Enter your email Address

Pazartesi, Aralık 15, 2025
  • Kurmancî
  • Türkçe
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
    • Dergiler
  • Gençlik
    • Genç Kadın
    • Kürdistan Gençliği
    • Öğrenci
    • Avrupa
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Kültür Sanat ve Spor
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Derinlik Analiz

Devrimci Halk Savaşı’nın Üstlendiği Görevler Ve Amaçları -V-

28/08/2019 - 0:03
içinde Analiz, Manşet, Tüm Haberler
Reading Time: 10 mins read
A A
Devrimci Halk Savaşı’nın Üstlendiği Görevler Ve Amaçları -V-
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ

O zaman neyi yıkacak, neyi inşa edecek? Neleri hangi yöntemlerle yıkacak? İnşa ettiklerini hangi yöntemlerle savunacak? Bu savaşı doğru yürütebilmek için bunları bilip netleştirmek gerekiyor. Devrimci Halk Savaşı’nı o zaman demek ki bütün bu boyutlarda yürütülen bir mücadele olarak anlamak gerekiyor. Sadece bir askeri boyutu yoktur. Bir silahlı çatışma değildir. Onu çok aşan, demokratik konfederalizmin yedi boyutunu içeren bir mücadeledir. O bakımdan da salt bir askeri boyutu olan bir mücadele değildir. Belki şimdi diğerini yıkmak ve inşa edileni savunmak gerektiği için, askeri boyut öne çıkacak. Fakat siyasette olduğu gibi diğer boyutları örgütlemeyi ihmal etmeyecektir. Çünkü askeri boyutun gelişmesi, başarı kazanması diğer boyutları örgütlemesine bağlıdır. Bu, demokratik siyaset gibi değildir. Demokratik siyaset karşı tarafla uzlaşmayı gerektiriyordu. Uzlaşabilirse, yaptığı uzlaşmaya bağlı olarak elde ettiği imkânlara göre kendini bütün alanlarda örgütleyecektir. Uzlaşmadığı müddetçe örgütleyemiyor. Uzlaşmadan, bir taraftan uzlaşma mücadelesi yürütürken, bir yandan da örgütlemeye çalıştı. İşte tutuklayıp hapse koydular, kurumları kapattılar, sonunda yönetimlerini tutukladılar. Bu kadar tutuklama, davalar ve hapis sistemi böyle gelişti. Kendini savunamadı. Askeri boyut öyle olmayacaktır. Savaş bu temelde sürmeyecektir. “Savaş yapalım, durun orduyu tümden yıkalım, ondan sonra devletin diğer kurumlarıyla, toplum yaşamının diğer alanlarıyla ilgileniriz. Ordu olmazsa o zaman ekonomik, sosyal ve kültürel çalışmayı öne çıkartırız” diyemeyiz. Siyasi boyutta bunu söyledik. Çünkü karşı taraf diğerlerini örgütlemeye izin vermiyordu. Ama askeri boyutta, biz etkinlik kurduğumuz ölçüde, demokratik toplum yaşamının bütün alanlarını etkinliğimiz altında örgütleme imkânı vardır. O halde örgütleyeceğiz. Örgütlemezsek orada boşluk olur ve o boşluk devletin yeniden etkinlik kurmasına yol açar. Diğer yandan da onu örgütlediğimiz ölçüde, tabii savaş güçlenecektir. O ekonomik örgütlülük, sosyal örgütlülük, kültürel örgütlülük savaşa güç ve destek verecektir. O zaman savaşı daha etkili yapacağız. Öz savunma örgütlülüğünü her alanda geliştirdiğimiz ölçüde, savaş büyüyecektir. Demokratik toplumu, onun ekonomik, sosyal yaşamını, kültürel, siyasi yaşamını koruma ve savunma imkânımız olacaktır. Siyasi yönetimini savunabileceğiz. O bakımdan Devrimci Halk Savaşı’yla birlikte, KCK sisteminin bütün boyutlarının örgütlenmesi esas alınacaktır. Bu, topyekûn bir mücadele olacaktır.

