HABER MERKEZİ –
“Başkanım! Gerçekleştirdiğim eylemin nedeni senin ve Kürt halkının üzerindeki komployu kabul etmemek ve egemen devletler tarafından size ve Kürt halkına karşı uygulanan haksızlığa karşı başkaldırmak içindir. Aynı zamanda yetersiz yoldaşlığımın bir özeleştirisi, halk ve tarih karşısında utanç duygusundan kurtulmak içindir. Bir tek kişi kalsak bile senin ideolojik çizginin ve felsefenin başarıya ulaşacağına dair iddialı ve inançlıyım.” Şehit Viyan Soran
Önder Öcalan ve PKK dağıtılmış olan Kürt toplumsallığından her şeyden önce yenilmez bir irade ortaya çıkardı. Bu hakikat fedailer ocağı PKK’nin mücadelesi ile de yarım asırdır rüştünü tüm dünyaya ispat etti. Kapitalist modernitenin kaos laboratuvarlarında imal edilen Kürt soykırım konseptlerinin birer birer PKK’ye yenilmesiyle sonuçlanan son süreç düşmanın gözünü kararttı. Kürt mücadele tarihinin en kapsamlı ve çok boyutlu bu tasfiye konseptine rağmen Önder Öcalan ve PKK daha güçlenerek çıktılar. Bu efsanevi duruş Kürt halkını tarihi bir statü fırsatıyla yüzyüze getirdi. Bir anlamda Ortadoğu cehenneminden cennet vahaları yarattı Apocu demokratik direniş devrimi!
Önder Öcalan’ı devre dışı bırakmak ve PKK başkanlık konseyini ortadan kaldırmak için varılan küresel mutabakat son NATO zirvesinde kararlaştırıldı ve detaylandırıldı. Kürdistan’ı cihadisyen terörizm kemeriyle bölme ve PKK denetimindeki özgürlük alanlarını birbirinden koparmak için TC faşizmine ve KDP gibi küresel güçlerin denetimindeki ihanetçi unsurlara yeni roller verildi. Kürt özgürlük tabanını tasfiye etmeye dönük stratejisi de aynı anda bu soykırım konseptiyle birlikte devreye konuldu. Kürt halkı ve PKK üzerinde sayısız operasyon, sınırsız teknik, koşulsuz finansman ve fonlar yine insanlığa karşı suç sayılan kimyasal silahların kullanımı da bu yok etme konsepti temelinde kullanıldı. Yine de istenilen sonuç alınamadı.
Biliniyor üçüncü dünya savaşını yürüten ABD-Rusya-Çin denklemin de Ortadoğu’nun yeniden emperyal paylaşımı önündeki tek devrimci muhalefet ve sosyalist alternatif Önder Öcalan’ın paradigması ve PKK’nin varlığıdır. Irak, Suriye ve İran sahasında yaratılan gerilimin yeni deprem fay hattı Türkiye ve Kürdistandır. TC faşist diktatörlüğü ve destekçileri PKK karşısında sonuç alamadılar ve yenilgi üstüne yenilgi yaşadılar. Şimdi de Kürt halkının şah damarı ve kırmızı çizgisi Önder Öcalan’a yöneldiler. Rojava devrimini gasp etme bu yapılmasa bile onu dizayn etme basıncı Kürt özgürlük fedailiğine dayatılmak isteniyor.
İsrail-Filistin arasında süregelen mücadelenin gündemden düşürülmesi için TC faşist diktatörlüğü ve kimi Kürt caşları eliyle yeni bir Türk-Kürt savaşı çıkarılmak isteniyor. Türkiye’deki iç dinamikler ve hesaplar tümünden Kürt halkını kurban seçmiş durumdadır. Faşist siyasi mühendislik bu doğrultuda kimi Kürt siyasetçileri üzerinden çözüm beklentisi yaratarak her türlü yönelimin zeminini oluşturmak istiyor. Öcalan’sız ve PKK’siz çözüm dedikleri Kürt soykırım finalidir. Yine tüm Kürdistan zenginliklerinin talanıdır. Bununla da Tamil soykırım modelini Rus “melez savaş” doktriniyle harmanlayarak sonuç alınmak istenmektedir.
İmralı da uygulanan gladio rejimi Sayın Öcalan’a yasak üstüne yasak getiriyor. Unutturma, kanıksatma ve yok etme amacı güdülüyor. Bu kıyamet hamlesine karşı Kürt halkı ve dostları çok dikkatli olmalılar zira tehlike sanılandan da büyüktür. Kürt halk Önderi Sayın Öcalan’a İmralı’da yönelmiş ve yönlendirilmiş bu yok etme konsepti Kürt soykırım darbe dinamiğinin aktifleştirilmesinden başka bir şey değildir. Afganistan-Dağlık karabağ-İdlib-Rojava ve Güney Kürdistan pazarlıkları da bu küresel denklemin içindedirler. Sayın Öcalan’a yöneltilmiş bu yok etme konsepti kesintisiz savaşa yol açacak bir kaos kalkışmasını ifade ediyor. Bunu tasarlayanlar Türkiye’de bir iç savaş çıkarmakta kararlıdırlar. Salt Türkiye’de değil dünyanın her yerine yayılacak bir Türk-Kürt çatışma zeminini de yaratılıyor. Devletler arası bir terörizm tuzağına ısrarla Kürt halkı çekilmek isteniyor!
AB ve Körfez sermayesinin finanse ettiği bu kaos projesine karşı Kürt halkının ve dostlarının “Güneşimizi karartamazsınız” ruhuyla yeniden acilen ayağa kalkmaları gerekiyor. Bu soykırım konseptinin uygulayıcıları AB ülkeleri ve CPT gibi kurumlar üzerin de de gerekli demokratik baskı tezelden oluşturulmalıdır. Hiçbir gündem Kürt halkı açısından Önder Öcalan’dan daha önemli değildir. Tali göndemler yaratanlar ve kitlesel tepkileri farklı yerlere kanalize etmeye çalışanları ne tarih nede Kürt halkı asla affetmeyecektir!
Tarihsel bir uyarı olarak şunu da ekleyelim: Sayın Öcalan’sız ve halkların fedailer ocağı PKK’siz ihanet hesaplarından medet umanlar ateşle oynuyorlar ve bu ateş her yeri ve herkesi yakacak bir mahşerdir. Sahte muhatap yaratma projesinden rol kapacaklarını sananlar büyük yanılıyorlar. Bu ihanetten ısrarla kaçının ve sakının. Zira Apocu intikam yasalarına iman etmiş milyonların öfkesi bir sel gibi kabarıyor ve önüne çıkacak herşeyi yutacak bir kasırgayı mayalıyor!
Serdem Amed
