Enter your email Address

Cuma, Aralık 19, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Haberler

Kadın kurtuluş ideolojisi temelinde “Xwebûn”

29/11/2021 - 0:05
içinde Haberler, Manşet, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 8 mins read
A A
Kadın kurtuluş ideolojisi temelinde “Xwebûn”
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ – 

Tanrıça Gaia’ya yada Kibele’ye adanmış olduğu düşünülen Delpoi tapınağı binlerce yıl boyunca bilgiyi öğrenmek isteyenlerin uğrak yeriydi. Kapısının üzerinde ‘Kendini Bil’ yazmaktaydı. Kadim çağların bilgeleri bu sözü sürekli tekrarlamışlardır ‘Kendini bilmek bilmelerin temelini oluşturur’. Peki ama insanın kendisini bilmeye dair sorunu ne zaman başladı? Kendimizi neden bilmiyoruz? Kendimizi yanlış bilmemize yol açan nedenler ve sonuçlar nelerdir? Kendimizi nasıl bileceğiz? Yanlış ve yanılgılı bilmelerden nasıl kurtulacağız?

İnsanın kendisini doğa ve toplumla bağ içerisinde anlamlandırdığı uzun bir dönem boyunca kendilik sorunu bir yabancılaşmadan ziyade keşfetme, anlamlar yükleme sorunu olmalı. Uzun evrimsel sürecimiz sonucunda insan varlığı farkına varan evren, evrimin en yetkin yansıması olarak doğayla bağ içerisinde farklılaşmamızı sağlamıştı. Bu bağın farkındalığı ile doğanın bir anne gibi görülmesi, çevredeki herşeyin bir ruhu olduğu düşünülmesine yol açtı. Dünyadaki bir çok dilde doğa kavramı kendi kendine doğuran dişilikle özdeşleşmiştir. Kürtçedeki xwe-za kelimesi bunun en anlamlı ifadesidir. Mitolojilerde doğa ana, dünya ana gaia, ge-mader ismi ile tanrıçalaştırılmıştır. İnsanın varlığı doğanın üstünde, onun dışında değil onun bir parçası olarak görmek kendimizi tanımanın ilk önemli halkasını oluşturur. Bunu yitirmek bizi doğanın düşmanı haline getirirken, doğayı da bizi yok etmeye çalışan bir canavar gibi ele almaya yol açtı. Doğanın insandan intikam alma gibi bir derdi yoktur. İlk okulda pozitivist bilimin temel ilkesi gibi bize öğretilen doğayı aşarak, kontrol altına alarak gelişmenin sağlandığı koca bir yalandan ibarettir. Gelişmeyi sağlayan doğa ile uyum halinde yaşayan insandır. Yağmurdan korunmak için yapılan bir barınak, avlanmak için yapılan aletler, doğanın bizden esirgediği tüylere karşılık elbiseler yapmak yaşama tutunma çabamızdır. Bunları sağlayan doğadan kopan değil, doğa ile birlikte gelişen insan aklıdır. Kendimizi bilmek milyonlarca yıl süren evrimin bir sonucu olduğumuzu bilmektir.