Savaş, bunu yapma imkânı veriyor. Siyasi mücadele vermiyordu; tutukladılar. Örneğin örgütlemeye çalıştılar, tutuklandılar. Ama askeri olarak bir alanda etkinlik kurabilirsek oradan her türlü örgütlenmeyi yapabiliriz. Çünkü orasını biz savunuyoruz ve bizim güvenliğimiz altına girmiştir. O halde bütün alanları birden örgütleyip inşa edeceğiz. Bir, boşluk bırakmayacağız. Boşluk kalırsa karşı tarafın saldırması için zemin sunar. İki, savunmayı güçlendireceğiz. Ne kadar ekonomisini, sosyal, kültüler yaşamını ve siyasetini örgütlü kılarsak, öz savunması o kadar güçlenecektir. Kendini savunma savaşıyla, Devrimci Halk Savaşı’nı daha fazla geliştirme imkânı artacaktır.

Devrimci Halk Savaşı’nın görevleri açısından bunlar ifade edilebilir. Önemli yenilikler var. Bazı temel özellikleri var. Bunları doğru anlamak, bu savaşı doğru yürütebilmek açısından gereklidir. Böyle olmazsa, bunları böyle bütünlüklü, toplu anlayamazsak biz bu Devrimci Halk Savaşı’nı bütünlüklü, doğru yürütemeyiz. Yıkacağımızı da, kuracağımızı da doğru tespit edemeyiz, zamanında yapamayız.

Bu iş, zor bir iştir. Öyle düz, üstünkörü bir yaklaşımla olabilecek bir şey değildir. Şimdiye kadar bildiğimiz savaş türlerinin en zorudur denilebilir. En karmaşığı, en iç içesidir. Özellikle de son yedi-sekiz yıldır yürüttüğümüz savaştan çok farklıdır. O zaman bu değişikliği yapabilmek gerekiyor. Kısmen Uzun Süreli Halk Savaşı’nda da buna benzer şeyler vardı. Örneğin ikili iktidar durumları vardı. Geceleri gerillanın etkinliğinin arttığı, gündüzleri ordunun etkinliğinin arttığı durumlar yaşanıyordu. Böyle bir düzey gerilla geliştikçe ortaya çıkmıştı. Oradan bir örnek alınabilir. Tamamen onun gibi değil, fakat orada da böyle durumlar vardı. Şimdi bunu böyle gece-gündüz yönetimi değil de, alanlara, toplumsal yaşamın boyutlarına göre iç içe, etkinlik düzeyini geliştirme temelinde ele alıp yürüteceğiz. Daha çok geliştireceğiz, iç içe geçireceğiz. Devlet iktidarını zayıflatarak demokratik toplumun öz yönetimini, buna dayalı demokratik toplum yaşamını geliştirebildiğimiz kadarıyla geliştireceğiz. Bu savaşı devlet siyasi uzlaşmaya razı oluncaya kadar sürdüreceğiz. Böyle bir uzlaşma olursa, o zaman oturup demokratik sınırlarını çizeceğiz. Eğer böyle olmazsa, bu tarafların birbirini yok etmesine kadar gidecektir. Devlet bizi tümden yok etmek isteyecek, o halde biz de yok edebildiğimiz kadarıyla, tümden bazı alanlarda yok edip tamamen devletsiz bir demokratik toplum örgütlülüğü, KCK örgütlülüğü yaratmaya çalışacağız. Bunun da önü açıktır.

