Enter your email Address

Perşembe, Aralık 11, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( III )

11/12/2025 - 0:05
içinde Analiz, Derinlik, Haberler, Manşet, Önemli Başlıklar, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 15 mins read
A A
ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ – Numan Ezî Amed’in kaleminden;

                                                                             ( Üçüncü Bölüm )

ÖLÜYÜ DİRİLTME

KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA 

Kurgan Hipotezi’ne dayandırılan ve MÖ 4500 yılarından önce Kürdistan üzerinden Avrupa’ya akan neolitik kültürün tarımcı olduğu için anacıl sayılması bilimsel değildir. Bir varsayımdır. İki kültür arasına dikotemi koymak niyetsel ve teoriktir. Kastik katil merkezleri olan Neolitik harabe ve yerleşkeler, Sümer sonrası değişime uğrayarak, Aristokratik öğenin görünür olması ve çok daha sonraları Kastik katil rejiminin tümüyle Aristokrasiye geçiş yaptığı eski Grek gerçeği bulunmaktadır. Bu kültür Hurri-Mittani ve Hittit uygarlığı üzerinden Avrupa’ya akmaktadır. Bu akış da Kürdistan üzerinden gelişmiştir. Luwi, Frig ve Truva halkası bir Hurri kültürüdür.

Bunu Teologya üzerinden toparlayan Grekli Hesiodos’un çalışmalarında izleri gayet açık görülmektedir. Mesele bu iken Kurgan hipotezi yanlıştır. Anadolu denilip Kürdistan kastedilen ilk ürün devrimiyle, ikinci ürün devrimi denilen göçebe ekonomi arasına yerleştirilen dikotemi bildik Avrupa entellektüelizminin diyalektik yaklaşımıdır. Yani durum arkeoloji veriler açısından Avrupa kıyısında böyle yorumlanırken, işin tarihsel gidişatı aşağıdaki yorum gibi maalesef değildir.

Andrew’in çalışmalarından aldığımız aşağıdaki paragraf tarihsel açıdan yanlıştır. “Karadeniz’e dökülen Dnieper ve Dniester nehirleri arasındaki bölgede, gelişmiş bir tarım toplumunun varlığını ortaya koyan Tripolye Kültürü Avrupa’nın eski halkı ile ilişkilendirilir. Ukrayna’daki kimi araştırmaların ortaya koyduğu ve 20 hektardan başlayıp, 180 hektara kadar ulaşan büyüklükteki yerleşimler, MÖ 5. binyılda oldukça sofistike bir kültürün varlığına da işaret etmektedir.

Gimbutas tarafından Eski Avrupa olarak nitelendiren bu kültür MÖ 4500’1erde Kurgan Kü1türü’nün ortaya çıkmasıyla büyük bir değişim yaşamıştır. Gimbutas’a göre bu değişim, ilk Hint-Avrupa topluluklarının bölgeye gelmesi ile gerçekleşmiştir. MÖ 4500’1ere gelinceye kadar Eski Avrupa’daki mezarlarda av için kullanılanların dışında, herhangi bir silaha mezar hediyesi olarak rastlanmamıştır. Ancak bu tarihten sonra uzun hançer görünümündeki bıçaklar, mızrak, küçük baltalar, ok ve yay gibi kontekstlerde karşılaşılan buluntular olmuş1ardır.’3 Buluntuların ima ettiği erkek egemen yapı, ekonomik geri planın yönlendirmesi ile ilişkilidir. Buna göre hayvan sürüsü üzerinden tanımlanan bir servet, aynı zamanda kolayca çalınabilir bir servettir ve korunabilmesi erkek merkezli bir toplumsal organizasyonu zorunlu kılmış olmalıdır.”

MÖ 5. binyıla kadar Balkanlar ve Anadolu arasında güçlü bir ilişki olduğu kanısı kimi araştırmacılar tarafından dile getirilmiştir. Ancak bu ilişkilerin niteliği hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Mevcut araştırmalar bu bölgenin çeşitli konseptlerinin gelişimini, göç veya ticaretle sağlanmadığını, etkileşim yolu ile yayıldığını ve geliştiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Anadolu ve Balkanlar’ı tek bir kültür kompleksi olarak tanımlamak da mümkündür.’ Kürdistan’ın Avrupa’da tarımsal yaşamın yayılmasında oynadığı bu rolün 1980’1erin sonuna doğru netleşmesi, Hint-Avrupa topluluklarının kökeni hakkındaki en önemli karşı tezin geliştirilmesine zemin teşkil etmektedir. Buna göre, Avrupa’ya tarım ve hayvancılığı taşıyan ilk çiftçiler, Hint-Avrupalılardır. Gerçek bu olduğu zaman Hint Avrupa yerine Aryo Avrupa demek daha doğrudur. Kurgan denilen nokta, bugün bile Kürdistan’da yaşayan ve devam eden Koçer kültüründen başka bir şey değildir.

