Enter your email Address

Cuma, Aralık 5, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

Tarihe Yön Verenler

24/11/2025 - 0:01
içinde Analiz, Dergiler, Derinlik, Genç Kadın, Gençlik, Haberler, Manşet, Öğrenci, Önemli Başlıklar, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 11 mins read
A A
Tarihe Yön Verenler
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ – Ferzende Îsyanın Kaleminden;

Tarihe Yön Verenler

Tarihi süreçler, tarihi kişilik ve eylemlerle kazanılır. Bazen tarih bir kişi şahsında somutlaşırken bazen de kişi tarihle bütünleşerek kendisini yaratır. İnsanın yaşam içerisinde arayışlarına vereceği hakiki cevaplar ile kendisine tarihsel bir misyon biçer veya efendisinin yazdığı senaryoda bir figüran olmakla yetinir. Anlamlı bir yaşam arayışının soruları yakıcıdır. Çünkü verilecek her cevap kişiyi doğrudan sorumluluk altına sokacaktır. Soru, yaşamla bağlantılı yani soruyu soran kişiyi doğrudan ilgilendiriyor. Zaten eğer kişi bu soruya karşı duyarsız veya kendi dışında görüyorsa kuşkusuz içselleşmiş bir köleliği yaşıyor demektir. İçselleşmiş kölelik Kürdistan’da, Kürt halkına reva görülen yegane kişiliktir. Yüz yıllardır temel bir politika olarak Kürt halkına dayatılmaktadır. Bu nedenle Önder APO
“Bilinç altınızda kölelik var” dedi. Bilinç altında yaşanılan bu kölelik kuşkusuz yaşam anlayışımız ve zihniyet yapımızla doğrudan bağlantılıdır. Frantz Fanon sömürgeciliği değerlendirirken “Sömürgeci bir gücün, sömürülen bir halkın üzerinde bıraktığı en büyük etki o halkın kendi gerçekliğine sömürgecisinin gözüyle bakmasıdır” demektedir. Kürdistan tarihine baktığımızda, Önder APO’nun çıkışından önce yaşanılan durum tam da böyledir. Kendi gerçekliğine sömürgecisinin gözüyle bakılmaktaydı. Önderlik bu durumu Kürdistan Devriminin Yolu manifestosunda “beyinsel sömürgecilik” olarak tanımladı ve Kürdistan’ın bir ruhlar mezarlığı olduğu belirlemesini yaptı. Kendi gerçekliğinden kaçan, kendine bu düzeyde yabancılaşmış bir toplum gerçekliğinde tarihle müdahale etti. Kürdistan’a dayatılan lanetli yaşama karşı kutsalın mücadelesi böylesi bir gerçekliğin içerisinde açığa çıktı.

Geçen yarım yüzyılda büyük değerler yaratıldı, büyük emekler verilerek ortaya inkar edilen bir Kürt gerçeğinden varlığı sancılı da olsa kabul edilen bir Kürt gerçeğine geçiş yaşandı. Bu kara tarihi bir özgürlük destanına çeviren Önder APO, bu durumu Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu’nda; “Anlam ancak anlamsızlık olduğunda mümkündür. Anlamsızlığın olmadığı yerde anlam olmaz. Anlam anlamsızlığa göre ölçülür. Kürt meselesi de böyledir. Eğer Kürt meselesinde büyük bir anlamsızlık olmasaydı, biz böyle büyük bir anlam üretebilir miydik? Çok büyük bir anlamsızlık, bir örtü, bir belirsizlik olduğu için biz büyük bir anlam ürettik. Bunun perdesini yırttık. Bunun öznesiyim. Apo gerçekliği nedir? Kürt örtüsünü yırtan bir kişilik.” sözleriyle somutlaştırmaktadır. Kürdistan’da anlamlı yaşam APO gerçekliğidir. Önderlik tarafından bu coğrafyaya serpilen özgür yaşam, tohumlarını büyük bir emek ve mücadeleyle büyüttü. Şehid kanıyla sulandı bu tohumlar. Süreklileşen bir mücadele yeşertti ve toprağa kök saldı özgür yaşam Kürdistan’da. Bu mücadele Önderlik şahsında başlamış ve Özgürlük hareketiyle tüm Kürdistan’a yayılmıştır. Bu anlamıyla PKK, Kürt halkının özgürlük romanıdır. Kürdistan’da toplum Önder APO ve PKK ile kendini bildi. Tüm bilmelerin anası olarak kendini Özgürlük Hareketiyle bilen halk, anlamlı ve özgür yaşam amacı edinip, bunun için yarım asırdır mücadele etmektedir. Özgürlük hareketinin yarattığı değerler üzerine ciltlerce kitap yazılabilir ancak en özet haliyle;

