HABER MERKEZİ –
Onlar kendilerini özgürlük aşkı için dağlara vurmuş gencecik yüreklerdi. Amaçları özgürlük için savaşmak ve sonunda özgür bireyler olarak yaşayabilmekti. Onlar her şeyi bilerek ve her şeyi göze alarak savaşın içerisine girdiler.
İntikam hırsıyla ve özgürlük umuduyla saldırdılar düşmana. Gencecik yüreklerinin bağrında besledikleri direniş ruhu ile ve fedai ruhla savaşı zafere doğru götürdüler. Yemin ettiler dağlara, yemin ettiler yoldaşlarına, yemin ettiler ezilmiş ve sömürülmüş halka ve yemin ettiler Güneşimiz Önder Apo’ya.
Bizlere analık eden topraklara olan bağlılıklarını gösterircesine; “bu toprakların düşmanın eline geçmesine izin vermeyeceğiz” dediler. Ve bunun için sırt sırta verip dövüştükleri mevzilerde, düşmana inat haykırdılar. “An mirin, an azadî!” diye. Baharla beraber mücadeleli günler devam etmekte. Al kanlarıyla beraber sıkı sıkıya sarıldılar toprak anaya. Sonra da her biri başka baharda filizlenecek birer tomurcuk oldular. Baharın rengarenk güzelliğini göremeden yumdular gözlerini. Tüm kötülüklere inat tekrar gülümseyerek…
Haber her yere yayıldı; “şehit arkadaşlarımız düşmanın eline geçmiş” diye. İşte o zaman olduğum yere çöktüm. Ne yapacağımı ne edeceğimi bilemedim. “Düşman yoldaşlarımızın cansız bedenlerini alıp götürmüş, olmadık işkenceler yapmış” dediler. Ve o an, o saniye düşmana karşı olan bütün kinimi ve nefretimi kusarcasına haykırdım dağlara. Yemin ettim intikamlarını almaya. Çünkü biz şehitlerinin intikamını almayı en öncelikli görev sayan bir partinin militanlarıyız. Her bir şehit yoldaşımız, bizim intikam gerekçemizidir.
Hain düşman her ne kadar sizin özgürlük uçuşunuzda yoldaş omzunda, halkımızın omzunda zılgıtlarla, sloganlarla “intikam!” diye bağıran gençlerin sesleriyle ve kesk, sor, zerlerle süslenmiş tabutlara konularak sonsuzluğa doğru yol almanıza izin vermese de sizler yine de istediğiniz gibi yürekten yüreğe taşınacaksınız. Bizler var olduğumuz sürece, özgürlük mücadelemiz sürdükçe sizler bizlerin yüreğinde nesilden nesile taşınacak ve hep varolacaksınız. Düşmana inat sizin bıraktığınız yerde bu onurlu mücadelemizi yükseltmek için durmadan yürüyeceğiz. Bu dağlarda sizin isimlerinizden güç alıp, savaşta intikamınızı alacağız. Sizleri unutmak ihanettir. Bu yüzden yaşamın her anında, her saniyesinde sizleri hissederek bu yolda savaşacağız. Bu da size vereceğimiz söz olsun yoldaşlarım.
Yoldaşlar,
yarım mı kalacaktı hayalleriniz?
Sizler de mi toprak anaya merhaba diyecektiniz?
Bu kadar erken mi göç edecektiniz
son sözlerinizi söylemeden,
söyleyin yoldaşlarım?
Dağlarla yoldaşlarla vedalaşmadan,
onlara hoşçakalın diyemeden
birer özgürlük abidesi mi olacaktınız?
Söyleyin yoldaşlarım
sizler de mi merhaba diyemeden
hoşça kal diyecektiniz?
Sıkı sıkıya tuttuğunuz silahlarınızı
bu kadar erken mi devredecektiniz?
Sizler de bana söz verin yoldaşlarım
özgürlük uçuşunda
Viyanları, Semaları, Bêrîtanları, Fikrileri, Zaferleri
Benim yerime de sıkı sıkıya kucaklayın
Ve devrimci selamlarımı da söylemeyi unutmayın
Zafer bizimledir yoldaşlarım
(Güzelliğe bedel olan bedenleri düşmanın eline geçen yoldaşlarımızın anısına…)


