EFRÎN – İşgal altındaki Efrîn’de her geçen gün işlenen bir suç ortaya çıkıyor. Türk devleti ve çetelerinin 2018 yılında işgal ettiği Efrîn’de çeteler her gün onlarca kişiyi hiçbir gerekçe sunmadan kaçırıyor. Kimisini fidye karşılığında serbest bırakıyor, kimisini de aylarca işkence altında tutuyor. Efrîn’de çetelerin kaçırdığı 25 yaşındaki B.H. adlı genç, 3 yıl 8 ay boyunca dolaştığı zindanlarda yaşadıklarını ANHA’ya anlattı.
Güvenlik nedeniyle ismini açıklamak istemeyen B.H. Türk devletinin Efrîn’e girdiği 2018 yılında YPG savaşçısı olduğu iddiasıyla Sultan Murat çeteleri tarafından kaçırıldı. Kaçırıldıktan sonra Ezaz’ın Soran ilçesine, oradan da MİT’in Kilis’teki merkezine götürüldüğünü belirten B.H. MİT’in onu karanlık bir odada sorguya çektiğini söyledi.
Verdiği ifadeyi MİT’e bazı kişilerin çevirdiğini dile getiren B.H. “Her sorunun ardından bana ‘komutanınız kimdi’ diye soruyorlardı. Efrîn’de YPG adına çalışan kişilerin kim olduğunu soruyorlardı. Ben YPG savaşçısı olmadığımı sivil biri olduğumu söylediğimde kriz çıkıyordu. Sivilim dediğimde sanki onlara küfür ediyormuşum gibi bana saldırıyorlardı” dedi.
B.H. yaşadıklarını şöyle anlatmaya devam etti: “27 gün Kilis’te MİT merkezinde tutuldum. Bu süre içinde her türlü işkenceden geçirildim. Vücuduma elektrik verdiler. Burnumu su ile doldurup boğmaya çalıştılar. Tek ayağımla beni tavana astılar. Ellerime ağır bir şeyler bağlayarak beni saatlerce baş aşağı bağlı bırakıyorlardı. Yediğim dayaklardan dolayı sağ kolum kırıldı.”
27 gün sorgulandıktan sonra yeniden Sultan Murat çetelerine teslim edilen B.H. Rai’de bulunan Furqan zindanına atıldı. Burada da yeni bir işkence süreci başladı. Furqan zindanının sorumlusunun Ebû Furqan adlı bir çete olduğunu söyleyen B.H. Ebû Furqan’ın Bab’ın Dodiyan köyünden bir Türkmen olduğunu söyledi.
‘KÜÇÜK BİR ODADA YILLARCA KALDIM’
Her gün sert bir hortumla işkenceye maruz kaldığını dile getiren B.H. Bekar Ebû Ebdo adlı çetenin bu işkenceyi her gün zindandaki tüm esirlere yaptığını ifade etti. B.H. işkence sırasında yaşananları şöyle anlattı: “Her türlü hakaretin ardından işkence yapıyorlardı. Sol kolumu da burada işkence ederek kırdılar. 10 kişi burada yaklaşık bir yıl gördüğü işkencenin ardından yaşamını yitirdi. Bir yıla yakın bir süre birkaç metrelik küçük karanlık bir odada tutuldum. 3 yıl 2 ay sonra ancak güneş görebildim. Hücreler kokuyordu ve çok kirliydi. Çoğu da bodrumlardaydı. Onlarca sivil bu zindanlarda yaşamını yitirdi.”
Zindan sorumlularının kendilerine ölene kadar zindanda tutulacaklarını söylediğini dile getiren B.H. “Koşulların kötü olduğunu söylediğimizde bize inanmıyorlardı. Yalan söylediğimizi iddia ediyorlardı. Bize ölene kadar zindanda olacağımızı söylüyorlardı. Küflü ekmek, 3 zeytin ve bir yumurta dışında yemek vermiyorlardı. 3 yıl 2 ay boyunca sadece bir defa çay içebildim. O da kötü kokan bir bardaktaydı. 2 yıl boyunca yerde yattım. Sadece bir battaniye veriyorlardı. Yaz kış boyunca soğuk su ile yıkanıyorduk” şeklinde konuştu.
‘İKİ KADIN BEDENİNİ ATEŞE VERDİ’
Bulunduğu zindanda çetelerin kaçırdığı 35 Efrînli kadının bulunduğunu dile getiren B.H. “Çeteler kadınlara karşı da her türlü işkenceyi yapıyordu. İki kadın maruz kaldığı ahlaksız saldırılara tepki olarak bedenini ateşe verdi. Bu kadınlardan biri yaşamını yitirirken diğeri Türkiye’deki bir hastaneye kaldırıldı. Bu kadına ne olduğunu bilmiyoruz. Çeteler kadınların olduğu odalara giderek saatlerce kalıyorlardı. Onları şantaj etmek için yanlarında güzel yemekler götürüyorlardı” ifadelerini kullandı.
B.H. çetelerin elinde 3 yıl 2 ay kaldıktan sonra 8 milyon Suriye lirası fidye ödedi. Burada ödediği fidyenin ardından Efrîn’in Şera ilçesine bağlı Qitme köyünde Cebhet El Şamiye çetelerinin kontrolündeki bir zindana götürülen B.H.’den bu defa 10 bin dolar fidye istendi.
Cebhet El Şamiye çetelerinin kendisine “Biz sana yardım ettik ve seni cezaevinden çıkardık. Sen Özgür Ordu’ya bağlı bir grup tarafından tutuklanmıştın” dediğini ve bunun üzerine Ezaz’da Cemal El Eşqer çetelerinin kontrolündeki Ezaz Askeri Mahkemesi’ne götürüldüğünü söyleyen B.H sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada da 4 ay boyunca kaldım. Buradan da Mabata’daki eski bir zindana götürüldüm. 3 bin dolar ve 200 Suriye lirası fidye ödeyerek serbest kaldım.”
Zindandan çıktıktan sonra 21 gün boyunca Efrîn’de kalan B.H. Efrîn’in Türkiye’nin bir kentine dönüştürüldüğünü söyledi.
Efrîn’den çıkmaya karar veren B.H. Şehba’nın bir köyüne yerleşerek yaşadıklarını unutmaya çalışıyor.