Özgürlük Hareketi; Kürdistan’da kendini bilen bir anlayışla anlamlı ve özgür yaşamın iddiası ve mücadele gerçekliğidir.

Başta da belirttiğimiz gibi, tarihi süreçler tarihi kişilikler ve eylemlerle kazanılır. Bu belirleme Önderlik kişiliğinde somutluk kazanmıştır. Önder APO kendisini genelde insanlık tarihi ve özelde Kürdistan tarihiyle bütünleştirmiş ve ilk adımından günümüze kadar tarihi bir kişilik ve eylem sahibi olmuştur. Önderliğimiz bizim tarihimizdir, toplumsallığımızdır. Hem tarihimiz hem tarih bakış açımızdır. Aynı şekilde hem toplumsallığımız hem toplum bakış açımızdır.

Bu temelde Barış ve Demokratik Toplum süreciyle beraber Önder APO bizlere amansız bir mücadele ve çok ağır bedellerle yaratılan bu değerlere doğru temelde sahip çıkma ve bunu yaşamsallaştırma olanağı yaratmıştır. Sürece verilecek en hakiki cevap yaratılan bu değerleri toplumsallaştırmaktır. Kanıtlanan varlık ancak yaratılan bu değerleri doğru temelde örgütleyerek, toplumsal bir forma kavuşturarak özgürlüğü sağlayabilir. Yani bir diğer anlamıyla birey olarak kendisini bu sonu olmayan özgürlük tarihine katarak özgürleşebilir ve toplumsal özgürlüğü sağlanabilir. Bizlerde halk olarak insanlığın ahlakından, vicdanından ve insanlık değerlerinden pay alarak, kültürümüzle başkasına köle olmadan özgürce yaşamak iddiasındayız.

Bu ilahi bir güçle olmayacaktır. Öz tarihimiz de ıspatlamıştır ki özgürlük, ancak uğruna verilecek mücadele ile kazanılabilir. İnsanlık değerlerini kişiliğinde somutlaştırmış bir Önderlik gerçekliğimiz, bu gerçekliği yaşamsal kılma mücadelesi veren bir Özgürlük Hareketi ve halk gerçekliğine sahibiz. Bu tarihi misyonumuzu nasıl başaracağımıza kılavuzluk edecek olan Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu elimizdedir. İçerisinde bulunduğumuz süreç en çok gençliğe sorumluluk yüklemektedir. Tarihsel sosyoloji anlayışıyla yaşamı ele alacak olursak gençlik toplumun bu günü ve geleceğidir. Toplumsal gerçeklikte gençliğin yaşamı, zihniyeti ve gelecek iddiası toplumun kaderini tayin edecek düzeydedir. Unutulmamalıdır ki dünyada olduğu gibi Kürdistan’da da tarihin seyrini gençler değiştirmişlerdir. Bunun en somut örneği bütün düyada kısa bir sürede devrimsel gelişmeler yaratan 68 gençlik kuşağıdır. En yalın haliyle 68 kuşağı klasik sömürgeciliği sonlandırmıştır. Gençlik hem kapitalizme hemde SSCB şahsında gelişen çarpık sosyalizme tavır almıştır. Bu devrimsel gelişmelere öncülük eden üniversiteli gençlerdir. Bu kuşaktan doğrudan etkilenen ve 68 gençlik kuşağının mirasına sahip çıkan APOCU hareket bir gençlik hareketi olarak doğmuş ve üniversitelerde örgütlenmiştir. Tarihsel olarak Üniversiteler toplumsal devrimler için en ön cephe olmuştur. Bu nedenle günümüzde en çok saldırı üniversiteleredir. Üniversiteler gençliğin arayışlarının devlete/sisteme kanalize edildiği ve sistem kadrolarının devşirildiği mekanlar olmuştur. Örneğin devlet üniversiteleri, devlete rızanın kuramsal olarak da verildiği yerlerdir. Devlet yapılanmalarının içinde özgür düşünce üreten hiçbir üniversite bulunmaz. Devlet rızasının dışında kalanların, itiraz edenlerin ya da devlete göre yararsız olarak kodlananların tutulduğu devasa tesisleri de devlet inşa eder. Bununla da sınırlı değildir, birçok özel üniversite kişi veya şirketlere aittir. Neredeyse her patron/ şirket kendi kadrosunu yetiştirmek için bir üniversite kurmuştur. Burada şunu sorgulamamız gerekiyor, eğitim almak bir gelecek iddiasında olmak kendi başına bir
arayıştır. Üniversiteli gençlik bu arayışlarını toplumla nasıl bütünleştirecek? Zira arayış bilinçle yani toplumla bütünleşmediği zaman eğitimin sonucu ancak bir patrona, işçi veya bir şirketin elemanı olmanın ötesine geçmeyecektir. Gelinebilecek en üst mertebe sistemin imtiyazlı bir bireyi olmanın ötesi değildir.

