rejimine son verilip yeni Suriye HTŞ’ye teslim edilmiştir. Bu yeni devir teslim sürecinde Rojava’da yaşayan halklar denklemin dışına itilmeye çalışılmış, işgalci TC çete ve paramiliter yapılar ile Rojava’ya yönelik saldırılarını arttırmıştır. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Rojava, direnişin en güçlü merkezlerinden biri olmuştur. Bölgesel ve uluslararası güçlerin tüm baskılarına, işgalci saldırılarına ve emperyalist politikalarına rağmen, Rojava halkları özgürlükleri için direnmeye devam etmektedir. Bu direniş, sadece Rojava halkı için değil, Ortadoğu’nun diğer ezilen halkları için de bir umut kaynağı olmaktadır. Faşist saldırganlıkların, bölgedeki gerici güçlerin ve emperyalist müdahalelerin arttığı bir dönemde, Rojava halklarının verdiği direnç, devrimci hareketin ne denli güçlü ve kararlı olduğunun bir göstergesidir. Bu direniş, yalnızca bir toprak parçası için değil, halkların özgürlük ve eşitlik için verdiği küresel bir mücadelenin sembolüdür. Bu sembol mücadeleyi bastırabilmek için ise işgalci TC başta sivil yerleşim alanları olmak üzere, hastane, okul, enerji merkezleri, altyapı ve hizmet alanlarını, sivilleri ve gazetecileri bütün dünyanın gözü önünde bombalamakta, yeni katliamlara imza atmaktadır. Bütün bu çağdışı saldırganlıklara rağmen orada yaşayan halkımız yediden yetmişe direnmekte, özgürlük ve bağımsızlık kararlılığı için amansız bir mücadele vermektedir. Ancak hepimizin çok iyi bildiği bir şey var, Başta ABD olmak üzere NATO ve AB ülkeleri bu saldırganlığa izin verdiği için bu katliamlar yaşanmaktadır. Bizler gençlik hareketi olarak Avrupa’yı yaşanan bu saldırganlığın bir parçası olarak görmek ve buna karşı Avrupa’da bir direniş cephesi yaratmak zorundayız. Bütün güç ve enerjimizi Rojava’yı korumak ve özgürlük hamlemizi Rêber APO’nun fiziki özgürlüğü ile zafere ulaştırmaya vermemiz gerekiyor. Her bir Kürdistanlı genç bu bilinçle kendini planlamalı, buna göre mücadelenin içerisinde yer almalıdır.
Bu yıl faşizmin büyük bir darbe alacağı bir dönem olacaktır
Bu mücadele azmi, 2025 yılını, halkların daha da birleştiği ve faşist rejimlerin çözüldüğü bir yıl haline getirecektir. AKP-MHP faşist ittifakının içinde bulunduğu çöküş süreci, halkların devrimci mücadelesiyle hızlanacak ve bu yıl faşizmin büyük bir darbe alacağı bir dönem olacaktır. Türkiye ve Kürdistan’daki devrimci hareket, saray iktidarının elindeki tüm olanaklara rağmen, halkların gücünden aldığı ilhamla direnişi büyütecek ve bu direnişin zaferi, faşist rejimin çöküşüyle sonuçlanacaktır. Bugün faşizm, her yerde gençliğin mücadelesi karşısında her geçen gün daha zayıf düşmektedir.
Bu yılın mücadelesi, aynı zamanda kadınların ve gençlerin en önemli dinamiklerinden biri olmaya devam edeceği bir yıl olacaktır. Kadınların devrimci mücadelesi, sadece toplumsal eşitsizliklere karşı değil, aynı zamanda devletin ve kapitalizmin kurumsal şiddetine karşı verdikleri savaşta da önemli bir rol oynamaktadır. Kadınların özgürlük mücadelesi, tüm toplumların özgürlüğü için kritik bir yer tutmaktadır ve bu mücadelenin bir parçası olmak, bu yıl daha da güçlenecektir.
Gök yere inse işgalcileri affetmeyeceğiz
Rojava’da süregelen direniş, bu yıl da büyük bedellerle sürdürülmeye devam edecektir. Emperyalistlerin ve bölgesel gerici güçlerin saldırılarına karşı verilen bu direniş, sadece Suriye halkı için değil, tüm Ortadoğu halkları için bir özgürlük mücadelesi anlamına gelmektedir. Rojava’da kazanılacak zafer, sadece bölgesel bir zafer olmayacak; tüm Ortadoğu’nun ve dünyanın devrimci halklarının birleşik gücünü yansıtacak büyük bir zafer olacaktır.
Bu yıl, özgürlük hareketinin daha da büyüdüğü, halkların zafer için birleştiği bir yıl olacaktır. Faşist ve işgalcilerin çöküşü, Kürdistan’dan defedilmeleri, Rêber APO’nun fiziki özgürlüğünün mutlak kazanılacağı bir yıl olacaktır. Bu yılın 15 Şubat’ı komplonun çöktüğü bir yıl, Newroz’un Rêber APO ile Kürdistan’da kutlanacak bir yol olmanın mücadelesini yükselteceğiz. Kan kusturulacaksa bundan zerre-i miskal geri durmayacağız, Önderliğimizin etrafında kenetlenecek, Önderliğimiz vereceği her karara hazır olacak, amansız savaştan da bir adım geri durmayacağız. Dirilerimize yapılan hiçbir şeyi unutmayacak ama ölülerimize yapılanlar için gök yere inse işgalcileri affetmeyeceğiz. Bunun koşulu soluksuz bir mücadeledir, bu bilinçle bütün eksikliklerin özeleştirisi ve bu özeleştirinin getirdiği doğru yoldaşlıkla yeni yılda daha büyük bir mücadeleyle bütün genç yoldaşlarla alanlarda direnmeye devam edeceğiz.