Bu mücadele, savaş bu düzeyde sürüp gidecektir. Bu savaşı, topyekûn ve bir anlık bir çatışma savaşı olarak öngörmek kesinlikle doğru değildir. Karşımızdaki güç açısından da değerlendirdiğimizde Türk devlet yapısı, amaçları, sistemi buna izin vermez. Biz elde edemeyiz. Eğer öyle bir sonuç öngörsek orada biz başarı elde edemeyiz. Belki tersi olabilir; bizi yok edebilirler. Biz de onu boşa çıkartmak için gerillacılığı geliştirmişiz. Mevcut gerilla tarzı ve bütün dünyaya dağılmış konfederalist örgütlenme sistemimiz de karşı tarafa bu imkânı vermektedir. Bir yerimizi imha ediyor, bir yeri tutukluyor, bir birliğe darbe vuruyor, öbürleri ayaktadır. O da topyekûn imha edemiyor. Bunu bir anda yapamıyor. O bakımdan bu bir mücadele olacaktır. Yani bu Devrimci Halk Savaşı da çok yoğun bir savaş olarak gelişebilir, fakat öyle kısa süreli ve bir anlık savaş olarak değerlendirmek, kendi koşullarımıza çok uygun değildir. Kendimizi de öyle bir noktaya getirmemiz çok doğru ve isabetli olmaz. Çünkü karşı tarafı, devleti geriletme, etkisizleştirme anlamında onu sağlamak çok zordur. Hatta imkânsız gibi bir şeydir.

Demek ki Devrimci Halk Savaşı’nın amacı bir anda devleti tümden yok ederek, kendini hâkim kılmak değildir. Öyle bir sisteme dayanmıyor, öyle bir tarzı ve taktiği olamaz. Tersine iç içe, topyekûn bir savaşı öngörüyor. KCK sisteminin ya da toplumsal yaşamının bütün alanlarındaki bir savaşı öngörüyor. Karşı tarafı etkisizleştirip kendini örgütlemeyi ifade ediyor. Devletle demokratik konfederalizmin savaşmasını içeriyor. Demokratik toplumun savaşını öngörüyor. Devletle toplum arasında bir savaş olarak öngörmek gerekiyor. Onun için “Halk Savaşı” deniliyor. Gerçek anlamda bir halk savaşı olması gereklidir. Bu bakımdan da savaşın yöntemlerinin, ayaklarının, alanlarının doğru ve yeterli temsil edilmesi, geliştirilmesi gereklidir. Doğru tanımlanması gereklidir. Amaçları böyle tanımlarsak o zaman savaşımızın yöntemlerini, alanlarını, her alandaki savaşın nasıl olacağını da buna göre tanımlarız. İçinde bulunduğumuz koşullara uygun, karşıtımıza ve kendi durumumuza uygun, kendi programımıza uygun bir biçimde önce amacımızı doğru belirlersek, o halde bu programı hayata geçirecek, bu mücadeleyi yürütecek savaş biçimlerinin neler olacağını, temel savaş güçlerinin, alanlarının nereler olacağını, bu alanlarda hangi biçimde savaş geliştirileceğini doğru tayin edebiliriz.

Devrimci Halk Savaşı, siyasi çözümsüzlükten kaynaklanıyor. Siyasi çözümsüzlük demek, tarafların birbiriyle uzlaşmayı reddetmesi demektir. Bu da birbirini tanımaması anlamına geliyor. Siyasi açıdan uzlaşamamak, siyasi çözüm yaratamamak, devletin demokrasiyi kabul etmemesinden kaynaklanıyor. O demokrasiyi reddettiği ölçüde demokrasi de devleti reddediyor. Çatışma, savaş buradan ortaya çıkıyor ve burada mevcut dengeyi değiştirerek, tarafların birbirini kabul edecekleri bir denge durumunu yaratma mücadelesi veriliyor. Bir yerde tarafların birbirini kabul edeceği, daha doğrusu devletin demokrasiyi tanıyacağı bir durum gelişirse o zaman demokratik özerklik çözümü gerçekleşebilir. Eğer gelişmezse, savaş tarafların birbirini yok etmeyi öngördüğü bir düzeye çıkar. Devlet, demokrasiyi tümden yok etmeyi ister, bunu gerçekleştireceği katliamlara girişir. Demokrasi de, devleti tümden etkisizleştirerek devletsiz bir demokrasi olmaya yönelir. Bizim programımızda bunun önü açıktır.