Canlıların yaşama tutunmanın yöntemleri gelişmiştir. İnsan bunu düşünce ve dilsel gelişimle birlikte onun içinde şekillendiği toplumsallaşma ile sağlamıştır. Yani toplumsallaşmasaydık türümüz yaşama imkanı bulamayabilirdi. Düşünce ve dil bu kadar gelişme sağlamayabilirdi. İnsan varlığının anlam bulduğu diğer yapısallık toplumsallıktır. Toplumsallık çok özgün bir yapılanmadır. Bir araya gelmenin ötesinde anlamlar taşır. Birlikte yaşayabilmek, karar alabilmek, ortak değerlere, ortak duygu ve düşüncelere sahip olabilmek kolektif bir kimlik oluşumuna yol açar. Birey olabilmemiz de toplumla mümkündür. Bireycilik biçiminde saptırılan bu gerçeklik artık bireyi toplumun, toplumu bireyin düşmanı haline getirerek diğer bir yabancılaşma biçimine yol açmış bulunmaktadır. Ortak yaşamın ilkeleri, iyi, doğru ve güzel olanı seçebilme anlamına gelen ahlak ile en iyi işleri bulup gerçekleştirme olarak anlam bulan politika ikinci doğanın temellerini oluşturur. Toplumsallığın gelişmesinde anaerkil temelde gelişen klan ilk nüveyi oluşturmuştur. Büyüme ve ihtiyaçlarını karşılama ihtiyaçları daha uzun bir zamanı ve özel bakımı gerektiren çocukların ihtiyaçları bu dayanışmanın kurulmasını zorunlu kılar. Barınma, güvenlik, yemek ihtiyaçları da ancak böylesi bir kollektivite ile çözülebilir. İlk yasalar anlamına gelen tabular da toplumsallaşmanın kadın eksenliğine dair kanıtlar sunar. Kan dökmeme (insanları yada dişi hayvanları, hamile hayvanları avlamamak vb.), cinsellik ve yemek tabuları kadın eksenli yaşamın kuralları olarak ilk ahlak yasalarının temellerini atmıştır. Toplumsallaşmanın zirvesi olarak görülen Neolitik devrimin bir kadın devrimi karakterindeki gelişimi, kadın kimliğinin yaşamla özdeşleştirilerek hem birinci doğaya bağlı özellikleri hem de ikinci doğada başardıkları tanrıça kimliğinin oluşumunu sağlar. Önderliğimiz tanrıçalığı ‘neolitik devrimi başarmış kadının özellikleri’ olarak tanımlar. Tanrıçalaştırılan toplumsal eylemdeki başarılardır. Kutsallaştırılan şeyler toplumsallığı güçlendiren özelliklerdir.

Kendimizi tanımanın temeline öncelikle varlığımızın bu iki doğa temelinde gelişimi ile başlatmak anlamlı bir başlangıçtır. Ancak toplumsallaşmanın kırılmaya uğrayarak hiyerarşi, iktidar, devlet ve erkek egemenliğinin kurumlaşması ile yabancılaşma başlar. Bu yabancılaşma egemen erkeğin kadın düzeni karşısında, devletli uygarlığın komünal yaşam karşısındaki hakimiyeti ile derinleştir. Yani 5000 yıldan uzun bir zamandır kendimiz olmak artık o kadar kolay değildir.

Egemenliğin başlamasından itibaren ben kimim, yaşam nedir, ölüm nedir, dünya nasıl oluştu, sevgi nedir, acı nedir gibi soruların cevaplarını egemen ideolojiler şekillendirir. Yukarıda ne varsa aşağıda da o vardır, insanı mikro kozmos, evreni makro kozmos olarak ve canlı gören animist, mitolojik anlatımlar köleliği meşrulaştıracak dönüşümler geçirir. İktidar ancak bu zihinde yaratılan yabancılaşma ile mümkün olur. İlk devletli uygarlık olan Sümerlerin yaratılış mitolojisinde insanın tanrıların dışkısından ve onlara hizmet etmek için yaratıldığı söylencesi bunun örneklerindendir. Ben benim, ben evrenim diye düşünce ve mitolojik inanış artık kendisini hiçleşmiş bir varlık olarak görmeye başlar. Tanrılar artık doğanın canlı bir parçası değil yakan, yıkan, cezalandıran, öldüren, tecavüz eden, korkutucu bir karaktere bürünür. Toplum içindeki zalimlerin tezahürleridir. Zaten egemenler ve zalimler, krallar hep tanrının gölgesi olarak tanıtırlar kendilerini. Modern çağda dahi diktatörler dini referanslarla hareket etmektedirler. Kolektif üretime, eşitlikçi paylaşıma, komünaliteye dayanan yaşam artık kendisinden üstün olanlara hizmet etmeye odaklanır. Kölelik eğer şiddet temelinde geliştirilmeye çalışılsaydı bu kadar derinlere işlemezdi. Zaten şiddet isyan edene, başkaldırana, yabancılaşmaya karşı çıkana uygulanır. Asıl sorun toplumun köleliğe ikna edilmesidir. İktidar ideolojileri binlerce yıldır bunu başarılı bir şekilde uygulayarak ayakta kalmaktadırlar.