Tarihin bu evresi hakkında Rêber Apo aşağıda sizinle paylaştığımız perspektifle katkıda bulunmaktadır. “Burada mühim bir gelişme var.” Klan toplumundan komüne, klan toplumundan kastik katil toplumuna” şeklinde seyreden, ikili bir yarılma. Devamla kastik katilden yazılı tarih diyebileceğimiz bir uygarlık oluşur. Burjuva kökenli yazarlar şehirleşmeyi esas alarak buna uygarlık demiştir, oysa uygarlık dedikleri kastik katilin yerleşikliğe geçişidir. Yükselen tapınaklar ve bunun etrafında bir ekonomi geliştirme, dil, yazı, sanat oluşturma, ihramlar vs. uygarlık denilen şey bu oluyor. Yani kastik katilin kenti ve onun etrafındaki köleci toplum. Ben bile hayret ediyorum. Sümer tapınaklarının bütün üyeleri işçi köle. Rahip ise tapınakta uydurma bir üst kat yaratmış ve orada tanrı var. Rahibin tanrı dediği de kastik katilin elebaşısı. Kendisi de onun altında, bildiğimiz peygamber rolünde. Yukarıda tanrı, orta katta rahipler varken, ziguratların alt katında da odalar dolusu köle var. Köleler kanallar açıyor, buğday ekiyor. Sonuç böyle bir ekonomi oluşturuyor. Yazılı tarih dediğimiz Sümer toplumu doğru incelenirse baştan aşağı böyle olduğu görülecektir.”

Ortadoğu’da gelişen bu durum çok sonraları aristokratik dalgalarla Avrupa sahasına yayılacaktır. Bu yayılmanın kuraklık yada göçebe denilen kurgan kültürüyle bir alakası bulunmamaktadır. Bu kültürden de göçler yaşanmıştır, ancak esas yayılma aristokratik yayılma olup, Hurri-Hittit ve Mittanilerin aristokratik yayılması olmaktadır. Kurgan Kültürü teorik bir varsayımdır. Bu kültür vardır ancak yüklenen misyon öyle değildir. Kurganlık Kürdistan’daki göçerlik yani Koçerliktir. Koç kelimesi de Kürtçe olup göçerlik biçiminde Türkçeye yerleşmiştir. Dolayısıyla aşağıdaki Gimbutas yorumu yanlış olmaktadır.

“Gimbutas’a göre barışçıl, yerleşik, cinsiyet eşitliğine sahip ve soyun anne üzerinden yürüdüğü Eski Avrupa kültürüne karşı Kurgan Kültürü tam bir tezattır;” Bu topluluklar savaşçı, hiyerarşik, erkek egemen ve pastoral göçebe topluluklar olmaktadır. Bu toplulukların en belirgin geleneği, ölülerini taştan veya tahtadan yapılma, çadır ya da kulübeye benzer mezarlara gömmeleridir. Bu kültürün Avrupa’ya gelişini üç dalga halinde gösterilmektedir” Buna göre;

– Birinci dalga; MÖ 4400 ve 4300 arsında,

– İkinci dalga; 3500’lerde,

– Üçüncü dalga ise 3000’1erde gerçekleştiğini belirten Gimbutas’a göre, bu kronoloji tek bir topluluğun hareketini ifade etmemektedir. Geniş bir zaman ve mekana dağılmış, ortak geleneğe sahip, çok sayıdakifarklıstephalklarınınyayılmasıanlamınagelmektedir.

– BirincidalgadaVolga,

– İkincidalgada,AşağıDniester ve Kafkasya arasında kalan Kuzey Pontus steplerinde yaşayan ve kültürel olarak daha gelişmiş görünen halklar yer almaktadır.

