HABER MERKEZİ –
“Verilmiş iyi bir söz, adanmış yaşam ister..” Önderlik
TC faşist devlet geleneği tarihi boyunca uygarlık üzerine değil barbarlık üzerinde bir gelişim seyrini izlemiştir. Köksüz ve ruhsuz bu vandal devlet bakiyesi, birlikte yaşadıkları halkların meşru demokratik taleplerine soykırımlarla karşılık vermekten biran bile geri durmamıştır. Ondandır TC faşizminin gazabına ve istilasına uğramış Kürdistan coğrafyası da taşıyla ve toprağıyla hep asla iyileşmeyecek acıların hüznünü taşır. Kürdün öz yurduna sinmiş Kürdün özgürlük ruhunu koparıp yok etme kalkışması var. Biliniyor ruhsal refleksten yoksun edilgen beden kolaylıkla istilaya ve talana uğrar. PKK Kürdün bu kadim özgürlük ruhununun, fanatik dinci ve milliyetçi faşist düşmanla yarım yüzyıldır süren amansız mücadelesinin adıdır. Kürdün daimi umudu özgür yaşama adanmış Apocu fedai adanmışlıkların kutsal yeminlerine borçludur!
Toplumsal tarih bağlamında yaşanmışlıklarımızın dünü ve bugünü soykırım tehdidi altındadır. Bizi vatanımız Kürdistana bağlayan tarihsel benliğimiz, canlı tarihi anlatı hazinelerimiz, Kürdi özün doğal anayanlı deneyimlerinden doğmuş bilmeler mabedi duyulardan süzülmüş tarihimiz, kültürümüz, hatta Antropolojik bulgularımız bile yok edilmekle yüz yüzedir. Türk faşizminin Kürdü anlama diye bir derdi yoktur. Kürdü tüm varlığıyla yok etmek için soykırıma bile gözünü kırpmadan başvurmakta bir an bile tereddüt yaşamıyor. Varlığımıza kast eden barbarlıklarına karşı başvurduğumuz direnişi her türlü terörist yöntemlere başvurarak “terörize” etmek için alçakça yalanlara sığınıyor. Kürdün varlığı suçsuz sebepsiz infaz, ölüm, ceza ve soykırım gerekçesidir Türk ırk faşizmi için. Kürt halkı Türk faşizminin kanlı tarih yazımı için başat bir nefret öznesidir. TC ırk faşizminin Kürdün varoluşuna egemen olma saplantısının yarattığı dehşetin hiç kimse tam farkında değil!
Ölümüne direnen Kürdi ruhun çığlığına ses olan yenilmez fedailiğin adıdır PKK. TC faşizminde Kürtler kendisi olamıyor ancak başkası olup onursuzluk kimliğiyle yaşarken ölüyorlar. Aslında doğum tarihleri kütük memurlarının salladığı, yasaklı isimlerden arındırılmış ve makul isim takılmış ötekinin beni olma dayatılıyor Kürde, özetle Kürde Kürt değil ötekinin tasmalı benisin deniliyor. Doğduğumuz yerin isimleri yasak tıpkı dilimiz gibi hep faşizmin nefret öznesidir. Ulusal hafızamızı dumura uğratmak için dayatılan zulmü yazacak alfabeler daha icat edilmemiştir. O halde faşizm zamanlarında PKK’nin yarattığı efsanevi direniş belleğini tarihe mal etme onurlu tanıklığı, ağır bir görev olarak önümüzde duruyor. Faşizmi kanıksama ve sinme gafleti hiçbir vicdanın af edebileceği bir suç değildir. Kürdü kendisine yabancılaştıran bu barbarlığa dur deme zamanıdır. Sessizlik ve suskunluk devrim için canını veren fedailere karşı işlenmiş bir suç ortaklığıdır. Apocu devrimi her koşulda savunma görevi ödenmesi gereken bir vicdan borcudur!
