BEHDİNAN – HPG Basın İrtibat Merkezi, Metina’da şehit düşen 5 gerillaya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“13 Mart 2020 günü Metina alanında gerçekleşen bombardımanlar sonucunda Avînar, Bahoz, Baran, Dilsoz ve Fırat yoldaşlarımız şehadete ulaşmışlardır” denilen açıklamada şunlar belirtildi:
“2020 yılında Türk sömürgeciliğine karşı başta Kuzey Kürdistan ve Medya Savunma Alanları olmak üzere düşmanın işgal ettiği ve işgal girişiminde bulunduğu birçok alanda güçlerimiz yeni gerilla taktiğimiz çerçevesinde geliştirdiği zengin eylemlerle düşmana büyük darbeler vurmuştur. Gerilla güçlerimizden yediği darbelerle askeri ve siyasi anlamda derin bir kriz yaşayan soykırımcı Türk devleti işgal harekatlarında istediği hedefe ulaşamamıştır. Heftanin’den sonra Medya Savunma Alanları’na dönük de işgal planları olan işgalci Türk devleti, bu alanlarda gerilla güçlerimizin geliştirdiği yoğun eylemlerden dolayı bu işgal planlarını uygulamaya cesaret etmemiştir.
Metina alanında geliştirilen birçok eyleme öncülük yapan Avinar, Bahoz, Baran, Dilsoz ve Fırat yoldaşlarımız düşmanın işgal harekatlarına karşı bir an bile tereddüt etmeden kahramanca bir direniş göstererek şehadete ulaşmışlardır. Şehadetleriyle yoldaşlarına intikam sözü olan bu değerli yoldaşlarımız sömürgeciliğe asla geçit verilmeyeceğinin de en net mesajı olmuşlardır.
Avinar yoldaşımız Rojhilatê Kürdistan’ın Salmas kentinde yurtsever bir ailede dünyaya gelmiştir. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin başta Türk sömürgeciliği olmak üzere Kürdistan’ı işgal eden tüm işgalcilere karşı geliştirdiği mücadeleden etkilenen Avinar yoldaşımız geliştirilen mücadelenin bir parçası olmak için gerilla saflarına katılmıştır. Gerilla saflarına katıldıktan sonra Önder Apo’nun paradigması temelinde kendisini yoğun bir şekilde eğiten Avinar yoldaşımız Kadın Kurtuluş İdeolojisi’ni tanıma imkanı bulmuştur. Bu temelde kadın özgürlük çizgisinde ciddi bir derinleşme yaşamıştır. Özgür bir kadının ancak hem ideolojik hem de pratik anlamda verilecek çetin bir mücadele ile erkek egemen sistemi ortadan kaldırabileceğine inanan Avinar yoldaşımız askeri olarak da kendini yetkin duruma getirdikten sonra Metina alanına geçmiştir. Metina alanında geliştirilen birçok eyleme aktif bir şekilde katılmış, emekçiliği ve ilkesel duruşuyla tüm yoldaşlarına örnek olmuştur.
Bahoz yoldaşımız Kürdistan’ın direniş kalelerinden biri olan Kobanê’de dünyaya gelmiştir. Ailesinin yurtsever olmasından kaynaklı Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Rojava Devrimi ile birlikte devrim çalışmalarında yer alan Bahoz yoldaşımız faşist DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırısı karşısında Kobanê direniş güçleri içerisinde yer almıştır. Kobanê Savaşı’nda ve büyük bir emek ve fedakarlıkla mücadele eden Bahoz yoldaşımız burada yaralanmış, özgürlüğün ancak bedel verilerek kazanılacağının en somut örneklerinden biri olmuştur. Sömürgeci Türk devletinin Rojava Devrimi’ne yönelik saldırılarında düşman gerçekliğini daha iyi anlayan Bahoz yoldaşımız Kürdistan’ın özgürlüğünün ancak soykırımcı Türk devletine karşı verilecek büyük bir direnişle mümkün olabileceğine inanmıştır. Bunun için Kürdistan dağlarında gerilla saflarında mücadeleye atılan Bahoz yoldaşımız kısa sürede dağ yaşamına uyum sağlamış ve yetkin bir gerilla komutanı olmayı başarmıştır.
