Enter your email Address

Çarşamba, Aralık 10, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Gençlik Genç Kadın

“Yüreğimin sürgün yanı Van’da dolunaya bir kala”

04/02/2021 - 0:08
içinde Genç Kadın, Gençlik, Haberler, Manşet, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 8 mins read
A A
“Yüreğimin sürgün yanı Van’da dolunaya bir kala”
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ –

“Akşamın buğulu yorgunluğunda takılıyorum ay kokulu bir rüzgârın peşine. Yıldız ormanındayım, yarım kalmış bir şiirin dizeleri bir kelebeğin kanatlarında ömre bedel. Adınla başlatıyorum zamanı. Son sürgünümden bu yana tek dize bile düşemedim. İstedim ki bu ayrılık da yorgun bitmesin. Yeni bir hüzün takmadan koluma, gözlerindeki sevinci saat diye kullanıyorum. Her nabız atışımda hissederim diye kaçak bir mutluluk besliyorum koynumda.

Topladığım bir demet kır çiçeğini getiremedim diye kızma ne olur. Her karanlık köşede soytarı gülmeler peşimdeyken, gülüşündeki mutlulukta ısınmak bir hayaldir. Yazdığım şiirlerde, dinlediğim şarkılarda ve okuduğum her kitapta büyütüyorum geleceğimi. Islatan yağmurların tenine dokunurcasına sorguluyorum tüm yasaklarımı. Korkarak, ürkerek, biçare halde… Ateşten bir gömlek giymeye yelteniyorsam da bağışla beni. Fotokopisi hiç olmayacaktı bu akşamın. Olsa bile hiçbir zaman ‘mavi’ kendi renginde bakamayacaktı yaşama.

Rüzgâr estikçe yeni bir mevsime yol alıyor gülmeler. Hazanı bulmadan bir yerden başlanmalı ve sararıp düşen her yaprak tomurcuk olabilmeli baharın ruhuna. Uğruna düşülen bu yolda taş olmak değil, olan taşı kaldırabilmeli yürek.

Bir bulutun durgunluğu, bir o kadar da hırçınlığı geziniyor şimdi damarlarımda. Vakitlerden dolunaya bir kala. Akşamı geceye bağlarken sönmekte olan sigaramın dumanı karışır gecenin sessizliğine. Kaçamak bakışlar son nefesini verecek birazdan. Gecenin sabaha evirildiği zamanda, yine aynı yerde buluşacak dokunuşlar. Dilden dökülecekleri kucaklamaya hazırlanıyor ay tüm coşkunluğuyla. Söz yürek birliği! En büyük hasretlikleri aşar düzeyde. Hiçbir hasretlik bize uymamıştı oysaki…

Bahtı teninden yanık olmamalı düşlerimizin. Bir cemre misali yüreğe düşen her umut yeşerebilmeli, yeni bir mevsime merhaba diyebilmeli.

Bakışların sorgulatır düzeyde. Son görmemden bu yana tüm zamanımı katliamdan geçirdi gülüşün. Gözlerinin ormanındayım. Dolunaya bir kala dolduruyor içimi gülüşün. Soluksuz, yorulmadan takılıyorum rüzgârının peşine. Bir demet sevinç aldım. Son hakkımı kullanarak bir kez daha yazdırıyorum adımı veresiye defterine. Ve açabileceğim bir gömmem bile yok artık.

Düşler ormanındayım şimdi. Belki de tek gerçek, hayallerimdi. Gölgesinden kaçarken her bir ağacın, bakışlarında tutuklanıyorum ayın. Vakitlerden dolunaya bir kala. Yüreğimin sürgün yanı Van’da. Takvimler de hazan diyor…

Yol, yolcu, umut, geride kalanların iç acıtan bakışları ve farkında olmadan içe, en derine akan ayrılık gözyaşları… Yağmur yağsın isterim gecenin bu vaktinde. Islanmak, fark ettirmemek için buğulanan gözlerimi, sırılsıklam bir şekilde ıslanmak isterim.

Uykudayken, sıra sıra tepelerin gölgesine sığınmış, ışıkları sönmüş şehrin isli nefesinde çıktım yola. Usul usul uzaklaşırken daha da karanlığa gömülmekteydi tek tük yanan ışıklar. Bakışlarımda ıslanan son kareyi de arkamda bırakıyordum. Ne ilk giden ne de son giden olacaktım. Ne çok ayrılık yaşamıştı yüreği umutla beslenen bu şehir. Her giden bir defa olsun arkasına bakmış mıdır? Yaşanılanları anımsamış mıdır? Bilinmez.