Ayrı olmak, devlet olmak değildir. Devlet olursun, iç içe olursun. Bir sürü devletler birbirlerine bağlıdır. Bağımsız ve özgür olmak, ayrı devlet olmak demek değildir. Bir sürü ayrı devlet var. Hepsi Amerikan uşağıdır. Küresel sisteme gırtlağına kadar bağlıdır. Devletler ayrı isimlerle oluyor, ama bir sistemdirler. Birleşmiş milletlerle de birbirlerine bağlılar. Ortak kurumları da vardır. Zaten o kuruma da gerek yoktur. Bir de başta hegemonik güç vardır. Onun için bir yanlış algılama vardır. Mesela Kürtlerin ayrı olmasını, bağımsız özgür olmalarını devlet olmaya bağlayan, devletle bunun olacağını sanan, böyle anlayan ve propaganda eden görüşler çoktur. Bu yanlış bir görüştür. Bunun yanında demokratik özerkliği veya demokratik konfederalizmi, demokratik toplum örgütlülüğünü, özgürlük ve bağımsızlık olarak görememek, bununla devletsiz bir yaşama ulaşılabileceğini öngörmemek, hep devletin bir parçası gibi bunu değerlendirmek eğilimi vardır. Bu da yanlış bir görüştür. Bu temelde yaklaşımlar vardır. Bu, devletçi paradigmanın aldatıcı bir propagandasıdır. Demokrasiyi küçümseyen, etkisizleştirmeyi öngören bir propagandadır. Kendini ise insanlara, bağımsız ve özgür olmak, iradeli olmak isteyen insanlara, toplumlara kabul ettirmeyi hedefleyen bir propagandadır. Yanlış bir propagandadır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönderTara
Önceki yazı

GÜNDEM 28 AĞUSTOS 2019

Sonraki Yazı

Gençliği Tanımak ve Tanımlamak

Sonraki Yazı
Gençliği Tanımak ve Tanımlamak

Gençliği Tanımak ve Tanımlamak

Özgür Dervişler

Özgür Dervişler

Manşet

  • Gençlik ve Spor Bakanlığı Qamişlo’da Göç Konulu Çalıştay Düzenledi
  • Rojava Üniversitesi Öğrencileri Qamişlo’da Çevre Temizliği Kampanyası Başlattı
  • YENİLENDİ – NRW Gençliği Ülkeye Dönüşü Tartıştı
  • 60 Saniye’de Günün Önemli Haberleri
  • Halep Yolu Üzerinde 3 Genç Kaçırıldı
  • Melun’da Gençler Önder APO’ya Özgürlük Sloganlarını Haykırdı
  • YCWK İstanbul Birimleri Altı İlçede Önder Apo’nun PKK Kongresine Gönderdiği Politik Raporu Dağıttı
  • Ömer Öcalan: Önder Apo, Her Evde Kürtçenin Savunulması ve Konuşulması Gerektiğini Söyledi

En Çok Okunanlar

  • YENİLENDİ – NRW Gençliği Ülkeye Dönüşü Tartıştı

    YENİLENDİ – NRW Gençliği Ülkeye Dönüşü Tartıştı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Şehid Derweş Kop Komünü Öncülüğünde Önder APO’ya Özgürlük yürüyüşü

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Karayılan: Şehit Berfin Bir Görev Üstlendiğinde Mutlaka Yerine Getirirdi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Melun’da Gençler Önder APO’ya Özgürlük Sloganlarını Haykırdı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • YCWK İstanbul Birimleri Altı İlçede Önder Apo’nun PKK Kongresine Gönderdiği Politik Raporu Dağıttı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Katip Çelebi Üniversitesi Öğrencileri Kürtçe Eğitim Komünü Kurdu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Ömer Öcalan: Önder Apo, Her Evde Kürtçenin Savunulması ve Konuşulması Gerektiğini Söyledi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Dosya: Maxmûr’da Gençlik Kongresi: Öncelik Önder Apo’nun Fiziki Özgürlüğü

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Tunus’da Gençler ve Polis Arasında Çatışmalar Yaşandı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Roboskî Köyünde Bir Genç Araç İçinde Ölü Bulundu

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Şimdi Oynatılan
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Bizi Takip Edin

  • Telegram
  • Whatsapp
  • Twitter
  • YouTube

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • Türkçe
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.