– Üçüncü dalgada ise, bir kez daha Volga steplerinden gelen toplulukların bu bölgeleri doldurması söz konusudur.

Burada ters bir analiz ile karşı karşıyayız. Aryenik kültürü Gimbutas’ın belirttiğinin tersinden okumak gerekmektedir. Dil dışında anacıl kültürün yukarıdaki ifadesiyle hiyerarşik olmayan bir yayılma göstermesidir. Yani kurganlık ifade edildiği biçimiyle değildir. Kürdistan üzerinden Truva’ya varan yayılma, paydaş dil kullanımı olmakla beraber, hiyerarşik aristokratik bir yayılmadır. Dil aynıdır ama kültür bambaşkadır. Step Kültürü ise Koçer kültürüdür. Slav araştırmacılar bu grupların arkasında bir “kültür” değil, kültürel ve hatta etnik köken kaynaklı “tarihsel-kültürel” topluluklar olarak görmektedirler. Ancak Batı lı araştırmacılar için durum tam olarak böyle değildir. Anthony bu farklı yaklaşımlar arasında orta yolu bularak, hori•-on kavramını kullanmıştır. Bununla kastedilen, geniş bir alan içerisindeki yerel kültürler tarafından kabul edilmiş stil yahut alışkanlıklardır. Hori-on kavramı hayli ilginçtir ve tarihsel gelişimin parmak izlerini taşımaktadır. Yukarıda bu kavarama değinmiştik. Batılıların yurt ve soy evlerini bulma çabasının tarihsel ve trajik bir okuması olarak Kürdistan’ı işaret ettiği bilinmelidir.

Bana göre Hori-on kelimesinde bizim bildik Hurri kültürünün izdüşümü bulunmaktadır.

DİLİN ARKEOLOJİ ÇALIŞMASINDA YENİ BİR SAHA KÜRTÇE DİLİ

Aryo Avrupa dillerinin cetveli, matematiği ve kök hücresi olan, Kürtçenin kök artı kök formülü, adeta hücrenin çoğalmasını sağlayan yapısıyla yeni bir ufuk açmaktadır. Kürtçenin arkeolojisi olarak isimlendirdiğim bu durum, katman katman kazılarak morfemin kendi yapısı içinde tek harfe kadar incelenebileceği yapısı şaşkınlık yaratmaktadır. Sekiz ünlü harfin büküm olduğu ve bu bükümün en kadim “Da” dediğimiz anamızın ağzından çıkan seslerin hepsinde, dişilik özelliğinin olduğu gerçeği adeta bir mühür nitelliğindedir.

Tıpkı “Lucy” kelimesinin en kadim hali olan “roc” ve “rok” gibi “o” ünlüsüyle bükülen “r” kök damarında yaşaşanan devrim gibi. Sosyolojik olarak belki de en anlamlı şarkı ve ifade “Da” anamızın toplum kuruculuğuna söylenebilinir. Lucy fosili bulunduğu akşam arkeoloji ekibi kutlama yaparken, Beatles’ın “Lucy in the Sky with Diamonds” şarkısını dinliyordu. Bu nedenle fosile “Lucy” adı verildi. Yani “Elmaslarla Gökyüzünde duran Lucy.”

İnsanın tekil varlık olarak evrimsel tarihimizde “Lucy” anlamlı bir keşif olmaktadır. Fakat toplumsal evrim açısından “Da” anamız çok önemli bir yerde durmaktadır. Dil ve arkeoloji belki de bu minvalde yan yana gelip, tarihe öyle bakmalıdır. Dil arkeolojisi için en temel malzeme kuşkusuz dildir. Maddi kültür ile kurulan paralellik hata payı bol olacak bir sonuç çıkartması olasıdır. Başından sona yaptığımız tarihsel eleştiriler bu alan için de geçerli ve temel çıkış noktamız da zaten bu olmaktadır. Kategorize edilen ilk diller Avrupa dilleri olmuşlardır. Fin, Macar, Bask ve Eston dilleri dışında kalan Avrupa dilleri 12 gruba ayrılmışlardır.