Araya kilometreler girerken sevinçlerim belirir buğulanmış otobüsün penceresinde. Pişmanlık duymadan, bir an olsun tereddüt etmeden yüzümde beliren hafif tebessümle özgür yarınlarda buluşacağımız umuduyla, elvedasını eksik bırakıp bu ayrılığın, asfalt yolun karanlığına karışır bakışlar. Uzaklaştıkça, sevinçlerimi yüreğimin unutması imkânsız sol yanına bırakıyorum.

Sürgün yaşamların kekik kokulu mekânı, yasak aşkların umudu tükenmez zulası, özgürlüğe sevdalı yüreklerin illegal yerleşkesi… VAN!

Sınırlara aldırış etmeden alın teri saflığında yaşama bağlanmanın ve sevmenin rengi, bakışlarını dağ rüzgârıyla kutsamanın en somut hali… VAN!

Bin yılların söndüremediği isyan meşalesini en önde tutan, her tür kirliliğe fedaice kafa tutan, çocuk gülüşünde ısrarın anarşist resmi… VAN!

Ölümü kendi sessizliğinde boğup ölümlerden yeni yaşamlar yaratmanın adı, şafak kızıllığı tadında yeni güne uzanmanın ilk durağı… VAN!

Bakmayın öyle durgun durduğuna. Aldanmayın üç harflik bir isim taşıdığına. İsmi kısa olabilir ama yıldızlar kadar uzak bir düne sahiptir. Ne yangınlar barındırır içinde, gülmeler daha çok. Tarihin tozlu raflarında unutturulmak istense de o hep orada, özgürlük halayının başını çekmiştir. Dumanlar eksik olmadı gök kubbesinden. Kendi küllerinden yeniden doğmasını bildi. Acı, gözyaşı, hüzün her dem sefer tasında bulunurdu. Ama tebessümünü de hiç eksik etmedi ay kokulu gözlerinden.

Beni buraya bağlayan sonsuz bir güç vardı. Ne olduğunu bilmeden peşinden koşar adımlarla gittim. Çoğu defa önüme setler çıktı, gitmeme engel olamadı. İrili ufaklı taşlara takıldım, her düşüşte bir arayış ve kendi benimle yüzleştim. Kaybolmadım ve kalktım, bana kalkmayı öğretti ve uslanmadan yoluma devam etmeyi. “Sana yar olmam” dedi. Ben  “olmayacak bir şey yok” dedim. Dört duvar arasına tıktı, işkencelerden geçirdi. İnat etti, ben pes etmedim. Ben Van’ı inadıyla sevdim.

Ben Van’ı bir akşamüzeri Xaçort’lu minik bir kız çocuğunun arkamdan koşar adımlarla bana yaklaşıp, tatlı dilinden dökülen “HEVAL” kelimesiyle, Yüniplik’te alçak damlı bir evde barış anasının sevgi dolu bakışlarında, Bostaniçi’nde bir gerilla anasının yaşlı gözlerinde ve asi çocukların diyarı Şabaniye’de asi bir çocuk olarak büyüyen seninle sevdim.

Ben Van’ı gün batımında gölün yüzeyine vuran güneş ışınlarının yakıcılığıyla…

Van Gölü taze bir gelin, Ahtamara aşkının kalesi. Tamara’nın vazgeçilmez aşkıyla, Artos’tan yükselen güneşin şaha durmasıyla, Erek’in Süphan’a verdiği ince selamla ve Süphan’ın mağrur bakışlarıyla sevdim Van’ı.

Ben Van’ı içinde bulunan insanların bitmez tükenmez yoldaşlığıyla, genciyle, yaşlısıyla, cana can katan, bana beni hatırlatan samimiyetiyle, Mem û Zîn’i kıskandıran aşkıyla ve mütevazı, özgürlüğe sırılsıklam âşık, yarı aç, yarı tok ‘amatör devrimcileri’ ile sevdim.

