HABER MERKEZİ – Kemal Söbenin kaleminden;
Kürtler Her Halükarda Özgürlüğü Kazanacaklar
Haklı olarak yürütülen mücadelelerin kazandığına tarih şahit olmuştur. Kürt halkını inkâr eden güçlerin temsilcileri Önder Apo’nun ayağına kadar gidiyorsa bu, Önder Apo’nun paradigmasının şimdiden kazandığı anlamına gelir. Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri için Kürt halkının inkârı yüz yıl boyunca bir rant kapısı olarak görüldü. Kürt halkının inkâr edilmesi konusunda bütün Avrupa kapitalizmi ve ABD, hatta Rusya bile TC ile çıkar ilişkileri yürüttü ve Kürt halkının soykırım altında olmasına göz yumdular, destek verdiler. Bu durum, devletlerin halklar için tehlikeli ve gereksiz bir aygıt olduğunu gösteriyor. Çünkü başka halklara zarar vermekten çekinmeyen devletler kendi halklarınada zarar vermekten çekinmezler. Kürt halkının yürüttüğü özgürlük mücadelesi karşısında dayanamayan inkarcı güç, bir süreç başlattı ve Önder Apo Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için hazır olduğunu ortaya koydu. Kürt düşmanı aygıtın içindeki temsilcilerin bu konuda aynı düşüncede olmadıklarını biliyoruz.
Tıpkı her kafadan bir ses çıkar misali. Türkçülükle rant elde eden Ümit Özdağ ve benzeri devşirmeler paniğe kapılmış durumlar. Çünkü Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Türkçülüğün siyaset olarak rant kapısı olmaktan çıkması demektir. Yoksa Ümit Özdağ ve benzeri devşirmelerin Türk halkına aşık oldukları falan yok. Bütün bu devşirmeler Önder Apo’nun karşısında zavallı olmuş durumdalar. Kürt halkı haklı olarak büyük bir özgürlük mücadelesi yürütüyor, bundan dolayı özgürlüğü kazanacaktır. TC devletinin Kürt halkının ulusal varlığını kabul etmekten başka çaresi bulunmuyor. Rojava güçlerinede silah bırakma çağrısı yapan Devlet Bahçeli, anlaşılıyor ki Kürt halkına boyun eğdirme peşinde. Rojava güçleri Türkiye’ye bir kurşun bile sıkmış değiller. Çünkü Rojava’da güçlenen Kürt halkının statü kazanması Bakur Kürtlerininde statü kazanmasını hızlandırır ve TC’yi uluslararası alanda köşeye sıkıştırır elini zayıflatır.
Bundan dolayı, Rojava Kürtlerinin ulusal statü sahibi olmasını engellemek için her ülkeye koşturup duruyorlar TC’nin temsilcileri. Kürdistan’ın bir parçasının özgürlüğü zincirleme bir şekilde diğer parçalarınıda harekete geçirecektir çünkü Apocu ruh bütün Kürdistan’da etkilidir, Kürt halkı özgürlük için ayaktadır. TC’nin temsilcileri hala Kürt halkını asimile etme zihniyetinden vazgeçilmiş değiller. Hala Kürt halkını örgütsüz önderliksiz ve zayıf görüyorlar, bundan dolayı Apo ve PKK Kürt halkının temsilcisi değiller, bütün Kürtler PKK’yi desteklemiyor diyorlar. Ama diğer taraftan da Önder Apo’nun ayağına kadar gidiyorlar. Anlaşılıyorki bunlar, Önder Apo’yu ve PKK’yi zayıf bir önderlik ve sıradan bir örgüt olarak görüyorlar. Önder Apo oldukça tecrübeli ve nerede nasıl hareket edebileceğini bilen Uluslararası bir önderliktir ve PKK’de büyük tecrübe ve deneyime sahiptir.
Bundan dolayı TC’yi yönetenler Önder Apo’yu ve PKK’yi kandırmaya kalkmasınlar büyük yanılırlar. Türkiye’yi yönetenler, eğer Türkiye’yi gerçekten seviyorlarsa bir an önce Kürtlerin ulusal varlığını kabul ederler ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolunu açarlar. Aksi halde felaketler kapıda. Ekonomi bitmiş, yoksulluk dizboyu, enflasyon rakamları dünyada ilk başlarda. Bütün bu yoksulluğun nedeni Kürtlere karşı kırk yıldır yürütülen kirli savaşa harcanan üç trilyon dolar olduğu tahmin edilen paradır, ki bu parayla on tane Türkiye İsviçre gibi bir refaha sahip olurdu. Kürtlerin kaybedecekleri birşeyleri yok, ama Türkiye eğer Kürt halkının ulusal varlığını kabul etmezse büyük kaybeder. Kürtler her halükarda özgürlüğü kazanacaklar, Kürtler mecbur oldukları için Türkiye halkı ile birlikte üst bir kimlik temelinde demokratik ulusu inşa etmek istemiyorlar, Kürtler Türkiye halkı ile birlikte demokratik ulus paradigması temelinde halkların kendi ulusal özgürlükleriyle, devletsiz ve sınırsız, sömürüsüz, savaşsız, sınıfsız bir yaşamı değerli gördükleri için birlikte yaşamı tercih ediyorlar.
Kürtler için başka halklarla demokratik komünal hayatı geliştirmek bir tercihtir ve insanlık için doğru olan doğal yaşamdır. Bu açıdan, Önder Apo’nun, meclise gelip konuşmasını isteyenler Önder Apo’yu, PKK’yi ve Kürt halkını çeşitli kurnazlıklarla kandırmaya kalkmasınlar kendileri kaybederler. Kimse artık Kürt halkını yüz yıl önceki örgütsüz önderliksiz ve zayıf Kürt halkı olarak görmesin. Şu anda Kürt halkı Orta Doğu’nun en politize ve sosyalize olmuş halkıdır. Sadece Kürt kadınının özgürlüğe önderlik edecek düzeye gelmiş olması bunu fazlasıyla kanıtlıyor. İktidar olma peşinde olanlar değil, hayatın gerçeğini peşinde koşanlar başarılı olurlar. İşte Önder Apo’nun başarısı hayatın gerçeğine doğru yaklaştığı için hayatın kendisi oluyor.
Kemal Söbe