“Hint-Avrupa topluluklarının atalarının konuştuğu kabul edilen PHA dili en az 4500 yıldır ölü bir dildir” belirlemesi kurgusal olarak dizayn edilen reenaksiyon olayının maya tutması için yapıldığına inanıyorum. Ortalama bir kök kelimeler zinciri oluşturulmuş ve böylesi hayali bir kavram üretilmiştir. İzah edilen tarih yanlış ise, bu kurgusal teori de yanlıştır. Aryo Avrupa dili ölü bir dil değildir. Bu ölü dil denilen dil Kürtçenin ta kendisidir. Yıldız ile ifade edilen kök kelimelerin yüzde sekseni Kürtçe de hala olduğu gibi durmaktadır. Kürtçede sayı, vücut, vücutla ilgili terimler, anne, baba, uyku, yemek, ay, güneş, yağmur, doğa olayları, ağaç, evcil ve evcil olmayan hayvanların listesi hiçbir deformasyona uğramadan ve ikinci bir türemeye mahal vermeden hala orijinalliğini korumaktadır.

Anthony Burgess ve Morris Swadesh’in aşağıdaki tespitleri her hangi bir Avrupa dili için geçerli olamaz.

Anthony Burgess’e göre; “Her dilin, yerine yenilerini kolay kolay kabul etmediği temel bir kelime hazinesi bulunmaktadır. Bu kelimeler küçük sayılar, vücut kısımları ya da vücutla ilgili terimler; anne ve baba gibi temel akrabalık bildiren; uyku ve yemek gibi temel gereksinim bildiren terimler olmaktadır. Ay, güneş, yağmur gibi doğa olayları, ağaç veya evcil hayvanlar gibi diğer çevresel unsurları ifade eden sözcüklerdir. Bu listeye ayrıca işaret zamirleri ve bağlaçlar da dahil edilebilinir. İngilizce dikkate alındığında, -%50’lik bir oranda- Roman dillerinden alınan sözcüklerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Ancak yukarıda belirtilen temel kelime hazinesinin sadece %4’lük bir kısmı başka dillerden alınmıştır. Bu incelemelere göre 100 kelimeden oluşan temel kelime hazinesi, her bin yılda %14 oranında değişime uğrarken, söz konusu temel kelime hazinesinin 200 sözcük olarak belirlendiği, genişletilmiş listede bu oran % l9’a çıkmaktadır.”

Yağmur (Rain) → regn Türkçe telaffuz: “regn” (sondaki gn birleşik, “reyn” gibi okunur) Bulut (Cloud) → wolcen Türkçe telaffuz: “vol-ken” Kar (Snow) → snāw Türkçe telaffuz: “snau” (uzun a ile, “snaav” gibi) değişime uğramamış denilen ve orijinal olarak İngilizce kök kelimeler olduğu savunulan bu kelimeler İngilizce değildirler. Ba(ra)n A(wir) “wol” ile “snow” kelimesi orjinlik açısından Zazaca “şin” ıslanma ve ıslaklık babında bir anlama sahipken, aynı kök türeme üzerinde “şino” yani yüzme anlamına da gelmektedir. Semantik açıdan İngilizce yün ve ile bulut kelimesinin örtüşüyor olması ve Kürtçe ile benzerlik arzetmesi aslında ilginç değildir. Ancak şöyle bir fark bulunmaktadır, yeni İngilizce olan klaud kelimesinin taş yığını anlamında kullanılmasıdır. Kelimenin eski hali daha doğrudur. Proto-Hint-Avrupa h₂wĺ̥h₁neh₂, Proto-Aryan herine-‘den, Sorani khuri (xurî), Avestan verina, Sanskritçe ऊर्णा (ū́rṇā), Hitit hulana, Ermenice (geġm), Rusça (volna) волна’ya eşdeğerdir. (volna), İngilizce yün, Almanca Wolle, Eski Yunanca λῆνος (lē̃nos), Latince lāna (> Fransızca laine), Litvanca vìlna… (Proto-Hint-Avrupa dilleri arasında ve hatta aynı dil içinde bile, bir yanda “h” ve “w” sesleri, diğer yanda “l” ve “r” sesleri birbirinin yerine geçebilmektedir. Örnekler: həşk ve wişk ile şelval ve; şelwar. Dolayısıyla bazı dillerde bu kelime “h-r-“, bazılarında ise “w-l-” şeklindedir.