Belki de bu hayatta onurlu adanmışlıklara tanıklık etmiş ve o isyansı atmosferi birebir yaşamış, davasına sadık insanların “yaşamaktan duydukları mahçupluk” duygusunun erdemine sahip olmak gerekiyor. Faşizm zamanlarında insanlığa tutunmuş insanların hakikatini yazmak da bir direniş biçimidir. Devrimci direnişle hakikatleri yazarak bütünleşmek vicdani bir sorumluluktur. Hakikat özgürlük ruhunun sesini katmaktır yazılana. Yazarken iç vicdan sesini duyarak yazmalı insan. Hakikat söyleminin özgün dilini tutturmak feraset işidir. Zira çağın hızlandırılmış çiğ zaman algısına söylem, dil ve yazı yetişmekte ciddi bir handikap taşıyor. Böylesi hızlandırılmış bir çağda hakikati yazı üzerinde görünür kılmak için çok büyük bir çaba ve zihinsel açıklık gerekiyor. Şimdiki ana hitap edecek bir devrimci hakikat söylemi ve dili ancak bu küresel bilgi çağında yeni kuşağa çekici gelebilir. Duygu zamanda mekana sinmiş farkındalık bilgeliği, biçimlendirilmiş algısal dayatmalara mahal vermez. Apocu hakikat devrimini zamanın ruhuna taşırma misyonu bu zamansal duygu dilini yakalamakla mümkündür. TC faşizmİ gençliğin devrimci hakikate duyarlılığını ortadan kaldırmak istiyor!
Kimi popülist siyasetçilerin naif hayal gücü zehirlenmeleri bir öz savunma tedbiri olarak halkların katliamlarla kazandıkları önsezi duyarlılıklarını ve deneyimlerini hiçe saymamalıdır. Aksine bunu hep dikkate almalıdırlar. Acılarıyla deneyim kazanmış halkların ruhsal yaşamlarını mutlaka duygu zamanlarında solmak gerekiyor. Dönem eylemle konuşma dönemidir. Devrim ruhen mücadeleden kopan ve sadece popülist bir dille kendisini yaşatan bir kesimle yürütülmez. Devrimi ruhen pratikte yaşayanların bu dilbaz cambazlığı bastırması gerekiyor. Karşılığı olmayan ünvanlarla ve statülerle kendilerini konuşturanlar ve kamufle edenler bilinç kazanmış devrim kitlesinde başarılı olamazlar, karşılık bulamazlar. Hakikat için canını veren yiğitliğin sözleri ve sesleri silinmez bir mirastır onların tarih yaratan belleklerinde. Sanal zaman tuzaklarıyla onlar bilgiçlik taslamazlar. Faşizm Kürt halkında binlerce yıla yetecek bir intikam yakıtı stoku oluşturdu. Şahinlerin asi gözlerinden yansır bu intikam ateşi ve asil ruhları intikam eylemlerinde kendisini liberalizmin tuzaklarından arındırır. Apocu devrimi dünyanın diğer çorak topraklarında ve vicdanlarda yeniden yeşertecek enternasyonal bir ruh geziniyor. İnananların ve inancı doğrultusunda yaşayanların çağı başlıyor!
Kürt halkını artık ne faşizmi büyüten fanatik kitlesi nede uyduruk mahkemeleri yargılayamazlar. Kürt halkının bağrından fedai bir mücadele sonucu oluşan “halk mahkemeleri” onları er veya geç yargılayacaktır. Kürt halkı olup bitenin farkındadır. Okumayan ve sorgulamayan düşmanlaştırılmış bir kitle ile ideolojik savaşım vermenin zorluğunu yaşadığı güncel siyasi pratikten iyi bilmektedir. Kürt halkı için umut yaratan tek hakikattir Apocu devrimdir. Köleliğe başkaldıran Kürt ulusal birlik ruhunun miheng taşıdır PKK. Kürt toplumuna yaratıcılık ve bilinç kazandıran Apocu devrim TC faşizminin korkulu rüyasıdır. Uluslararası komplonun 24. yıldönümünde Apocu devrim Özgür Önderlik ve demokratik özerk Kürdistan için bizleri final yılında tarihi görevlerimize sahip çıkmaya çağırıyor!
Serdem Amed
