HABER MERKEZİ – Komalên Jinên Ciwan (KJC) üyesi Amara Şehba, Mirabel Kız Kardeşler’in direniş mirasını selamladı ve başta Orta Doğu ve Suriye olmak üzere tüm dünyadaki kadınlara birlik mesajı gönderdi. Şehba, kadınlara yönelik şiddetin, tüm tarihsel ve güncel biçimleriyle, ataerkil ve otoriter bir zihniyet tarafından pekiştirildiğini belirtti. Genç kadınları “korkmamaya ve sessiz kalmamaya” çağırdı ve gerçek örgütlenmenin, farkındalığın ve öz savunmanın önemini vurguladı. Rojava’daki kadın mücadelesini stratejik bir model olarak gören KJC üyesi, kadınların sesini yükseltmenin toplumsal özgürlük ve demokratik dönüşüm için belirleyici olduğunu belirtti.
Komalên Jinên Ciwan Üyesi Amara Şehba’nın konuşması şöyle:
“Kendimiz ve Apocu Özgür Kadın Hareketi adına, tüm dünya kadınlarına, özellikle de Ortadoğu kadınlarına ve özellikle Suriye kadınlarına selamlarımızı iletiyoruz. Bugün, mücadele günü olan 25 Kasım’ı anmak ve şiddete ve baskıya karşı direnişin sembolü haline gelen üç Mirabel kız kardeşimizi anmak istiyoruz.
Bu tarihi gün, isyan ve başkaldırı günüdür; kadınlar olarak, kadın hareketi olarak, her yerde ve her zaman, ulusal kimliği ne olursa olsun; Arap, Süryani, Türkmen, Kürt olsun, haksızlığa, şiddete ve baskıya maruz kalan her kadın, özellikle genç kadınlar için sesimizi yükselttiğimiz bir gündür… Sebep bir, acı ortaktır.
Bugün karşı karşıya olduğumuz baskı, kadınların binlerce yıldır maruz kaldığı baskının aynısıdır; tecavüz, cinayet, aile içi şiddet ve toplumsal şiddet gibi çeşitli biçimleriyle. Kadınlar evde, sokakta, okullarda, iş yerlerinde ve toplumun her köşesinde hedef alınmaktadır.
Dolayısıyla bu gün, her yıl giderek daha fazla kadının öldürüldüğünü, tecavüze uğradığını, işkence gördüğünü veya cinsel tacize uğradığını gördüğümüz için daha büyük ve daha derin bir ayaklanma olmalı. Tüm bunlar, erkeklerin ve devletin yüzyıllardır beslediği ve kadınları “korku ve sessizlik kabuğunda” tutmaya çalıştığı ataerkil ve otoriter zihniyetten kaynaklanıyor.
Bu nedenle, hem bu bölgelerde hem de ötesinde, her evde, her mahallede, her şehirde, her kadına, özellikle de genç kadınlara sesleniyoruz: Korkunun ve sessizliğin kölesi olmayın. Sesinizi yükseltin ki, tüm dünya kadınlarına ulaşsın. Tarih boyunca direnen kadınların deneyimlerinden ders çıkarmadan, özellikle “Özgür Kadın Devrimi” olarak bilinen Rojava Devrimi’nin başlangıcından bu yana, Önder Apo’nun bizim için öngördüğü güçlü mücadele aşamasına ulaşamayacağız.
Rojava Devrimi, adaletsizliğe maruz kalan tüm kadınlar için devrimci ve stratejik bir modeldi. Sadece bir dizi deneyden ibaret değildi; kadınların kendilerini askeri, politik, entelektüel ve ideolojik olarak inşa etmelerini sağlayan kapsamlı bir projeydi. Bu devrimde, tüm ulusal ve dini kökenlerden gelen kadınlar, bilinç ve irade sahibi olduklarında, özellikle de kendilerini Önder Apo düşüncesi üzerine inşa ettiklerinde hiçbir şeyin imkansız olmadığını kanıtladılar. Bu temelde, dünyanın her yerindeki tüm genç kadınlara çağrıda bulunuyoruz: Temel savunma kendinizle başlar. Kendinizi, bedeninizi, zihninizi savunun. Savunma sadece silah taşımak değildir. Savunma, farkındalık yaratmakla, eylemle ve hak ettiğiniz konuma ulaşmak için kendinizi güçlendirmekle başlar.
Bu bağlamda, kadın mücadelesinin parlayan örneklerini anıyoruz: Şehit Rojbîn Ereb, Şehit Zilan, Şehit Beritan, Şehit Sakine ve şimdi de amcasının fikriyle kendini var eden genç kadın Zilan. Hepsi de içlerindeki özleri özgürleştirip isyan ve direniş aşamasına ulaşmış büyük kadın örnekleri.
Bu nedenle diyoruz ki: Kendimizi sağlam ve gerçek temeller üzerine inşa etmek istiyorsak, Önder Apo’nun düşünce ve felsefesinden başlamalı, kitaplarını okumalı ve Rojava devriminde -kadın devriminde- ortaya koyduğu ilkeleri anlamalıyız. Öz savunma, toplum savunması ve toprak savunması temelinde kendi özerk toplumlarımızı inşa etmeliyiz.
Genç kadınların yükselişi ve isyanı sayesinde, kadınların öncü rol oynadığı ve sesinin duyulduğu özgür ve demokratik bir topluma ulaşacağız. Genç kadınlar bu ilkeye bağlı kaldıklarında, aynı yolu paylaşan tüm genç kadınlara seslerini duyurabilecekler.
“Sonuç olarak, bugün mücadele eden her kadına ve sesimizi duyan her kadına başarı ve güç diliyoruz.”