Devletin eğitim sisteminde öğretme veya öğrendiğini toplumsallaştırma yoktur. Temel amaç devlet zihniyetini kurumsallaştıcak olan kadrolar yetiştirmektir. Mesleki olarak profesyonnelik düzeyine gelebilir, bu inkar edilemez ancak bizi ilgilendiren asıl nokta yaratılmak istenilen zihniyettir. Önder APO, Bir halkı savunmak kitabında bu gerçekliği şu sözlerle ifade etmektedir; “Yaşlı bilgelerden günümüz bilim adamı ve kurumlarına kadar gençliğe stratejik, hassas denilen bilgilerin en can alıcı kısmı verilmez. Verilenler daha çok onu uyuşturan ve bağımlılığını kalıcılaştıran bilgilerdir. Bilgiler verildiğinde uygulama araçları verilmez. Sürekli bir oyalama, değişmez bir yönetim taktiğidir. Kadın üzerinde kurulan strateji ve taktiklerle ideolojik ve politik propaganda ve baskı sistemleri gençler için de geçerlidir. Gençliğin her zaman özgürlük istemesi fiziki yaş sınırından değil, bu özgül toplumsal baskı durumundan ileri gelmektedir. Ayyaş, toy delikanlı kavramları gençliği küçük düşürmek için uydurulan temel propaganda sözcükleridir.

Yine hemen cinsel güdüye bağlamak, serkeşliğe çekmek, ezbere katı doğmalara bağlamak, gençlik enerjisinin sisteme yönelmesini engellemek ve düzeni sağlamakla bağlantılıdır. Özgürlüğe yürüyen bir gençliği tutmak zordur. Gençlik sistemlerin başına en başta bela olan kesimdir. Tarih boyunca bu çok iyi bilindiği için, eğitim adı altında gençlik kurban edilmekten tutalım, akla hayale gelmez uygulamalara tabi tutulmuştur. Hiyerarşik toplumun yükselişinde kadından sonra gençliğin bu duruma düşürülmesi belirleyici rol oynar. Gençliği kontrole alan düzenin kendini en güçlü hisseden düzen sayması boşuna değildir. Daha sonraki devletçi toplum sistemlerinin tümü gençliğe benzer bir uygulamayı dayatacaklardır. Zihni böyle yıkanan gençlik her işe koşturulabilir. Savaş dahil en zor işi meslek edinebilir.” Önder Apo’nun bu kısa belirlemesi sistemin eğitim kurumlarının zihniyette yarattığı kırımı açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna karşı çıkmak en başta sistem ezberlerinin dışına çıkmakla mümkündür.

Çünkü sistemin sınırları dışına çıkamayan düşünce yapısı köleliği benimsemiş demektir.

