RAKKA – Şehit Erdal Şahin (Celal Şahin), Suriye’deki gelişmelerin ve Rojava devriminin başlamasıyla birlikte öğrenciyken özgürlük mücadelesine katıldı. Aslen Kobanê’nin Bilik köyünden olan Şehit Erdal, yıllardır Apocu gençlik hareketinin öncülerinden biriydi. Birçok şehirde çalıştı, halkı ve özellikle de gençleri örgütledi ve etrafında büyük bir sevgi ve güven topladı. 30 Ekim 2018’de işgalci Türk devletinin Kürdistan dağlarında düzenlediği bir saldırıda şehit düştü.
Şehit Erdal Şahin’in amcası Celal Şahin, onun hayatını, kişiliğini ve mücadelesini anlatarak, Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm kesimlerden gençleri örgütlemede nasıl bir öncü rol oynadığını şöyle anlattı:
“Şehit Erdal, onun adı (Celal) benim adım. Çünkü o zaman örgütte çalışıyordum, bir kaza geçirdim, sonra bana onun adını verdiler. O zaman örgütün çalışma ve faaliyetleri içindeydim. 1986’da ailemiz ve köy geneli örgütü tanıdı, PKK’yi tanıdı ve evimizi PKK’ye açtı, arkadaşlara açtı. Köyde ilk açılan ev bizim evimizdi, baba eviydi. O zaman arkadaşlar gelip gitti, omuzlarımızda olan, yurtseverliğimiz, o zaman herkes arkadaşlara evini açamazdı. Düşman Suriye Baas devletiydi, Kürtlere asla huzur vermedi ve daha da kötüsü herkes evini örgüte açamadı, örgütü evine kabul edemedi.”
ÇOCUKLUĞUNDA SEVİLEN BİRİYDİ
Şehit Erdal gençliğinde çok sevilen, yetenekli bir insandı. 7 yaşından sonra okula gitti, okudu. Evleri ağabeyimin eviydi, eğitimini Minbiç’te tamamladı. Minbiç’e gitmeden önce çocukluğunda çok sevdiği, amcasının çocuklarıyla gezen biriydi. Şehit Egîd’le gezen, Kemal yoldaşla gezen biriydi. Amcasının çocuklarıyla birlikteydi. Çocukluğunda çok rahattı, çok kabul görmüştü. Sevgisi hem ailesindendi, hem de ailesinin kendisindendi diyelim. Ondan da öte, kendisi kalkınca insanlarla alıp vermeyi çok severdi, sosyal biriydi. Sadece kendini sevmiyordu, arkadaşlarıyla alıp vermeyi, gidip gelmeyi, tartışmayı istiyordu. O zamanlar, küçükken aile yurtsever olduğu için, 2000 yılında, yaralı arkadaşlar evimize geldiler, Koçer heval vardı, Kadir heval vardı, Kanî heval vardı, Baran heval vardı, 7-8 arkadaş vardı. Aralarında sevgi vardı, üçü de arkadaşlarının yanına giderdi. Şehit Egîd de ve Kemal hevalla hareket eder onlarla yürürdü. Bir şey dikkatimi çekti. Yemek yerken arkadaşlar onları çağırır, “Siz de yiyin” derlerdi. Onlarla oturur, yemek yerler, sonra arkadaşlarının ellerine su dökerlerdi, arkadaşlar da “Ellerinize su dökelim, siz de ellerinizi yıkayın” derlerdi, onlar da ellerini yıkarlardı. Arkadaşlar, “Siz savaşçı olacaksınız, gerilla olacaksınız” dediler, sevgi dolu bir gülümsemeyle, “Evet, gerilla olacağız, arkadaş olacağız” dediler.
MİNBİÇ’TE GENÇLİK ÇALIŞMALARI YÜRÜTTÜ
Şehit Egîd gitti, arkadaşlarının arasına gitti, Kemal de gitti, birlikte çıktılar. Sonra Şehit Erdal da okuyordu ama o da arkadaşlarla çalışıyordu, Minbiç’e geçmişti zaten. Ne iş yapıyordu? Gençlerin arasında, arkadaşlarının arasında gençlik çalışmalarını yapıyordu. Ben de ara sıra arkadaşlarımla gidiyordum, bakıyordum, orada toplantı yapacağız diyorlardı. Toplantı Erdal arkadaştaydı, toplantıyı bitiriyordum ve sonra heval Erdal diyordum ki, senin ders çalışman gerekiyor. Buraya okumaya geldin. Çünkü ailesi çiftçilik yapıyordu. O da okuyordu. Onun evinde yapılan toplantıları gördük. O da seviliyordu, halk arasında, arkadaşları arasında seviliyordu. Herkes Erdal arkadaştan bahsediyordu, Erdal arkadaş sürekli gülümsüyordu, şakalaşıyordu, arkadaşlarıyla. Mesela arkadaşlarıyla görüşüp geliyordu. Bazen yanına gidiyordum, Önderliğin kitaplarını okurken onu izliyordum. İlk başta “Berxwedan Jiyan e”yi okuduğunu hatırlıyorum. Bana biraz anlatırdı. Sonra bir süre kalıp gitti ve başka bir kitap okuduğunu gördüm. “Ben gelmeden önce “Berxwedan Jiyan e”yi okuyordun, şimdi başka bir kitap okuyorsun” derdim. “Evet, insan kendisini örgütle bütünleştirmese, bir çalışma yürütemez” derdi. İlerlemesi her geçen gün artıyordu. Hem toplumtaki çalışmalarında, hem arkadaşlarıyla, hem örgüt içinde, hem de gençler arasında.
