Too Many Requests from Your Network
Please complete verification to access this content.
HABER MERKEZİ-
Bir şiir getirdi beni bu dağlara: Ben Deliyim. Bir okudum, bir daha okudum, bir daha.. Önce dilime takıldı bu şiir. Sonra kalbime, en sonunda beynime takılıp kaldı. Ben de sabırsızım tabi, şiir bavulumu yüreğime alıp şehirlere kilidi vurdum.
Şiirlerimle birlikte, şiirlerin yurdu olan dağlara yürüdüm.
Şiir okurum ama okumasını sevmem, yazarım ama yazmasını da sevmem. Çünkü yazdığım şiirler duygularıma, sesim ise okuduğum şiire haksızlıktır. Ne yazdığım cümleler duygularımı ifade edebiliyor ne de sesim okuduğum duygu yüklü şiire layık olabiliyor. O zaman ‘şiirin nesini sevdin’ diyeceksiniz. Ben de ‘duygularını’ diye cevap vereceğim. Evet, şiirin insanda yarattığı duygulardır beni şiire bu kadar bağlayan.
Yaşamı anlama kavuşturan, insanın duygularıdır. Mesela, eğer özlem duygusu olmasaydı çok sevdiğiniz bir insanı görme sevinci de olmazdı. Özgürlük arzusu-duygusu olmasaydı kuşların uçuşu insanın yüreğini kanatlandırmazdı. Umut olmasaydı bir çocuğun gülüşü, bir çiçeğin tomurcuklanması ya da baharın gelişi insanı heyecanlandırmazdı. Ya da en basitinden merak duygusu olmasaydı şimdi siz bu yazıyı okumazdınız. Yani insanın yaşamını iyi-kötü yöneten, duygularıdır. En azından benim için bu böyle oldu ve böyle olmaya da devam ediyor. Mesela beni bu dağlara getiren sebepleri soruyorum kendime. Cevaplarımın hepsi de bir duygu. Şehirlerin soğukluğu üşüttü beni. Vicdanı ve ‘insanlığı’ ile yaşan insanların azalması korkuttu beni. Çok konuşup hiçbir şey yapmayan, bencil, birden fazla yüze sahip insanlar sıktı beni. Şehirli sahte arkadaşlıklar kırdı beni. Tabi bir de haksızlıklar vardı. Bir halka, bir sınıfa, bir cinse karşı olan haksızlıklar. Yok sayma, inkar etme, aşağılama, katletme… Bunlar öfkeye, kine, nefrete yol açtı. Şehrin soğukluğundan kaçıp intikam sözü ile dağların sıcaklarına sığındım.
İşte görüldüğü gibi tüm sebepler duygular ile ilgili. Duygular ise şiirin ruhudur. Şiiri bu kadar sevmemin sebebi de budur.
Önceden ‘eğer gerilla olmazsam kesin şair olurum’ diyordum. Şimdi o düşüncelerime kızıp ‘Asıl bu dağlar insanı şair eder’ diyorum.
Dağlar, denizler, nehirler, bitimsiz yemyeşil ormanlar, eşsiz çiçekler, güneş, gökyüzü… Bazen diyorum ki bunlar Tanrı’nın okuduğu ilk şiirleridir ve everen yaratılınca bu eşsiz şekilleri almışlardır. Eğer dağlar, nehirler Tanrı’nı şiiri ise en güzel mısrası Kürdistan dağları olmuştur.