Köleliğin üzerinde uygulandığı ilk sömürge kadındır. Erkekler egemen sistemin işbirlikçisi haline getirilirken kadınlar üzerindeki egemenlik hakkı önemli bir rol oynamıştır. Erkeklerin krallara, imparatorlara boyun eğmesine karşılık erkeklerde öncelikle ailede ve giderek tüm toplumda kadın ve çocuklar üzerindeki imparator olma hakkına sahip olmuşlardır. Çocuklaştırma ve karılaştırma bir iktidar yöntemidir. Kadın üzerinde uygulanan egemenlik ilk iktidar çekirdeği olduğundan tüm egemenliklerde kadınlara uygulanan yöntemler esas alınmıştır. Yani her köle sınıf, ulus, kişi ve topluluk cinsiyeti erkek de olsa egemen olanın karısı gibi muamele görür. Devletlerle egemen erkekliğin işbirliği tarihsel ve ideolojiktir.

Kendimizi tanımanın üçüncü halkasını da bu egemen sistemin farkındalığı ve ona karşı mücadele oluşturur. Bu nedenle birinci doğanın özü, ikinci doğanın oluşumun öncüsü ve ilk ve son sömürge olarak dönüşüm geçiren kadın kimliğini tanımak ve onun Xwebun çabası insanlığın öze dönüş eylemidir. Zihinde inşa edilen kölelikler yine zihinde inşa edilen özgürlüklerle yenilgiye uğratılabilir. İlk iktidar ideolojisi olarak tüm iktidar ideolojilerin kaynağına dönüşen cinsiyetçiliğe karşı kadın kurtuluş ideolojisi kadının öze dönüşü ile erkeğin ve bir bütünen toplumun öze dönüşünü sağlamayı hedefler.

Zozan Koçgiri

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

“Ortadoğu’da Demokratik Modernite çözümü”

Sonraki Yazı

“PKK, Kürt halkını dirilten özgürlük ruhudur”

Sonraki Yazı
“PKK, Kürt halkını dirilten özgürlük ruhudur”

"PKK, Kürt halkını dirilten özgürlük ruhudur"

Şengal’de genç kadınlar öncülüğünde eylem çadırı kuruldu

Şengal'de genç kadınlar öncülüğünde eylem çadırı kuruldu

Manşet

  • Şehit Egîd Saroxan Gençlik Komünü’nden Ekolojik Hamle
  • Tevgera Ciwanên Şoreşger Hesekê’de İlk Yardım Üzerine Seminer Düzenledi
  • KJK: Leyla Zana’ya Saldırı, Kadınların ve Halkımızın Onuruna Yöneliktir
  • Qamîşlo’da Yekîtiya Xwendekaran ve İç Güvenlik Güçleri Uyuşturucuya Karşı Seminer Düzenledi
  • Şirnex Cizîr’de Birçok Öğrenci Taciz Edildi
  • HPG BİM 2019 Yılında Şehadete Ulaşan 6 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri
  • Gençler “Leyla Zana Onurumuzdur“

En Çok Okunanlar

  • HPG BİM 2019 Yılında Şehadete Ulaşan 6 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    HPG BİM 2019 Yılında Şehadete Ulaşan 6 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Gençler “Leyla Zana Onurumuzdur“

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Şirnex Cizîr’de Birçok Öğrenci Taciz Edildi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • KJK: Leyla Zana’ya Saldırı, Kadınların ve Halkımızın Onuruna Yöneliktir

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Wan Dem Parti Gençlik Meclisi’nden Kaçırılmaya Ve İşkenceye Karşı Protesto

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Qamîşlo’da Yekîtiya Xwendekaran ve İç Güvenlik Güçleri Uyuşturucuya Karşı Seminer Düzenledi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG BİM 2022 Yılında Zap’ta Şehadete Ulaşan 6 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Vartinîs belgeselinin gösterimi Berlin’de yapıldı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • MARSİLYA GENÇLİĞİNDEN ÜLKEYE DÖNÜŞ ÇALIŞTAYI

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.