Baran yoldaşımız da Arap halkımızın yiğit bir evladı olarak Halep’te dünyaya gelmiş ve partimiz PKK’nin enternasyonalist çizgisinden ve Önder Apo’nun demokratik ulus anlayışının pratikleşmesinden etkilenerek gerilla saflarına katılmıştır. Apocu felsefeyi doğduğu Halep’te tanıma fırsatı bulan Baran yoldaşımız Rojava Devrimi ile bu felsefenin yaşamsallaştığına da yakından tanıklık etmiştir. Önder Apo ve onun öncülüğünde gelişen halkların özgürlük mücadelesini daha da yakından tanımak ve bu hakikatin içerisinde erimek için yüzünü bu felsefenin kaynağına, Kürdistan’ın özgürlük dağlarına çevirmiştir. Gerillaya katıldığı andan itibaren büyük bir coşku ve moralle devrim çalışmalarına katılan Baran yoldaşımız sıcakkanlı, dürüst ve ilkeli duruşuyla örnek bir Apocu militan ve onurlu Arap genci olmayı başarmıştır.
Kobanê’de Arin ve Gelhatların yaktıkları özgürlük ve direniş meşalesi bugün daha da büyüyerek Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasını aydınlatmaktadır. Ve Kobanê’nin yiğit kızları ve oğulları bu aydınlanma hareketine kahramanca öncülük etmektedirler. Bu yiğit kahramanlardan biri olan Dilsoz yoldaşımız, faşist DAİŞ çetelerine karşı Kobanê’de verilen tarihi savaşa gençken tanıklık etmiştir. Orada yaşanan kahramanlık anılarıyla büyüyen Dilsoz yoldaşımız bu anılara bağlı kalarak Kürdistan dağlarıyla buluşmasını bilmiştir. Kişilik ve duruşunda Kobanê’nin direniş ruhundan taviz vermeyen Dilsoz yoldaşımız her geçen gün sömürgeci Türk devletine karşı olan kin ve öfkesini bilemiştir. Düşmana karşı olan kini ve öfkesi onu askeri anlamda daha da yetkinleştirirken, Apocu ideolojide derinleşerek olgun bir devrimci olmaya emin adımlarla ilerletmiş, şehadete ulaşana kadar da bu yürüyüşünü sürdürmüştür.
Fırat yoldaşımız Batman’da yurtsever bir ailede dünyaya gelmiştir. 90’lı yıllarda sömürgeci Türk devleti ile onun paramiliter gücü olan JİTEM ve Hizbulkontra çetelerinin halkımıza karşı geliştirdiği insanlık dışı uygulamaların ortamında büyüyen Fırat yoldaşımız düşmana karşı büyük bir kin ve öfke beslemiştir. Bu kin ve öfkesini her fırsatta direniş gerekçesi haline getiren Fırat yoldaşımız soykırımcı Türk devletinin halkımıza yönelik her alanda geliştirdiği saldırılara karşı gerilla saflarımıza katılarak cevap vermiştir. Gerilla saflarına katıldığı günden itibaren fedakarlığı ve emekçi özellikleriyle öne çıkan Fırat yoldaşımız bu özellikleriyle örnek bir Apocu militan olmuştur. Fırat yoldaşımız görev aldığı her alana ve çalışmaya yüksek bir disiplin ve özveriyle katılım sağlamış, halkımızın özgürlüğü için dönem görevlerinin eksiksiz yapılmasının bilinci ve sorumluluğuyla hareket etmiştir.
Büyük bir kahramanlık destanı yazarak şehitler kervanına katılan Avinar, Bahoz, Baran, Dilsoz ve Fırat yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kürdistan halkına başsağlığı diliyor, bu değerli yoldaşlarımızın bizlere emanet ettiği özgürlük bayrağını onlara layık olmanın bilinci ve sorumluluğuyla dalgalandıracağımızın sözünü yineliyoruz.”