İNSANLAR KENDİLERİNİ ÖRGÜTLE ÖZDEŞLEŞTİRMEZLERSE HİÇBİR ŞEY YAPAMAZLAR
Gençlik çalışmaları yaptığını biliyorduk, çünkü arkadaşlarımla sık sık oraya gidiyorduk ve toplantılarda o da hazır bulunuyordu. Arkadaşları ondan bahsederek, “Heval Erdal oradaki gençler arasında büyük işler başarıyor. Bir gün, Minbic’teki liseyi bitirdi, üniversiteye girdi. Üniversiteye girdiğinde, onu heval Canpolat ve heval Şahinle sık sık birlikte hareket ederken, çalışırken görürdüm. O zamanlar üçü de devrimci gençlik çalışmaları yapıyordu. Biz de toplumsal alandaydık, birbirimizi görüyorduk. O zamanlar, anladığımız kadarıyla, gençlik çalışmalarında görev alıyordu. Sonra, baya zaman geçti heval Viyan şehit oldu, heval Viyan şehit olduğunda orada bir söz verdi. Bu yeni bir söz değildi, çünkü daha önce, örgütteki herkes, bir yoldaşından etkilendiğinde veya acı çektiğinde, şehit olduğunda, çok etkilendiğinde, çok incindiğinde söz vediği gibi oda zaman Viyan yoldaşın silahını yerde bırakmayacağına söz verdi.
“İlk eğitim devrim eğitimidir”
Üniversite okumak istiyordu fakat asıl amacı devrimci gençlik örgütlenmesini büyütmekti. Önderlik kitaplarını çok okurdu. Bana “bir halkın kendi diliyle okuması için önce devrimin gelişmesi gerekir” derdi. Minbic’te halkın çocuklarına Kürtçe öğretmek için okul açtı. Daha sonra Halep ve Hums’a gittiyse de Suriye’deki karışıklık nedeniyle üniversiteyi tamamlayamadı ve tekrar Minbic ile Kobanê’ye döndü. Köylerdeki çocuklara Kürtçe okuma yazma öğretti.
Kobanê köylerinde gençlik örgütlülüğü güçlendi
Kobanê çevresindeki köylerde gençler hem örgütleniyor hem de saldırılara karşı hazırlık yapıyordu. Nusra ve “ÖSO” adı altındaki çete gruplar Kobanê köylerine saldırdığında, gençler savunma grupları kurdu. Her köy bir savunma komitesi oluşturdu. Şehit Erdal da sürekli köy köy geziyor, gençleri cesaretlendiriyordu. “Gençlik olmazsa kimse halkı koruyamaz” derdi.
Kobanê saldırılarında çok sayıda şehit verildi
Her savunma grubunda şehitler vardı. Erdal sık sık bizim köye gelir, gençlik grubunu toplar, moral verirdi. Nusra Minbic’ten çıkıp Kobanê’ye saldırınca daha ağır savaşlar yaşandı. IŞİD ortaya çıktığında felaket daha da büyüdü. Birçok genç şehit düştü. Halk Kobanê’yi terk etmek zorunda kaldı ama Erdal halk için büyük bir fedakârlık gösterdi; sınırda, şehir içinde hem lojistik hem savaş görevleri yürüttü. Halk onun fedakârlığını unutmuyordu.
“Herkes ona hayrandı, toplumda derin bir etkisi vardı”
Erdal hem askeri hem sosyal anlamda halkın yanında durdu. Onun cesareti halka moral oluyordu. Herkes onu görmek, onunla konuşmak isterdi. Açık bir felsefesi, derin bir sevgisi vardı. “Ben daha bir şey yapmadım” derdi ama herkes onun çok şey yaptığını bilirdi.
“Bir genç aç kalmışsa o genç mücadele edemez”
Minbic kurtarıldıktan sonra tekrar gençlik çalışması yaptı. Arap, Çerkes, Asuri, Ermeni fark etmeksizin tüm gençlerle çalıştı. Onun gözünde her genç bir devrimciydi. Yüzlerce genci örgütledi. Sonra dağa gittiği haberi gelince gençler çok etkilendi. Bazıları “biz de onunla gitmeliydik” diyordu.
Şehit Erdal ve Şehit Şahin: Yoldaşlıkları çok güçlüydü
Şehit Erdal ile Şehit Şahin çocukluktan beri birlikteydi. Her iki aile de yurtseverdi. Şahin’in babası ona “ya onurlu olursun ya da geri dönüp ihanet edersen seni evladım olarak kabul etmem” demişti. Şahin de Erdal gibi halkın sevdiği, açık yürekli bir insandı. İkisi birlikte büyümüş, birlikte mücadele etmiş ve birlikte şehit düşmüşlerdi.
“Onları anlatınca aslında özgürlüğün ruhunu anlatmış oluyoruz”
Şehit Erdal ve Şehit Şahin’in kişilikleri, halkın özgürlük ruhunu temsil ediyordu. Onlardan bahsetmek Apoculuğu, halkın direniş ruhunu, tüm şehitlerin mirasını anmak demektir. Onların mücadelesi hepimiz için yol göstericidir ve biz de saygıyla anıyoruz.”