İlk simgesellik, güzü kulağı doğada olan “Da” anamızın “şil” ve “şir” kelimeleri adeta doğanın göğsünden akarak çıkardığı sesi kendisiyle özdeş kılmıştır. Kelime kök olarak Kürtçedir. “Wor” veya “wol” kelimesi buluşma, yanyana gelme anlamında yeni bir nitelik kazanarak “hawir” şekline dönüşmüştür. Tıpkı hawirdor gibi. “R” damarı akma ile özdeştir. İlgilizce’de rain ve regl biçiminde dönüşmesi harikadır. Ama kök olarak İngilizce değildir.

Dolayısıyla Anthony Burgess’in orantısı Kürtçe üzerinden yapılması gerekmektedir. Aryo Avrupa dillerinin gerçek tarihi bu tarzda aydınlanabilinir. Tıpkı “da” “dar” ve en türemiş hali olarak “tarî” kelimelerinin “daristan” ile olan bağının coğrafya için güzel bir ipucu teşkil etmesi gibi. “Da” anamız ormanda yaşıyordu. Step teorisi de neyin nesi oluyor. Bir köken dili ortaya atılır atılmaz, konuya dahil edilen bir diğer sorun köken ülkesidir. Bu, Hint-Avrupa araştırmalarındaki temel sorundur. Buna göre temel kelime hazinelerinde çevresel unsurlara dair bir takım ortak kelimeler olmalı ve bunlar da söz konusu bölgenin doğal niteliklerini ortaya koymalıdır. İşte bu noktada en elverişli dil ve otokton olan yer Kürtçe ve Kürdistan’dır.

Metaforik olarak mezara konulmuştu. Yani ölmüştü. Bir dilin ölümü ile bir halkın ölümü aynı mantık ve bilim çevresi tarafından karara alınması bir hayli ilginçtir. Yeni kurgulanan ulus devlet teorisinin dayandığı pozitivizm dil alanında da iş başındaydı. Aynı akıl aynı şeyi yapmıştır. Evren hakkında teoriler ürettiğimiz gibi, tarih hakkında da gerçeklik ihtimaline yüklediğimiz yüksek dozajlı kuramlar mantıksal çerçeveye oturtuldu mu, hakikat haline gelir. Bu tarz düşünce biçimi özünde metafiziktir. 18. yüzyıl ulusal tarih kuramlarının çoğunluğu metafiziktir. Buna genel sistemsel tarihi de ekleyebiliriz. Tıpkı soy kütüğü Aristoteles olan Efendi Köle dikotemisinin, Hegel tarafından yeniden kurgulanmasına benzer. Hegel’in evrensel değildir dediği, Yunan tarihinin kalbinden aldığı bu dikotemiyi evrensel kıldığı gibi. “Da” anamızın merkeze konulduğu tarihsel gerçekliğe yüklenen Rêber Apo Kürt gerçekliğinde bir Rönesans yaratmıştır. Hem evrensel hem de tekil olan bir realitedir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

Dirbêsiyê’de Gençler Şehirlerinin Güvenliğini Sağlıyorlar

Manşet

  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( III )
  • Dirbêsiyê’de Gençler Şehirlerinin Güvenliğini Sağlıyorlar
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri
  • Dirbêsiyê Gençliği Şehit Berçem Kobanê’yi Andı
  • Kobanê’de Şehit Ehmed Uğurlandı
  • Önder Apo: Toplumdaki Şiddet Olağanüstü Bir Hal Aldı, Tedbirler Alınmalı
  • MGK Kasım Ayı Raporunu Açıkladı: 5 Gazeteci Cezalandırıldı, 3 Gazeteci Hâlâ Tutuklu
  • SAMER: DEM Parti Seçmeninin Yüzde 97’si Önder Apo İle İmralı’da Ziyaretlerin Sürmesini İstiyor

En Çok Okunanlar

  • HPG-BİM 2019’da Şehit Düşen 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    HPG-BİM 2019’da Şehit Düşen 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder Apo: Toplumdaki Şiddet Olağanüstü Bir Hal Aldı, Tedbirler Alınmalı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( II )

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( III )

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Hamburg Gençliği: Zafer Bizim Olacaktır

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • SAMER: DEM Parti Seçmeninin Yüzde 97’si Önder Apo İle İmralı’da Ziyaretlerin Sürmesini İstiyor

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Dirbêsiyê’de Gençler Şehirlerinin Güvenliğini Sağlıyorlar

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • MGK Kasım Ayı Raporunu Açıkladı: 5 Gazeteci Cezalandırıldı, 3 Gazeteci Hâlâ Tutuklu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.