Kürdistan’da bir soykırım rejimi mevcuttur. Kürdistan’ın doğası maden ocakları ve barajlarla kırıma uğramakta, talan edilmektedir. Yaşamı temsil eden kadın her gün taciz, tecavüz edilmekte, fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalıp katledilmektedir. İnsanlar yeme/içme ve barınma sorunu yaşamaktadır. Kısacası bu sistem yaşamı katletmektedir. Yaşam kalmamıştır. Elbette tarihi mirasına sahip çıkacak olan üniversiteli gençlik, buna karşı çıkacak ve alternatif yaşamın geliştiricisi olacaktır. Dayatılanı kabul etmek, var olan ile sınırlı kalmak gençlik kimliğine karşıttır. APOCU gençlik her zaman yeninin ısrarcısı ve yaratıcısı olmuştur. Başkaldırıya buradan başlayacağız! Bize dayatılanı, ezberletilmek isteneni değil hakikati okuyup tartışacak, bu tartışmaları üniversiteden başlatıp topluma yayacağız. Barış ve Demokratik Toplum Manifestosunu bütün üniversitelerde temel eğitim materyali haline getirmeliyiz. Manifestoya bilimsel yaklaşacağız ama bir de bunun sezgiyle, duyguyla tamamlanması için kendimizi toplumsal tarihle yeniden yaratacağız. Yoksa verili bilimci ölçülerle, resmi tarih anlatımlarıyla Önderliği anlamak mümkün değildir.

Önderlik felsefesinde anlamak, uygulamaktır.

Demokratik toplum Manifestosunu en çok tartışması ve bununla beraber yaşamsal kılınması noktasında öncülük görevi aydın gençliğe düşmektedir. Üniversitelerde okuma komünleri kurarak, Manifestoyu anlama, bununla beraber Kürdistan’da yaşanan kırıma karşı özgür yaşam komünleri kurulup eylemsel kılınmalıdır. Doğa, kadın, kültürel ve toplumsal kırımlara karşı komünal bir ruhla eyleme geçmeli ve Önderlik manifestosunu yaşamsal kılmalıyız. Büyük bir emek ve ağır bedellerle ıspatlanan Kürt gerçekliğini üniversiteli gençlik, Demokratik Toplum
Manifestosunu özümseyip toplumsallaştırarak özgürlüğe kavuşturacaktır.

Kaynak: Yurtsever Gençlik Dergisi

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

Bern’de Yurtsever Kurdistan Gençlik Çalıştayı

Sonraki Yazı

Paris TCŞ’den “Ülkeye Dönüş” Semineri Düzenlendi

Sonraki Yazı
Paris TCŞ’den “Ülkeye Dönüş” Semineri Düzenlendi

Paris TCŞ’den “Ülkeye Dönüş” Semineri Düzenlendi

TCŞ Köln Gençliğinden 27 Kasım Kutlaması

TCŞ Köln Gençliğinden 27 Kasım Kutlaması

Manşet

  • Barış ve Demokratik Toplum Konferansı İstanbul’da Gerçekleştirilecek
  • İlham Ehmed Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda Konuşacak
  • Kerboran’da Kitlesel Taziye Ziyareti
  • Koçyiğit İmralı Görüşmesini Anlattı
  • 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu’nda Kabul Edildi
  • Önder APO’dan İştar Meclisi Konferansı’na Mesaj
  • HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı
  • Ermeni Kültür Evi ve Ermeni Gençlik Hareketi Sanat Gecesi Düzenledi

En Çok Okunanlar

  • HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    HPG BİM 2018’de Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder Apo: Sürecin Başarıya Ulaşması İçin Tüm Gayretimi Ortaya Koyuyorum

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • İlham Ehmed Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda Konuşacak

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kürtler Her Halükarda Özgürlüğü Kazanacaklar

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Koçyiğit İmralı Görüşmesini Anlattı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • DEM Parti Komisyon Üyeleri: Görüşme Tutanaklarının Tamamı Paylaşılsın

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG-BİM 2022 Yılında Şehit Düşen 6 Özgürlük Gerlillasının Kimlik Bilgilerini Açıkladı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder APO’dan İştar Meclisi Konferansı’na Mesaj

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu’nda Kabul Edildi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Halep’de Şehit Çiya Hozan Eğitim Devresi Sona Erdi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.