Ben Van’ı bir Newroz sabahı bir genç kızın dilinden dökülüp, göklere savurduğu zılgıtta, her yıldız kaydığında tuttuğum dileklerde, geceleri ay ile paylaşılan tüm yasaklı duygularla, umuda olan sonsuz inançla sevdim. Ceylan bakışlı, badem gözlü, güneşin yoldaşı, ben Van’ı seninle sevdim. Ben tanıdıkça seni, kendimi tanıyarak sevdim Van’ı.

Ben Van’ı karıyla sevdim ve her kar yağdığında yüzünde beliren ince tebessümünle sevdim…

Ben Van’ı en çocuksu yanımla sevdim. Kavgasıyla-sevdasıyla, sevinciyle-hüznüyle, acısıyla-tatlısıyla, ağlamasıyla-gülmesiyle sevdim.

Büyük bir aşk, güç ve inançla teslimiyeti kendi çirkinliğinde bırakıp direnişin güzelliğine erişmiş halde yeniden yaşamı yaratma adına yola koyulmuştu. Ölümler gördü, yakılıp yıkıldı, sürgünlükler yaşadı, uykusuz kaldı, aç-susuz baş koydu toprağa. Ama yenilmedi ve teslim olmadı. “Teslimiyet ihanettir” deyip kaçak aşklar besledi ay aydınlığındaki yüreğinde. Omuzlayıp umudu, direniş zırhını giyerek yürüdü ölümün üstüne.

Burası VAN! Burada sürgündür, yaşamlar ve kaçaktır aşklar. Ama her şeye rağmen özgürdür duyguları ve özgürlüğe akıyor düşünceleri…

Düşler ormanındayım şimdi. Belki de tek gerçek hayallerimdi. Gölgesinden kaçarken her bir ağacın, bakışlarında tutuklanıyorum ayın. Yüreğimin sürgün yanı Van’da, Vakitlerden dolunaya bir kala. Takvimler de hazan diyor…”

Gerilla Kaleminden

Kaynak: PAJK Online

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

“20 Yalan 1 Doğru Eder”

Sonraki Yazı

Yeniden yapılandırılan MİT ve soykırımda üstlendiği rol

Sonraki Yazı
Yeniden yapılandırılan MİT ve soykırımda üstlendiği rol

Yeniden yapılandırılan MİT ve soykırımda üstlendiği rol

Açlık grevine karşı direniş 70’inci gününde

Açlık grevine karşı direniş 70'inci gününde

Manşet

  • Önder Apo: Toplumdaki Şiddet Olağanüstü Bir Hal Aldı, Tedbirler Alınmalı
  • MGK Kasım Ayı Raporunu Açıkladı: 5 Gazeteci Cezalandırıldı, 3 Gazeteci Hâlâ Tutuklu
  • SAMER: DEM Parti Seçmeninin Yüzde 97’si Önder Apo İle İmralı’da Ziyaretlerin Sürmesini İstiyor
  • HPG-BİM 2019’da Şehit Düşen 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( II )
  • 3. Orkeşê Festivali İkinci Gününe Büyük Bir Coşkuyla Devam Ediyor
  • Qamişlo’da Yekîtiya Jinên Ciwan Öncülüğünde Öğrencilerle Seminer
  • Muş’taki KYK Yurdunda Zehirlenen Öğrenciler Hastaneye Kaldırıldı

En Çok Okunanlar

  • HPG-BİM 2019’da Şehit Düşen 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    HPG-BİM 2019’da Şehit Düşen 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Önder Apo: Toplumdaki Şiddet Olağanüstü Bir Hal Aldı, Tedbirler Alınmalı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA ( II )

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • ÖLÜYÜ DİRİLTME KÜRT ÖLÜSÜNDEN ÖLÜ DİLLER PARADOKSUNA

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Hamburg Gençliği: Zafer Bizim Olacaktır

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • TCŞ Stuttgart’tan “Ülkeye Dönüş” Semineri

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Qamişlo’da Yekîtiya Jinên Ciwan Öncülüğünde Öğrencilerle Seminer

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HPG BİM, 2024 Yılında Şehadete Ulaşan 5 Özgürlük Gerillasının Kimlik Bilgilerini Paylaştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • 3. Orkeşê Festivali İkinci Gününe Büyük Bir Coşkuyla Devam Ediyor

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • SAMER: DEM Parti Seçmeninin Yüzde 97’si Önder Apo İle İmralı’da Ziyaretlerin Sürmesini İstiyor

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.